Taktikler başladı

Hiç işitmemiş, görmemiştik. Demek “Çözümü Destekleyen Kadınlar Grubu”muz da varmış. Her Cumartesi Lokmacı Barikatında pankartları ile toplanacak ve Talat-Hristofyas görüşmelerini destekleyeceklermiş. Bu haftaki pankartlarından şunları okuyabildik: Söz artık kadınların! (Buna kim karşı çıkabilir ki, yeter ki söyleyecekleri söz bilinçli olsun). Ancak “Ayrımız, gayrımız yok hepimiz kadınız” pankartına gelince ve hele “Neden ayrıldık” pankartını görünce. Durunuz hanımlar. Neden ayrıldığımızı bilmiyorsanız bir bilene sorunuz demeden edemeyeceğiz. Yaşlarına bakılırsa, hakikaten “bal gibi geçiniyorken, neden ayrıldığımızı” bilmeyecek kadar genç yaşlarda! Kitap da okumamışlar, her halde aileleri ile de konuşmamışlar. Neden Limasol, Baf, Larnaka ve köylerinden apar topar Kuzeye koştunuz diye ana ve babalarına, dedelerine de sormamışlar. Güneyde bıraktıkları köylerin, malın, mülkün ne hale getirildiğini de merak etmemişler; şöyle bir Alılar, Muratağa, Sandallar şehitliklerine uğramamışlar. Niye ayrıldık diye üzülüyorlar.
Annan Planı zamanında meydanları dolduran ve “ya imza, ya istifa” diye bağıranlar arasında herhalde bunlar da vardı. Şimdi de “Kadınız, Federasyondan yanayız. Neden ayrıldık” diye yollara düşmüşler. Herhalde işleri güçleri yok ki, her Cumartesi bu milli barışçı görev için Lokmacı’da olacaklar.
Federasyonun yanayız diyorlar. Rum da aynını söylüyor. Sn. Talat da, Hristofyas da aynını söylüyorlar ancak beş yıldır anlaşamıyorlar. Demek ki sihirli “federasyon” sözü barış kilidini açamıyor çünkü federasyon elma değil, armut değil, portakal değil ki “al bir federasyon” diyelim de iş bitmiş olsun.
Hanım kızlar, kaderlerinin, geleceklerinin bahis konusu olduğunun farkında değiller. Karşı tarafın yüz yılı aşkın milli davası nedir, okullarında çocukların beyinlerini nasıl yıkamaktadırlar, Kilise ne diyor, ne yapıyor; arkalarında Yunanistan’ın oynadığı oyun nedir? Bilmiyorlar.
Sözcüleri Sn. Gülden Akbil. Hangi partidendir diye merak etmemek mümkün değil. ABD-AB-İngiltere yetkilileri ile temasları acaba nasıl? Her Cumartesi toplanacak hanımların (eğer çalışanları varsa) günlüklerini kim ödeyecek?
Önümüzdeki günlerde Annan Planı döneminde olduğu gibi, daha çok gruplar, dernekler, kişiler göreceğiz siyasi sahnede. Gençleri yeniden kandırmak için olağanüstü gayretlere şahit olacağız. ABD yeniden milyonlar dağıtacak. Niçin? Federasyon adı altında Rum’a yamalanmamız için. 47 yıldır boyun eğmeyen, hakkını arayan, egemenliğini koruyan, Türkiyesiz var olamayacağının bilinci içinde olan Kıbrıs Türklerinin bu arayışlardan vazgeçerek, Türkiye’ye sırt çevirerek “yahu, kuzu kuzu barış içinde, dostça yaşarken, neden ayrıldık, ayrılmamalıydık, Rum’dan kötülük gelmez” demeğe başlamaları için!
İngilizler Garanti Anlaşmasını görüşmeye hazırmışlar. ABD’nin Türkiye’ye önerisi hatırlardadır: “Önerilerini Rumların kabul edebilecekleri bir çizgiye çek. Kıbrıs Türkleri Annan Planına evet dediklerine göre bundan sonra ayrı bağımsızlık, ayrı egemenlik istemezler demektir. Türkiye bunları bu çizginin altında tutmalıdır”. Ve Sn. Talat görüşmelere bu çizginin altında başlamıştır. Hristofyas tatmin edilmiş değildir. Tam, katıksız teslimiyet istemektedir. Bunu hak bilmektedir. Megali İdea damarlarındaki kandır; Makarios’un izindedir, EOKA’dan ilham almaktadır ve Yunanistan “arkandayım” demekte, Türkiye’den de, İngiltere’nin ve Yunanistan’ın vazgeçtiği gibi, garantörlükten vazgeçmesini istemektedir.
Hanımlar! Geçmişi bilmiyorsanız, gelecek için barış ve özgürlük sağlayamazsınız. Çünkü karşınızdakilerin hesabı, sizin o iyi niyetli, güzel hayallerden oluşan hesabınıza uymamaktadır. Geçmişi ve karşınızdakilerin hesabını, kitabını bilmezseniz, atacağınız adımlar sizi barışa değil, bunun tam aksine, içinden çıkamayacağınız bir uçuruma götürecektir. Allah için olsun, iyi düşününüz.

Yazarın Diğer Yazıları