Suçlu şube çalışanı mı?

Artık bankacılık sektöründe işlerin hiç de iyi gitmediği açık açık ifade ediliyor.

Hatta Bakan Albayrak, gerekirse bankaların desteklenebileceğini bile söyledi.

Ortada bir kriz var ve bazı bankalar bu krizden çok ciddi etkilenmiş durumda. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, İstanbul Sanayi Odası'nda yaptığı konuşmasında bankaların sermaye yeterlilik rasyosunun 13'e kadar düştüğünü söyledi.

Bunun üzerine söylenecek bir şey var mı?

Elbette var.

Bazı bankalar neden bu krizden bu kadar çok etkilendi.

Biliyorsunuz ki, bankacılık sektörü en acımasız işverenlerden. Son 2 yılda bu sektörde resmen personel katliamı yapıldı.

Bu sektöre 15-20 yılını veren eğitimli ve profesyonel bankacılar son üç ayda tencere tava satıcıları gibi kart ve sigorta satmadığı için işten atıldı.

Nevin C, 14 yıllık bankacı. 13 yılı hep başarılarla dolu. Bir çok kampanyada birincilikleri var. Banka genel müdürünün elinden alınmış 9 tane başarı plaketi var.

Ancak Nevin C, son 6 ayda başarısız oldu diye işten atıldı.

İyi de 13.5 yıl başarıdan başarıya koşan bir insanı sen 6 aylık performansı için nasıl işten atarsın?

Dahası nasıl kıyarsın.

Sadece bu bankacıya mı zarar verdi bu banka?

Elbette kendisine de. 14 yıllık birikim ve tecrübe bir anda  atıldı.

Bankalar buna performansa dayalı hedef sistemi diyorlar.

Nevin'i attı, Fatma'yı attı, Murat'ı attı ve attı ha attı.

Sonuç olarak sektör bugüne geldi.

Tabii ki gelirken de milyarlık takipte kredi ile.

Bankacılık sektörü kendi ayağına sıkmıştır.

2008 yılından sonra kolay para kazanmaya alışan sektör, biraz piyasa daralınca hemen personel kovmaya başladı.

Bugüne kadar şube çalışanlarının elde ettikleri başarıyı hep kendi başarısı olarak gören bazı banka genel müdürleri şu an kâbus görüyor.

Takipteki kredi kâbusu.

Bol keseden dağıtılan krediler.

Bu şirkete veya adama kredi verilmez diyen personeli kovan bankalar şimdi bunun faturasını ödüyor.

Başarısız CEO

Gelelim en önemli konuya.

Şube personelinin performansını ölçen genel müdürlerin ve yardımcılarının başarısını kim ölçecek?

Mesela bir bankanın piyasa değeri 10 milyar dolardan 3.5 milyar dolara düştü. Batık krediler tarihinin en yüksek seviyesinde.

Daha önce büyük zafer kazanmış komutan edası ile ortalıkta dolaşan o yöneticiler nerede?

3 kredi kartı, 5 saçma sapan sigorta poliçesi satmadı diye 14 yıllık personeli kapının önüne koyan bu yöneticilerden kim hesap soracak?

Kendisine emanet edilen sermayeyi düşüren genel müdür hiç hesap vermeyecek mi?

Saçma sapan kredileri neden verdin diye hesap sorulmayacak mı?

Bu yöneticiler bankacılık sektörüne büyük zarar vermiştir.

Kaba bir hesapla yaklaşık 10 bin yetişmiş bankacıyı son iki yılda harcadılar.

Üstelik bir de vicdansızca bu insanların referanslarını kirleterek.

Artık takke düştü kel göründü.

Kibir dolu kendine aşık bu yöneticiler için hesap vakti.

Halka açık olan bankaların 1 lotluk hissesini bile elinde bulunduranlar, genel kurula gidip bu yöneticilerden hesap sorsunlar.

2 yıldır gelmekte olan bu krizi sokaktaki simit satıcısı bile tahmin ederken, yüzbinlerce lira maaş alan bu kişiler nasıl bilemedi?

Farkındaysanız artık bu yöneticiler ortada yok. Bir dönem Amerika'ya saçma sapan ödüller için giden CEO'lar adeta kayboldular.

Son 10 yıldır yapılan bankacılık tarihe kara bir leke olarak geçecektir. Mobbingin ve acımasızlığın yapıldığı dönem olarak hatırlanacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları