Yakın dönemde Wikileaks adlı gizli bilgiler sunan bir site AKP ile ilgili 294 bin 548 e-mail ve yazışma paylaştı. Bu somut durumun üzerine Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun “Sızıntı: Wikileaks’te Ünlü Türkler” adlı kitap çalışmasını tekrar okudum. Bu makaledeki gizli belge alıntılarının büyük bölümünü bu kitaptan aldım. Wikileaks belgeleri ilk yayınlandığında belgelerde hükümet adına sorunlu ne varsa üzerinden atlanmıştı. İktidar medyası seçmeci bir tavırla belgelerde AKP ve Erdoğan ile ilgili olumlu anlatıları yazdı, olumsuz olan bilgilerin ise üstünü örtmeye çalıştı. Örneğine az rastlanır şekilde yalnızca totaliter rejimlerde olacak şekilde Wikileaks belgeleri AKP’lileştirildi. Türkiye’de medyanın yanlı tutumundan dolayı Wikileaks belgeleri halka ulaşamadı. Yayınlanan belgelerin büyük bölümü ise Taraf gazetesi sayesinde ordu ve muhalefeti yıpratmak için kullanıldı. Wikileaks belgelerinde en çok tartışılan konu Erdoğan’ın İsviçre bankalarında sekiz ayrı hesabı olduğuna dair iddiaydı. Erdoğan bu iddiaları yalanladı. İddiaları ortaya koyanları Ergenekonculukla suçladı. Ancak 30 Aralık 2004 tarihli belgede şunlar ifade edildi: “Görüştüğümüz iki kişi bize Erdoğan’ın İsviçre bankalarında sekiz ayrı hesabının olduğunu söyledi.” Peki neden İsviçre bankaları iddia edildi? Çünkü İsviçre bankalarında müşterilerin gizliliği esas alınıyor. Sadece hükümetlerin talebi söz konusu olduğunda hesaplar araştırılabiliyordu. Avrupa’daki pek çok gazete Erdoğan hakkında çıkan bu haberleri doğruladı. İsviçre’nin en çok satan gazetesi Blick şunları ifade etti: “Erdoğan minare yasağından dolayı İsviçre’yi faşist bir devlet olarak tanımlamıştı. Şimdi ise malvarlığını İsviçre’ye emanet ettiği ortaya çıkıyor.” Ergenekon davalarına da bu iddia yansıdı. Ergenekon sanıklarından ve şuan iktidarla yan yana olan Doğu Perinçek Tayyip Erdoğan ve İngiltere’deki işadamı Remzi Gür arasındaki telefon görüşmesini kanıt olarak gösterdi. Remzi Gür, 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında milletvekillerine rüşvet dağıtmaktan 10 ay hüküm giyen biriydi. Kaşif Kozinoğlu’da iddiaları doğruladı. Bu konuyla ilgili belgelerin CIA’nın da elinde olduğunu belirtti. Belgelerde Erdoğan’ın dünürü olan Sadık Albayrak, Antalya’daki raylı sistem ihalelerinde yolsuzluklar konusunda adı geçmişti. Sadık Albayrak ve Berat Albayrak hemen bu iddiaları yalanladı. Ayrıca Berat Albayrak’ın genel müdür olduğu Çalık Holding ve İtalyan ENI bir projede ortak olarak çalıştığı iddia edildi. Bu konuyu ilk defa Taraf gazetesi gündeme getirmişti. Ancak haberi çarpıtarak verdiler. Oysa Taraf gazetesinin El Pais’den çeviri şeklinde alıntıladığı haberde saptırma vardı. Taraf gazetesi haberi çarpıtmadan verseydi farklı sonuçları olabilirdi. En azından konu daha detaylı araştırılabilirdi.
Erdoğan ile ilgili bir diğer iddia ise kendini gizleyerek Amerikancılık yaptığı ile ilgiliydi. Amerikan Büyükelçisi Eric Edelman ile Washington arasındaki yazışmalarda Erdoğan, adının Amerikancıya çıkmasına izin vermeden Amerika’yı destekleyici adımlar attığı belirtiliyor.
