Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Enes İSLAMOĞULLARI

Enes İSLAMOĞULLARI

Suçlu ayağa kalk!

“Özellikle kömür üretiminin yapıldığı alanda, sensörlerin yerleştirildiği tespit edildi. Kömürün kendiliğinden yandığını belirleyen karbonmonoksit gazı tarafımıza iletilen veriler üzerinde 2014 yılı mart ayından kazanın meydana geldiği zamana kadar incelemelerde, özellikle S ponosundaki 470 numaralı sensörde, madenlerde izin verilen azami konsantrasyon olan 50 PPM’nin üzerinde, çok sayıda ölçüm kaydı olduğu tespit edilmiştir. Bu sensörlerin yer yer 500 PPM’nin üzerinde kayıtlar yaptığı saptanmıştır. Ölçüm cihazı da maksumum 500 PPM’i göstermektedir. Yüksek içerikli karbonmonoksit kömürün kendiliğinden yangının en önemli göstergesidir. Aynı durumun H Panosu hava çıkışında bulunan 490 numaralı sensörde 08 Mayıs 2014 ile 13 Mayıs 2014 tarihleri arasında görülmektedir. Benzer yükseklikler aynı tarih aralıklarında 490 numaralı sensör, 536 numaralı, 415 numaralı sensörde de tespit edilmiştir. Madenlerdeki güvenlik kurallarına göre yüzde 19 oksijen değeri altında maksumumu yüzde 0.5 karbondioksit ve maksimum 50 PPM üzerinde korbonmonoksit bulunan madenlerde çalışılamaz.
Yukarıda konuları belirlenen sensörlerde, limit değerinin altında oksijen konsantrasyonlarına da rastlanmıştır. Teknik nezaretçiler, 15 günde bir onaylı teknik nezaretçi defterlerine kaydetmek zorundadırlar. İşletmeye ait teknik nezaretçi defterine ait 2014 kayıtlar incelenmiş, sadece 24 Şubat 2014 tarihinde H panosu yarı mekanize ayaktaki karbonmonoksit gazı artışı nedeniyle, ayağın barajlandığı ve kül verme işlemine başlandığı 10 Mart 2014 tarihinde kül verme işleminin devam ettiği 9 Mayıs 2014 tarihinde de tekrar açılmak üzere temizlenmeye başlandığı notu dışında, herhangi bir uyarıya ver verilmediği, ayrıca 09 Nisan 2014 terihinde yer üstünde yeni konacak fan için bir irtibat bacasına başlandığı notu ile ocakta bir hava sıkıntısı olduğu anlaşılmaktadır” 
Bu ön bilirkişi raporuna göre sizce bu katliamın sorumlusu kimdir?
Devletin bütün kupon arâzilerinin satışından haberi varken, 8 yıldır Soma Kömürlerinin işletmeciliğini yapan Alp Gürkan’ı ömründe bir kez olsun görmeyen Başbakan mı?
Yüzlerce insan toprağın altında hayat mücâdelesi verirken, toprağın üstünde 2 gün boyunca gömleğini bile değiştiremeyen ve 2 gün boyunca yalnızca simit yiyerek hayatını idâme ettirme lûtfunu gösteren Enerji Bakanı mı?     
Fâcianın göz göre göre geldiği madene 13-18 Mart tarihleri arasında yapılan denetlemede, madende herhangi bir eksiğin bulunmadığı raporunda hiçbir dahli bulunmayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı mı?
Devlet işletmeciliği zamanında kömürün tonu 140 dolara mâl edilirken bu rakamı 23 dolara kadar düşürme başarısını gösteren patron Alp Gürkan mı?
Bu mâliyetleri bu rakamlara düşürürken işçilere verilen tam ekmeği yarıma düşürerek, işçilere ciğerleri temizlenmesi için verilen sütü engelleyerek, erzak verilmesini yasaklayarak, mesâi ücretlerini indirerek, 8 saat çalışmayı 11 saate çıkararak buna küçümsenemeyecek bir katkı sağlayan genel müdür Ramazan Doğru mu?
Fâciadan daha birkaç saat evvel bir işçi karbonmonoksit zehirlenmesi şüphesiyle Soma İlçe Devlet Hastanesine kaldırılmasına rağmen üretimi ve vardiya değişimini devam ettiren işletme müdürü Akın Çelik mi?
Yanlış alarmda kullanılan gaz maskesi maaşından kesiliyor diye kullanmaya bile tereddüt eden maden işçisi mi?   
En yukarıdan en aşağıya, en aşağıdan en yukarıya hepsi suçsuzdur bu sömürü düzeninin...
Bütün suç, bu sömürü düzenine hâlâ destek çıkıp, 432 yetimin hakkına giren Türk halkınındır...
Ve Türk halkı ya insanlık onurunu Soma’da, toprağın altında bırakacak ya da ayağa kalkıp yumruğunu masaya vuracaktır...

Yazarın Diğer Yazıları