Tabiat “madem öyle, işte böyle” diyor...

Tabiat “madem öyle, işte böyle” diyor...

İnsanlık dünyayı acımasızca kirletmenin, tahrip etmenin bedelini ödemeye başladı.

Fabrika bacalarından, araç egzozlarından, ısınma amaçlı kullanılan yakıtlardan atmosfere yayılan başta karbon dioksit olmak üzere çeşitli zehirli gazlar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de iklim değişikliğine yol açtı, hava sıcaklığını korkunç boyutlara ulaştırdı.

Gerekli önlemler alınmadığı takdirde önümüzdeki yıllarda kuraklık, çölleşme, yağış sisteminde anormal değişiklikler, su baskınları, fırtınalar, tayfunlar, hortumlar, tsunamiler, orman yangınları bugünleri aratacak düzeyde artacak, ardı ardına gelen felaketler yüzünden toplu ölümler meydana gelecek.

İklim değişikliğinin bulaşıcı hastalıkların hızla yayılmasına yol açacağını, bugüne kadar bilinmeyen bazı hastalıkları ortaya çıkaracağını da bilmemiz gerekiyor.

Kuraklık ve çölleşmeye bağlı olarak tarımsal üretimin azalması, bunun sonucunda kıtlık ve açlık yaşanması da söz konusu.

Bazı hayvan türleri iklim değişikliğine bağlı olarak yok oldu. Önümüzdeki yıllarda bunlara yenilerinin eklenmesi de kaçınılmaz görünüyor.

...

Tehlike sanıldığından daha büyüktür; klimaları çalıştırarak, “Ay şekerim buzlu limonata iç iyi geliyor” diyerek, ince pamuklu giysiler giyerek, elde yelpazeyle dolaşarak, havuza-denize girerek, günde dört beş kez duş alarak, klimanın ya da vantilatörün önüne oturarak geçiştirilemez.

...

Peki, ne yapılabilir?

Diğer ülkelerin yapacaklarını beklemeden acil almamız gereken önlemler bulunuyor.

-Sanayi tesislerinden çıkan zehirli gazların etkilerini azaltıcı çeşitli üretim ve filtreleme sistemlerine geçilmelidir, bir...

-Özel araç çılgınlığı durdurulup toplu taşımacılığa ağırlık verilmelidir, iki...

-Güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından daha fazla yararlanılmalıdır üç...

-Ormanların korunmasına özel önem verilmeli, çıkacak yangınları birkaç saat içinde kontrol altına alacak önlemler alınmalıdır dört...

-Denizlerin kirletilmesi ağır suç sayılmalıdır beş...

-Deniz suyunun arıtılarak içme ve kullanma suyuna çevrilmesi konusunda dünyadaki deneyimlerden yararlanılmalıdır altı...

-Termik santrallerden vazgeçip hidroelektrik santrallerine yönelmelidir yedi...

-Tarımsal sulamada israfa yol açan açık kanal yöntemi terk edilip kapalı boru sistemine geçilmelidir sekiz...

- Atık suların belli yerlerde toplanmasına, filtreden geçirildikten sonra kullanma suyu olarak değerlendirilmesine gereken önem verilmelidir dokuz...

- Evlerin çatılarına yağmur sularını toplayacak depolar kurulmalı, gene yağmur sularının akış yönleri dikkate alınarak göletler oluşturulmalıdır on...

- Tarımsal alanların imara açılması, bir diğer deyişle hesapsız kitapsız betonlaşmadan vazgeçilmelidir on bir...

- Binalarda yalıtım uygulamalarıyla enerji kaybının önüne geçilmelidir on iki...

- Güneş ve rüzgârı kullanarak kendi enerjisini sağlayacak olan işletme ve konutlar ucuz krediler ve vergi kolaylıklarıyla teşvik edilmelidir on üç...

...

Tabii tabiatı koruma önlemlerini sadece bizim almamız yeterli olmaz, bunun küresel boyutta bir politikaya dönüşmesi gerekir.

Küresel ısınmadan başta ABD olmak üzere gelişmiş sanayi ülkeleri birinci derecede sorumludur.

Onları sürece etkin biçimde dâhil etmeden istenen sonucu almak mümkün değildir.

...

Son sözüm şu:

Cehennem sıcakları tabiatın isyanıdır, insanlığa “Madem öyle işte böyle” demesidir.

Tabiatla inatlaşmayı bırakmalı, uzlaşmayı öğrenmeliyiz.

Yazarın Diğer Yazıları