Yakın zamanda yayınlanan Wikileaks belgelerinde bir vatandaşın Erdoğan ve AKP’lilere sitemi ortaya çıkıyor. Oda TV'nin haberine göre, "Başbakanım benim kızımın ve ailemin Mısırlı Esma kadar değeri yok mu" başlığıyla yazılan mektupta, M.K. isimli bir vatandaş yoksul ve çok zor durumda olduklarını belirterek Erdoğan'dan yardım istiyor. 21 Ağustos 2013 tarihli mail Erdoğan'ın yanı sıra AKP kurmaylarının hemen hemen tamamına da gönderilmiş. Erdoğan'ın Mısır'da ölen Esma'ya canlı yayında ağlaması hatırlatılan mailde, "Ben ve ailem, sizin yapmış olduğunuz yanlış uygulamalar sebebiyle 14 yıldır kendi vatanımız da Mısırlı Esma’dan daha kötü durumlara düştük. Keşke ölseydik" ifadeleri kullanılarak aynen şunlar aktarılıyor: "Defalarca defalarca yazdım fakat sorunlarıma duyarsız kaldınız. Kızınıza bahsetmiş olduğunuz 'dünya gelip geçici hepimiz faniyiz. Bir gün ecel çatıp geldiğinde hepimiz öleceğiz...' Hepimize gelen ecel size de gelecek bu dünyada ulaşılmazsınız fakat öbür dünyada Allah sizi karşıma çıkaracak ve hakkımı sizden isteyeceğim. Sn başbakanım benim kızımın benim oğlumun bir Mısırlı Esma kadar değeri yok mu?
Wikileaks sitesinin kamuoyuna açıkladığı belgelere göre Başbakan Tayyip Erdoğan’ı “karizmatik, pragmatik bir doğal siyasetçi” olarak tanımlayan ABD’nin dönem büyükelçisi Eric Edelman tarafından kaleme alınan bir belgede “Erdoğan’ın Tüpraş özelleştirmesinden doğrudan çıkar sağladığı” ifade edildi. Erdoğan’ın gizli ödenekten Trabzonspor’a parti politikalarını destekleyen stratejisi gereği “birkaç milyon dolar” aktarıldığı ifade edilen belgelerde çok sayıda üst düzey AKP’linin “yolsuzluk yaptığı” ifade edildi.
30 Aralık 2004 tarihli kriptoda Erdoğan’ın kişiliği hakkında şunlar ifade edildi:
“Parti içinde, Erdoğan’ın güce duyduğu açlık, sert bir otoriter yönetim uygulaması ve diğerlerine karşı derin bir güvensizlik olarak kendini göstermektedir. Erdoğan ve Emine Hanım’a yakın bir danışman, “Tayyip Bey Allah’a inanır ama güvenmez”
Ayrıca aynı kriptoda şu tespitler var:
“Erdoğan sağlıksız istihbaratlara ve basında yer alan dezenformasyonlara itibar etmektedir. Dar dünya görüşü ve cemaat geçmişinden gelen temkinli yaklaşımı nedeniyle halkla ilişkiler sorumluluklarını tam olarak yerine getiremiyor.”
Erdoğan’ın içe kapanık bir yapıya sahip olduğu yazılan kriptoda, bunu sürekli dış seyahatlere çıkarak aşmaya çalıştığı iddialar arasındadır. Kriptoda Erdoğan’ın az kitap okuduğu belirtiliyor. Erdoğan’ın çevresindeki danışmanların Türk Silahlı Kuvvetleri ile arasının iyi olmadığı ve yeterli birikime sahip olmadıkları da dile getirilmiştir.
Edelman, Washington’a Erdoğan hakkında övgü dolu analizler yaptıktan sonra Erdoğan’ın, “Tanrı’nın ona Türkiye’yi yönetme görevini kendisine özel olarak verdiğine” inanacak kadar aşırı gururlu ve hırslı bir lider olduğunu ve bu inancın Erdoğan’ı yalnızlaştırdığını ifade ediyor.
Sonuç olarak bu iddialar uydurma veya dedikodu şeklinde değerlendirenler olabilir. Erdoğan ve AKP ile ilgili gizli belgelerde pek çok iddia daha var. Ben belli bölümlerini yazdım. Tamamına ulaşmak için Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun “Sızıntı: Wikileaks’te Ünlü Türkler” adlı kitap çalışmasını okumanızı tavsiye ederim. Türkiye Cumhuriyeti’ni 21 yıldır yöneten erkin adının bu şekilde gizli belgelere yansıması bile dünya kamuoyunda prestijimizin sarsılmasına neden olduğu kanaatindeyim.