Sizin de çelenginizi kaldırdılar

Afyon faciasının üstünden iki gün geçti. Her şey konuşuldu. Hatta “her şey ortada ” denilerek (Genel Kurmay Başkanı) konuşulmayanlar bile konuşuldu.
Patlamanın sebebi cahillik mi, ihmal mi, sabotaj mı, gaflet mi, hiç biri değil mi veya hepsi mi... Bunlar konuşuldu. Ama konuşulmayan veya az konuşulan bir şey vardı ki, milli değerlerimizin alt üst edilmesiydi, acımasızca, zalimce yok edilmesiydi.
Koskoca devlet bayrakla uğraşıyor. Üstelik PKK bayrağıyla değil, kendi bayrağıyla. PKK’lıların askeri araca astığı PKK bayrağını görmezden geliyor ama kendi bayrağını lojmanın penceresinden indiriyor. Daha da ileri, çok çok ileri giderek kutlamalarda, hele İzmir’in kurtuluşu gibi bir kutlamada göndere bayrak asılmasını yasaklıyor. Oraya o bayrağın asılabilmesi için Türkiye, Türk halkı ne bedeller ödedi... Utanmıyorlar. Hatırlamıyorlar, bilmiyorlar. Belki de hatırlıyorlar ve biliyorlar ve zaten bunun için öyle yapıyorlar.

***

Askeri talimatlara da aykırı işler yapıyorlar. Gece yapay ışıkta yorgun ve acemi erlere otuzar kiloluk sandıkları taşıtıyorlar.
Meclis’e sormadan, içimizde askeri kamplar açıyorlar, Anayasayı binbirinci kere deliyorlar.
Başbakanın eşi Suriye Başkanının eşi için “kalbimi açtım” gibilerden magazinlere yakışır bir laf ediyor. Ama onlar kalplerine danışmıyorlar. Kalplerine ve vicdanlarına danışmadan meşru bir hükümetin devrilmesi için haçlı emperyalistlerle işbirliği yapıyorlar. Kaddafi gibi meşru bir devlet başkanının linç edilmesine, ülkenin parçalanmasına ve Haçlıların eline geçmesine yardım ediyorlar.
Antiemperyalist bir cephe oluşturan Lübnan, Irak, Suriye, İran gibi komşu ülkeleri suçlu duruma düşürmek için Haçlı “enformasyonlara” televizyon ve gazetelerinin kapılarını, ekranlarını, sayfalarını açıyorlar.
Haçlıların bir parmak bal niyetine ağızlarına çaldıkları “Yeni Osmanlılık” tuzağını ciddi sayacak kadar cahil ve gafil davranıyorlar. “Haçlılar Osmanlıyı o kadar sevselerdi yıkmazlar, parçalamazlardı” diyoruz, dinlemiyorlar.

***

Bayramları kestiler, biçtiler. Atatürk’ün anıtına çelenk koymayı yasaklamaya kadar götürdüler işi. Bayraktan korktular, çelenkten korktular, marştan korktular, yürüyüşten korktular. Korkularını, onları yasaklayarak giderebileceklerini sandılar. Öyle olmadı ama. Geçen gün Amasya’daki şehidin cenaze töreninde, baktım halk onların çelenklerini kaldırttı. Cumhurbaşkanlığından, Başbakanlıktan, Meclis Başkanlığından gelen çelenkler kalktı. Tarihin cilvesi budur. Korktuğun her ne varsa başına gelir, karşına çıkar. Siz iyi şeylerin yanına iyi şeyler koyamadınız. Yaptığınız kötü şeyler sizi takibediyor.

Yazarın Diğer Yazıları