Suriye’ye kurt çağırmak ve tuzağa düşmek!

Tayyip Erdoğan, birkaç gündür, Afrin'deki terör yuvaları için "vurduk, vuracağız" diyordu. Daha vurmadan böyle tavırlara gerek yoktu! Nitekim, Erdoğan'ın yine "vuracağız" dediği anda ABD, Türkiye'nin Suriye ve Irak sınırlarında 30 bin kişilik ordu kurmakta olduğunu açıkladı!

Erdoğan da "Şimdi artık Amerika da sınırlarımız boyunca terör ordusu kurduğunu ikrar etmiştir. Bize düşen de bu terör ordusunu daha doğmadan boğmaktır. Terör örgütünün üstlerindeki bayraklarınızı kendiniz indirin ki, o bayrakları biz size teslim etmek zorunda kalmayalım. Teröristlerdeki işaretleri sökün ki teröristlerle birlikte olanları biz toprağa gömmek mecburiyetinde kalmayalım. TSK, Afrin ve Münbiç meselesini halledecektir. Hazırlıklarımız tamamlanmıştır. Harekât her an başlayabilir. Ardından da sıra diğer bölgelere gelecektir." diyerek ABD'ye meydan okudu.

Erdoğan; bu açıklamaları yaparken "Biz, büyük Türk Milletiyiz" demeyi de ihmal etmedi.

Savaşa giderken Türk olmak gerekiyor! Yoksa "aziz millet" veya "Milleti İbrahim" ne uğruna savaşacak?

Öyle ya savaşacağın kişiler terörist de olsa sonuçta onlar da "Milleti İbrahim"den değil mi?

***

Suriye'deki oyun kuruculardan olan Rusya'nın Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, "Türkiye'nin İdlib'deki gözlem noktalarının inşasını hızlandırmasını umuyoruz" dedi ve ABD'nin kararının Suriye'yi parçalamaya dönük olduğunu bildirdi.

Suriye hükümeti, ABD'nin Suriye'nin kuzeydoğusunda yeni bir silahlı güç oluşturmasını ülkenin egemenliğine "açıktan bir saldırı" olarak niteledi.

Türkiye'de ise iki önemli değerlendirme var:

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, "Afrin'e bir operasyon yapılmalı mı?" sorusu üzerine, Türkiye'nin, şu anda her zamandan daha fazla dikkatli olması, burada bir tuzağa çekilmemesi, çatışma alanına sürüklenmemesi gerektiğini söyledi.

Yılmaz, "Türkiye orada terör örgütleriyle boğuşturulursa içeride de bazı olaylar patlatabilirler. Çok dikkatli karar almak lazım." dedi.

Suriye'de "parça başı çözüm"ün bir sonuç olmadığını belirten Yılmaz, "İdlib konusuna yoğunlaşmak demek, İdlib'de sizi El Nusra, El Kaide, IŞİD ve diğer terör gruplarıyla aynı kefeye koymak anlamına gelir. Bizi sonuç alamayacağımız, asla kazanamayacağımız bir alana hapsettiler." diye konuştu.

Yılmaz, "Türkiye başkalarının hesabıyla ve kendi yanlış adımlarıyla darbe yiyebileceği bir alana girmemeli. Dikkatli olmak zorundayız. İdlib konusu, bizim uluslararası imajımızı ciddi manada örseledi. Kimi koruyoruz orada?" diye sordu.

15 Temmuz'dan sonra AKP iktidarını "vatan savaşı" konusunda destekleyen Doğu Perinçek ise "Afrin Harekâtı, haklıdır, yerindedir. Afrin Harekâtı, ABD'nin Batı Asya'daki terör faaliyetine karşıdır. Ancak Afrin operasyonu öncesi Türkiye, Suriye hükümeti ile ortak hareket etmelidir. O zaman ABD, öfkesini denetim altına almak zorunda kalır. Türkiye'nin Suriye'ye dostluk elini uzatmaması, en çok PKK/PYD'yi sevindiriyor. Sahada Türkiye-Suriye iş birliğine karşı koyabilecek bir güç bulunmuyor." dedi.

***

Başından beri Türkiye'nin Suriye politikasının temelinden yanlış olduğunu söyledik. Hani "sürüye kurt çağırmak" denilir ya, Türkiye'nin politikası şu anda "Suriye'ye kurt çağırmak"tır! Bu, bilinçli bir tercihtir!

Suriye ile iş birliği imkânları doğmuşken, Esad yönetimini teröristlikle suçlayan Erdoğan, şimdi kurtlara karşı El Nusra'yı mı müttefik olarak alacak?

Türkiye, bölgede Rusya, Suriye ve İran ile tam bir mutabakat içinde olmalı ki ABD karşısında "El Nusra ile müttefik görüntüsü" vermesin! 

Son tahlilde hepimizin kalbi Mehmetçik ile birlikte atar, ama onları ve Türkiye'yi tuzağa düşürmemek için gerekli tedbirleri almak kaydıyla...

Yazarın Diğer Yazıları