Suriye olmadı Irak verelim

Armageddon’u mu yaşıyoruz nedir?
Araplar buna Melhame-i Kübra derler. Yani kıyametten önceki büyük savaş.        ABD gemisini Irak sularında görünce hiç hayra yormadım. Bu gemiye davetiye çıkaran da biziz. Saldırganların hepsi, Suriye’de mağlup oldular şimdi Musul’a çıkıyorlar. 
Bir sabah kalktık ki Musul bomboş, Türk Konsolosluğu bomboş öteki konsolosluklar çalışıyor. Bizim başbakan Türkiye’nin en uzak bir şehrine, Artvin’e kaçmış orada MeHaPe’ye, CeHaPe’ye esip savuruyor.
Şimdi sırası mı diye düşündü herkes. Bir iki laf bile edemediler. İster istemez danışıklı dövüş ihtimalini akla getirdiler. Yine Amerika’nın koç başı olarak Türk ordusunu Irak’a sokacak ve kolayca rehineleri kurtaracak, TIR’cıları kurtaracak ve Cumhurbaşkanlığı arifesinde cihatçı Tayyip olarak sükse yapacak.
IŞİD’le birleşip Amerikan veya Türk askerlerini Musul üzerine salacaklar. Bir yanda TIR şoförlerimiz öldürülüyor, TIR’larımız soyuluyor, konsolosluk mensupları bir otelde mahsur, ölen Iraklılar fazladan...

***

Bunlara uçaklar dolusu adam gönderdik, TIR’lar dolusu silah ve lojistik gönderdik, yaralılarını hastanelerimizde tedavi ettik, ülkenin her tarafına yayılmalarına müsaade ettik. Hele Suriyeliler, daha da ileri gidip, güney illerimizde dükkanlar açtılar. Esnafa zarar verdiler. 
Maliki, Irak’ın bütünlüğünü savunuyordu. En son yaptığı çıkışı doğrusu takdir etmiştim. Kuzey Irak’tan merkezi hükümetten izinsiz olarak alınan tankerler dolusu petrol, hiçbir ülke tarafından kabul edilmemiş ortalarda serseriler gibi dolaşıyordu. Maliki, Erdoğan’dan kat kat ciddi bir devlet adamı olduğunu gösterdi. Ama bırakmadılar.

***

Nerede bir bağlantısız varsa, bağımsızlık peşinde olan lider varsa, onu yok ederler. Çavuşesku’yu ailesi ile birlikte kurşuna dizdiler. Ardından Romanya’ya üsler yaptılar. Tito da öyle, halkının çok sevdiği bağlantısızlardan bir liderdi. Saddam da ülke bütünlüğünü savunuyordu ama onu hataları götürdü. İran’la yaptığı savaş çok yanlış bir savaştı. Irak halkı, Saddam devrildiği vakit, onun heykelini yerlerde sürüklediler. Irak halkının günahı da buydu. Saddam, İran savaşının günahını çektiyse işte böyle bir ilahi denge oluşmuştu. 
Putin, tek taraflı bir dünya olmaktan dünyayı kurtardı. Şimdi bizim Kıbrıs’ı bile Güvenlik Konseyi’nde kurtardı. Annan Planı’nı veto ederek Kıbrıs’ın elimizden tamamen çıkmasını önledi. Rahmetli Denktaş’ın gülerek; “Allah razı olsun Putin’den” dediğini hiç unutmam. 
Hitler ve Mussolini bizim çağımızın diktatörleri değildi. Ülkelerinin bağımsızlığı için değil, düşlerini genişletmek için yola çıktılar. Bu yüzden mağlup oldular. Ve sevilmiyorlar.

***

Tayyip Bey, diktatör filan değil beceriksiz, baskıcı bir siyasetçidir.
Irak’ı boşaltıp Amerika’yı davet etmek akıl alır gibi bir şey değil. Çok tehlikeli. Allah’tan İran Cumhurbaşkanı, bilge tavırlı Ruhani, hemen sesini çıkardı ‘bu teröristleri gerekirse Amerika ile önleyelim’ dedi. O, Sasani kültürünü temsil ediyor, bizimkiler Osmanlıyı bile temsil edemediler. İran bir yanda, Nasrullah bir yanda, Esad, Putin bir yanda... İnsanın içini ferahlatan liderler bunlar. Teröristlere ve terörist devletlere güvenerek hareket eden bir iktidar “ikbalinden” nasıl emin olabilir. 
AKP’nin hüsranı büyük olacak. Bizi de yakmasa bari. 

Yazarın Diğer Yazıları