“Küresel ekonomiyi zor bir dönem bekliyor”

“Küresel ekonomiyi zor bir dönem bekliyor”
Dünya Bankası raporunda 2009 sonrasında yavaş küresel büyümede, ekonomi politikalarındaki belirsizliğin de rolü bulunduğu belirtilerek özellikle gelişmiş ülkelerde kriz sonrası uygulanan politikaların bu belirsizlikte önemli etken olduğu kaydedildi

Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Grubu Direktörü Ayhan Köse, küresel ekonominin 2016 ve 2017’de kritik ve zorlu bir geçiş dönemi yaşayacağını belirterek, ancak şimdilik ufukta yeni bir küresel durgunluğun görünmediğini söyledi. Köse, “Çöküş ve Canlanma: Küresel Durgunluk ve Toparlanma Dönemlerini Anlamak” başlıklı yeni kitabının yayınlanmasının ardından dünya ekonomisine ilişkin soruları yanıtladı. Dünya ekonomisinin yaklaşık her 9 yılda bir durgunluk döneminin eşiğine geldiğine dikkati çeken Köse, buna karşın 2009 yılında yaşanan küresel durgunluk ve onu takip eden zayıf toparlanma döneminin, bu tür kritik periyotları anlamadaki eksiklikleri belirgin şekilde ortaya çıkardığını ifade etti. Köse, 2009 sonrasında gözlenen yavaş küresel büyümede, ekonomi politikalarındaki belirsizliğin de rolü olduğunu savunarak, özellikle gelişmiş ülkelerde kriz sonrası uygulanan politikaların bu belirsizlikte önemli rol oynadığını anlattı.

Çin’in yavaşlaması

Uzun bir süre “mucizevi” bir büyüme performansı gösteren Çin’in yumuşak bir şekilde yavaşlamasını, “sağlıklı bir gelişme” olarak nitelendiren Köse, Çinli politika yapıcıların, hızlı büyümenin getireceği riskleri iyi bir şekilde değerlendirerek görece daha düşük, ancak daha sürdürülebilir bir büyüme modeline geçmeye karar verdiklerini belirtti. Köse, Çin’in uygulamaya başladığı yeni büyüme modelinin, yatırımdan çok tüketime öncelik verdiğini, büyümenin kalitesini ve çevreye olan etkisini daha iyi değerlendirebilen unsurlar içerdiğini aktararak, “Bu hem Çin ekonomisi, hem de Çin’in büyüklüğü düşünüldüğünde, küresel ekonomi için elbette sağlıklı bir gelişme” değerlendirmesini yaptı.

Durgunluk görünmüyor

Ekonomi politikalarındaki belirsizlik dönemlerinin, kendini er veya  geç reel ekonomide de hissettirdiğine dikkati çeken Köse, şöyle devam etti: “Gelişmiş ülkelerde kriz sonrası ekonomi politikalarında yaşanan büyük belirsizlik hem reel ekonomiyi, hem de finansal piyasaları küresel ölçekte etkiledi. Son yıllarda yükselen piyasalarda gördüğümüz yavaşlama ise hem yerel, hem de küresel faktörlerin bir sonucu. Yerel faktörlerden biri de ekonomi politikalarındaki belirsizlik veya idari sorunların ekonomi politikalarına belirsizlik olarak yansıması. Önümüzdeki birkaç yılın küresel ekonomi için zor bir geçiş dönemi olacağı kesin, fakat Dünya Bankası da dahil olmak üzere belli başlı uluslararası kurumlar, dünya ekonomisinin 2016-2017 yıllarında büyümeye devam edeceğini öngörüyor. Yani şimdilik ufukta yeni bir küresel durgunluk görünmüyor.”

 

Sekiz yılda 600 bin bankacı işsiz kaldı

Küresel finansal krizin desteklediği bankacılıkta işten çıkarmalar teknolojik gelişmelerle birlikte gelecek yıl da sürecek. 2008’den bugüne kadar işsiz kalan bankacı sayısı 600 bin Dünya bankacılık sistemi 2008 küresel finansal kriz dönemi sonrası başlayan işten çıkarmaları yavaşlatsa da geçen sekiz yıllık sürede yarım milyondan fazla bankacılık pozisyonu tamamen silindi. 2015’te 100 bine yaklaşan işten çıkarmalarla birlikte, 2008’den bu yana toplamda 600 bin bankacı işsiz kaldı. İskoçya Kraliyet Bankası (RBS) sekiz yılda toplam işgücünün yüzde 53’ünü kaybederken, bu oran ABD’li Citibank için yüzde 36 oranında gerçekleşti. Citibank ayrıca, önümüzdeki yıl 2 bin kişiyi daha işten çıkaracağını açıkladı. 2010’dan bu yana çalışan sayısını çok fazla değiştirmeyen Alman Deutsche Bank ise 2018’e kadar 26 bin pozisyonda azaltmaya gidecek. Küresel krizin desteklediği sekiz yıllık dönemdeki işgücü kaybının bir başka önemli sebebi masraflaru kısmak için bankacılıkta dijitalleşme ve otomasyona gidilmesi. Yani teknolojinin insanların yerini alması.