Tahran ve Washington'daki şahin ve güvercinler

Tahran’da Hazar’a kıyısı olan devletlerin zirvesini yine bu köşede değerlendirmiştim. Zirve, gerçekten de ABD’nin küresel imparatorluk mücadelesinin 11 Eylül’den bu yana en stratejik düğümü haline gelen İran’a yönelik Avrasya ittifakının iki lider devletinden birisi olan Rusya’nın bu zirveyi İran yanlısı bir stratejik karşı cephe oluşumuna dönüştürme çabasını sergilemişti. Hazar’a kıyısı olan Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Rusya’nın, İran’a yönelik ABD saldırısı karşısında birlikte İran’a destek verecekleri  “resmen” deklare edildi Tahran’da.

İran’a taktik nükleer saldırı

Orta Asya ve Arap ülkeleri üzerine derinlikli analizleriyle tanınan, Avrasya’daki büyük güçler ve enerji savaşına ışık tutan Boruistan adlı kitabın yazarı Pepe Escobar’ın Asia Times gazetesinde, geçenlerde yayınlanan yazısı Tahran’daki gizli görüşmeleri, pazarlıkları dahası İran İslam rejimi yönetimi içindeki şahin-güvercin çatışması konusunda çarpıcı bilgiler içeriyor.
Escobar, İran üst düzey diplomatik kaynaklarına dayandırdığı yazısında, Putin ile İran’ın dini lideri Azeri asıllı Ali Hamaney’in görüşmesinde konuşulanları şöyle anlatıyor:
 “Zirve sırasında Rusya Devlet Başkanıyla İran’ın dini Cumhurbaşkanı arasındaki görüşmede, Putin, Hamaney’e şunları söylemiş: ABD, İran’a yönelik taktik bir nükleer saldırı gerçekleştirebilir. Bu konuda bilgilere sahibiz. Böyle bir saldırının Moskova açısından Rusya’ya yapılmış kabul edileceğini söyleyebilirim.”

Putin’in özel planı

Hamaney ile Putin arasında ABD saldırısının ortaklaşa iki ülkeyi hedef alacağı konusunda mutabakata varılırken, bu mutabakat  “nükleer” sözcüğü kullanılmaksızın ortak bildiriye de yansıdı. Yine görüşme sırasında, Putin’in “özel bir planım var” sözlerini de aktarıyor Escobar. Yalnız bu özel planın içeriği hakkında bilgi yok. Ancak son haftalarda özellikle Ali Laricani’nin (İran’ın nükleer müzakerecisi ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı) istifasının da Tahran’daki toplantıya damgasını vurduğu bir gerçek. Escobar, Dini lider Hamaney’in İran’ın nükleer programı konusunda büyük bir stres altında olduğunu, nükleer programın ABD ve uluslararası camianın baskısı altında hafifletilmesini, yavaşlatılmasını da ciddi biçimde düşündüğünü ne var ki henüz bir karara varamadığını öne sürüyor.
Putin’in içerdiği bilinmeyen özel planı acaba bu nükleer programın ağırlaştırılması üzerine mi kurulu? Ne var ki Laricani’nin de İran’ın şahin kanadının en etkili ve stratejik yeteneği yüksek isimlerinden birisi olmasına karşın, istifasını ABD’nin İran’a yönelik darbesini önlemek için yönetim içindeki çabalarının başarısızlığına bağlayan yorumcular çok. Laricani’nin Hizbullah’ın İsrail’e yönelik son savaşını düzenleyen kilit isim olduğu düşünülürse, İran İslam rejimi içinde ağır basan şahinler kanadının lideri cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın bu istifayla ABD ile savaş isteğinde önemli mevzi ve etkinlik kazandığı da yadsınamaz.
Hem ABD yönetimi hem de İran yönetimi içinde savaş için şahinlerle güvercinlerin müthiş mücadelesi sürüyor.

Yazarın Diğer Yazıları