Siz yaptınız siz!

Bir bacı var Star Gazetesi'nde.. Yenilerde çıktı ortaya.. Bir dönemin Nagehan'ı olmaya aday.. Zaten bu adaylıktandır ki, ne dilinin ayarı var, ne zekasının..

Fadime Özkan adlı bu arkadaş, kapmış bir köşeyi, hangi konuya girse, finalinde getirip Meral Akşener'e bağlıyor.. Allah var, "Reytingden" anlıyor.. Muhtemel ki 'Meral Akşener' dedikçe okunuyor sadece.. Evinde su kesilse, Meral Hanım'a bağlar mevzuyu..

Bugüne kadar birkaç kez elim gitti bir şeyler yazmaya da, içimdeki ses durdurdu beni..

Fakat dün öyle bir yazı yazmış ki, başlık şu;

-Baransu'nun bavulu gibi, Kılıçdaroğlu'nun dekontları da yargıya taşınır..

Bilmem.. Benim derdim, Baransu'ya ya da Kılıçdaroğlu'na ettiği laf değil.. Beni aşar, baş başa bırakayım..

Benim takıldığım nokta şu;

Baransu'nun valizindekiler, Türk Milleti'nin göz bebeği ordusuna dokunuyordu.. Kılıçdaroğlu'nun belgeleri ise reise(!) dokunuyor..

Be vicdansızlar, Türk'ün ordusuna gözümüzün önünde o valizlerle kumpas kurulurken siz avuçlarınız patlayıncaya kadar alkışlıyordunuz be..

Be vicdansızlar, o kumpaslarla, 15 Temmuz günü tepemize çöken alçaklığın önü açılırken, siz zevkten dört köşeydiniz be..

Be vicdansızlar, ömrü, yıllarca koyun koyuna yaşadığınız  F Tipi ile mücadele ile geçmiş subaylar üçer beşer boğazlanırken, "Allah verdikçe veriyor" diyordunuz be..

İş gelip, sizin çarkınıza dokunduğunda, Baransu'nun valizi tu kaka oldu he mi.. O valizle güçlendiniz.. O valizle palazlandınız.. O valizle keyiften dört köşeydiniz..

Herkesi aptal sandığınız için, bugün, Baransu'nun valizi, Kılıçdaroğlu'nun dekontu deyince alkış bekliyorsunuz he mi..

O elleriniz, dün o kepazeliği alkışlamasaydı, bir ülke bugün bu rezillikleri yaşamayacaktı.. Siz yaptınız, siz..

Sanki 15 yıl hiç yaşanmadı!

Cumhurbaşkanı ekranlardaydı yine.. Her gün olduğu gibi, her saat olduğu gibi.. Yeryüzünde uzanmadığı coğrafya, değinmediği mevzu kalmadı..

E dile kolay, 'Dünya lideri'(!) olmak.. CHP'den girdi, Rakka'dan çıktı.. Amerika'dan girdi, İran'dan çıktı.. Fetö'den girdi Rusya'dan çıktı..

Kimi zaman yakındı, kimi zaman kafa tuttu, kimi zaman had bildirdi.. İzlerken öyle bir hisse kapıldım ki, sanırsın AKP yeni kurulmuş bir parti ve uçurumun kenarına getirilmiş bir siyasetten kurtaracak ülkeyi..

15 yıl hiç yaşanmamış gibi.. O 15 yıl boyunca, bugün şikayet ettiği bütün o güçlerle el ele, gönül gönüle, akıl akıla yürümemiş gibi..

ABD'ye ayrı isyan.. Suriye'yi karıştıranlara ayrı isyan.. 15 yıllık iktidarda ne kadar dost olduğu, aklına uyduğu, kardeşim dediği, yoldaş bellediği adam ya da güç varsa, alayına isyan..

Ee bu da ustalık döneminin bir ustalığı herhalde..

Başörtüsü sorunu çözülmesin ki...

Kadına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 83. Yıldönümünde kadınlarla buluştu İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener..

28 Şubat dönemine ait bir yaşanmışlığı tekrarladı toplantıda.. Başörtüsünün sorun olarak lanse edilmeye başlandığı süreci ve o sürecin kimler tarafından nasıl kullanıldığını göstermesi bakımından kıymetliydi anlattıkları..

"Kadının başörtüsü meselesi bile erkekler tarafından kullanılan bir konu olmuştur hep.. Üniversitelerde ya da hayatın başka alanlarında, başı açık ya da kapalı kadınlar arasında bir sorun yaşanmadı Türkiye'de.. Bu sorunun üretiminde de, siyaseten kullanımında da aktörler hep erkekler oldu.. 28 Şubat sürecinde Millî Güvenlik Kurulu'nda bu konuya dair bir öneri hazırladım.. Askerlerin de sıcak baktığı bir çözüm planı koyduk ortaya.. Bu konu gayet mantıklı bir seyir izlerken, bugünün iktidarı muhteremler ortaya bir sorun attılar.. Gerginlik tırmandı, sorunun çözümü başka bahara kaldı.. İşte, 20 yıldır kadının kıyafeti üzerinden yapılan siyaset de ortada.. Nemalanabilmek için, sorunun devamına sebep oldular."

O kadar önemli ki bu hatırat.. 15 yıllık iktidara rağmen, hâlâ 'Benim başörtülü bacım' diye başlayan nutuklarla siyaset yapan anlayışın, kadınlarımızın kıyafetini bugünlere ve siyasete tahvil ettikleri gün gibi ortada..

Buna dur diyecek olanlar elbette öncelikle kadınlarımız.. Ama erkeklerimiz de bu sorumluluktan kaçamaz..

Yazarın Diğer Yazıları