Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Serap BESİMOĞLU

Serap BESİMOĞLU

Sonsuz sıkıntı “Öyküler Yumağı”

Kitaplar, öyküler, romanlar ruh dünyamıza farklı boyutların kapısını açarlar çoğu zaman.Sorgular, yargılar, kızar ve duygulanırız okurken...
Türü ne olursa olsun her kitap farklı bir kapıyı aralar. Okuyucu da ürkerek, korkarak yada sevgiyle ama bir şekilde o kapıdan içeri girer. Çünkü her çalışmanın yazarıyla buluşan bir ruhu vardır yada yazarını yansıtan. Yaşanmışlıklar, bazen güçlü hayallere dayalı ip uçları ile buluşur ve eser şekillenir. Kısacası öykücülük yada yazarlık zor iştir. Altay Öktem Türk öykücüler arasında çok özel bir yerde duruyor bence. Yazarla beni ilk tanıştıran, kelimeleriyle buluşturan kitaplarından biri roman- deneme türündeki  “Bu kitaptan kimse sağ çıkmayacak”  olmuştu. Hatta siz değerli okuyucularım için yine sütunuma taşımış, çok okunanlar arasında tanıtmıştım. Küçücük hatırlatayım. Bir çeşit bulmaca romandı. Dokuz yazarın kendi ölümlerini anlattığı bir seçki. Bir çeşit edebiyat kurgu romanı... İyi edebiyat okurları için hazırlanmış. Yazarın son kitabi yada yeni çalışması ise “Sonsuz Sıkıntı” yine okuyucuyu sürükleyen ve kendi içinde yolculuğa davet eden türden...

Perde açılıyor
Birçok öykünün buluştuğu sıra dışı bir seçki. Eser uyku ile uyanıklık arası çok ince bir çizgide yazılmış. Öyküler daha çok bir yönetmenin çekime hazır senaryosu gibi... Perde açılıyor ve kitabın içindeki filmi izlemeye başlıyorsunuz. Yaşamdan kesitlerin güçlü ifadeler,  uykuyla uyanıklık arası düşler yada derinlikler halinde yazıldığı öyküler bir bütünün detay parçaları gibi. Puzzle birleştiğinde resim oluşuyor, yani kurgu güçlü bir tasarının işi.

34 ayrı öykü
Kitaba ismini de veren  “Sonsuz Sıkıntı” gerçekten yazmanın, üretmenin sıkıntılı bir süreç olduğunu anlatıyor okuyana... Bu arada sıkıntıyı sorgulamak gerekirse;  çözemediğimiz, içinden çıkamadığımız, alışılmışın dışındaki haller değil mi? Yani zaman inişli, çıkışlı ve algıladığımız gibi düz değil çoğunlukla... İşte bu detayların, gelgitlerin içinde sıkılıyoruz. Yazarsa ayrı bir keyif alıyor bundan, okurken sıkıntıya düşen okuyucunun bulmaca çözme yeteneğini zorluyor. Kitapta 34 ayrı öykü var. Anlık kırılmaların açtığı derin yarıkları, açılmış derin yarıkların üstüne süre giden sıradanlığın şaşırtıcılığını anlatan ve çağdaş edebiyatımızın aldığı yolu görmemizi sağlayan öyküler.
Bir çok edebiyat ödülü sahibi Altay Öktem aynı zamanda da tıp doktoru. Eserlerinden bazıları;  “Eski Bir Çocuk” (1992),  ilk şiir kitabı “Su kuşu” (1992), “Beni Yanlış Öptüler” (1993), “Çamur Şiir” (1995), “Sokaklar Tekin Değil” (2003), “Dört Kırışık Opera” (2009). Denemelerini ise “Hayat Bazen Çentiklidir”,“İçimde Bir Boşluk Var”, “Yaram Yanlış Yerde” vb. “Sonsuz Sıkıntı” ise “Aslında Saçları Siyahtı” da yer alan öykülerin yanı sıra son yıllarda yazdığı öyküleri de içeriyor.
Rutinin dışına çıkan sıra dışı bir yazar Altay Öktem. Kendi tarzında, kendi renginde ve okuyucuya alıştırdığı lezzette sunmaya devam ediyor. Mutlaka okunmalı. Yaz aylarının sıcaklarından yer yer ürkütücü, üşütücü ama geniş pencereli nefes alan öyküler...

Yazarın Diğer Yazıları