Başbakan belki bilmiyordur, iftiharla kullandığı ‘cadı avı’ tabiri Orta Çağ’da Katolik rahiplerin kurduğu bir mahkemedir. ‘Cadı avı’ da o yıllardan ve uygulamalardan kalma bir faaliyettir. Büyü yaptığı iddiasıyla özellikle kadınları yakarak idam ederlerdi. Hatta tanınmış Fransız kadın savaşçı Jan Dark(Jeanne d’Arc) bu bahaneyle yakılmıştır. Yüzyıllar sonra da azize ilan edilmiştir. Yani cadı avı iyi bir avcılık yöntemi değildir. Orta Çağ’ın en karanlık döneminin sembolüdür. Başbakan böyle şeylere mi heves ediyor.
Sonra McCarty adlı Amerikalı bir senatör, memleketi komünistlerden koruyacağım derken bu yöntemle ne kadar sanatçı, bilim adamı, aydın varsa toplamış, yakmamış ama bu çok da insani bir uygulama olmamıştır. Çünkü o sırada ahlak da bozulmuştur. Ortalık düşmanlarını ihbar eden McCarty’nin emrine giren bazı aydınlarla dolmuştur. Sonuç ne mi oldu? McCarty de seçimlerde kaybedip yok oldu.

***

Başbakan saldırılarına ecdaddan başlıyor. Ecdada saygı duyduğundan değil, duymadığından. Atatürk ve İnönü’ye iki ayyaş demişti. Bu arada anlatacak başka şeyleri olmadığından ve siyasi fikir üretemediklerinden bu takım, konuşmalarında Cumhuriyetin ölmüş kişilerine saldırırlar.  “Ölülerin arkasından konuşmayınız” emrine de böylece uymamış olurlar. Ayrıca tarihi yalan söyledikleri için ülkeye zarar verirler. Şimdi de Metin Feyzioğlu’nun dedelerine dil uzattı. Turhan Feyzioğlu’nu bilirsiniz. Bu aileden gelmiş ve bu aile Turhan Feyzioğlu’nun konuşmasını yansıtan bir nitelikteymiş.
Yüz senelik bir cumhuriyet mücadelesine karşı cadı avı başlattık diyen bir Orta Çağ siyasetçisi.
Polise vur emrini ben verdim demişti Başbakan Gezi’deki facia için. Başbakan şimdi de cadı avı yapacağım diyerek, farkında olmadan tehlikeli itiraflar yapıyor.