Tantan: Erdoğan artık gidiyor

Tantan: Erdoğan artık gidiyor
İktİdardakİ siyasi hareketin tasfiye edileceğini ileri süren Sadettin Tantan, “Yani Türkiye’nin görevlerini tamamlamakta olan Erdoğan artık gidiyor” diye konuştu.

Batı’nın isteklerini yerine getiren AKP sona yaklaştı

İktidardaki siyasi hareketin tasfiye edileceğini ileri süren Sadettin Tantan, “Yani
Türkiye’nin görevlerini tamamlamakta olan Erdoğan artık gidiyor” diye konuştu
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak’ın, “AKP bir proje partisidir. Amerika, İngiltere ve İsrail’in destekleriyle kuruldu” yönündeki sözlerini değerlendirirken yaptığı açıklamada Türkiye’nin görevlerini tamamlamakta olan Tayyip Erdoğan’ın tasviyesi sürecine doğru gittiğini ileri sürdü. Tantan, “Batı’nın isteklerini yerine getiren bu siyasi hareketin tasfiyesi başladı. Yani Tayyip Erdoğan gidiyor. Zaten Yenilikçi Hareket kitabının içerisinde Tayyip Erdoğan’ın da Abdullah Gül’ün de ‘Bizi iktidara taşıyın, Türkiye’nin bütün imkân ve kabiliyetini, kapasitesini sizin lehinize kullanırız’ifadeleri de var. Bunlar açık kaynaklardaki bilgiler. Kapalı bilgilerde ne olduğu belli değil” ifadelerini kullandı.
Şii-Sünni çatışması
Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olduğu dönemde, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile yaptığı 2 sayfalık 9 maddeden oluşan anlaşmanın açıklanmadığını kaydeden Tantan şöyle dedi: “İngilizlerin Osmanlı devletinin çözülmesinde ve Türk kimliğinin düşman olarak gösterilmesinde kullandığı en büyük araç Vahabilik’ti. Bu durum bütün şiddetiyle devam ediyor. Vahabilik o kadar ileri safhalara taşındı ki, giderek Şii-Sünni çatışmasına zemin oluşturmak için bir araç olarak kullanılıyor. Vahabilik büyük parasal desteklerle İslam ülkelerindeki siyasetin ve dini yapıların değiştirilmesine büyük katkı sağlıyor. Bunu açık ve net olarak görüyoruz.” Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının, Türkiye sanki ABD’ye karşı yeni bir cephe oluşturuyormuş gibi bir hava yarattığını belirten Tantan sözlerini şöyle sürdürdü: “İktidar, Şangay Beşlisi’ne katılacakmış gibi bir çalışma başlattı. Milli Güvenlik Kurulu kararlarına baktığımızda bu görülüyor. 12 yıldır ABD, İngiltere ve İsrail’in taşeronluğunu yürüten iktidar, bir anda cephesini değiştirme görüntüsü vermeye başladı. AKP, yarattığı zenginliğin yargılanmaması ve iktidarın devam etmesi arzusuyla 2015 seçimlerini kazanmak için milliyetçi bir görünüm vermek zorunda. O nedenle ABD’ye, İngiltere’ye, Avrupa’ya kafa tutan ve ülkenin, halkın menfaati için hayatını feda edecek bir iktidar imajı yaratılıyor. Bu amaçla eski ‘Yeni Zeminci’ olan kendi adamlarıyla kamuoyuna bir mesaj veriyor.” Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın (TİB) doğrudan başbakanlığa bağlı olduğunu kaydeden Tantan şunları kaydetti:  “Bu kuruluşun başındaki Fethi Şimşek Yargıtay’a taşındı. Yasa gereği her 6 ayda bir denetlenmesi gereken o kuruluşu denetlemedi. En büyük suçlu kendisi. Şimdi suçluyu oradaki üç beş memur olarak göstermek istiyor. Bu tür faaliyetler varsa suçlu o yapının kendisidir. Başbakanın altında olan yetkililer gerçek suçluyu görmezden gelip günah keçisi yaratıyor. Böylece bir düşman oluşturarak onunla savaşıyormuş gibi yapıyor. Yani milleti uyutmaya çalışıyor. Gerçek bilgileri toplumun önünden kaçırıyor. Gerek kendilerinin gerek cemaatin gerekse PKK’nın zenginliklerini, yolsuzluklarını, kirliliklerini ortadan kaldırma uğraşına giriyor. Bunu kimse yutmaz.”
Türkiye çok şey kaybetti
Tantan sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye yıllarca Batı’nın uygulattığı politikalarla çok şey kaybetti. Bundan sonraki politikasında kendi menfaatlerini düşünecek, iç, dış, enerji ve ekonomi güvenliğini sağlayacak alt yapılar üretmesi lazım. Batı ülkelerinin bu bölgedeki taleplerini yerine getiren bir iktidar değil, kendisini kuşatan ülkelerle zenginleşecek bir iktidar anlayışının ülkeye hakim kılınması lazım. Bugünkü iktidar bunları yapabilecek kabiliyette değil. Oslo’da taraf olarak masaya oturtulmaları bir tehdidin sonucudur.”
****


Siyasi iktidar dini kendi
çıkarları için kullanıyor
Sadettin Tantan daha sonra şöyle devam etti: “PKK’yı özgürleştiren, ona karşı hiçbir eylemde bulunamayan, onun zenginleşmesinde, mal varlığı elde etmesinde sessiz kalan AKP böylece politik açıdan yön değiştiriyor görüntüsü içine girdi. Sadece Güneydoğu’da değil büyük şehirlerde bile halkı tehdit eden PKK’ya yönelik adli işlem yapılmıyor. En ufak bir yasal çalışma yok. Hatta yapılan yasal çalışmalar da engelleniyor. Yani AKP, PKK’nın gerek adli gerek idari gerek yolsuzluk gerekse organize suç anlamındaki faaliyetleriyle ilgili bugünkü mevcut mevzuatı uygulattırmıyor. Bunu yaptığı anda iktidarda kalamayacağını biliyor. Ancak yeniden iktidar olabilmek için kendisini Batı’ya karşı savaşan konumunda göstermek istiyor. Avrupa’daki İslamofobi’yi gündeme almasının altında yatan neden de bu. Yoksa oradaki Müslümanları düşündüğünden değil. Baktığınız zaman IŞİD’in bütün ülkelerin istihbarat servislerinin oluşturduğu bir yapı olduğu görülüyor. Bu terör örgütünün oluşumunda hangi ülkelerin istihbarat örgütlerinin katkılarının olduğu, araç, silah ve gereçlerin hangi ülkelerden temin edildiğini bilmeyen yok. IŞİD, İslam dinini kötüleyen bir algı oluşmasına da katkı sağlıyor. Bu Türkiye’nin kabul edemeyeceği bir şey. Buna karşı İslam’ın iyi yönünü göstermesi gereken iktidar maalesef böyle bir çaba içerisinde değil. Dini kendi siyasi çıkarları için kullanan bir iktidar var. Bunu böyle okumak gerekir.” Sadettin Tantan AKP’nin önümüzdeki dönem hedeflerini ise şöyle anlattı: “Enerji, ekonomik, yüksek teknoloji ve hukuk savaşları halkımızı ve ülkemizi yıpratıcı şekilde tehdit ediyor. Buna karşı toplumu bilinçlendirmesi, bireyin hak ve hukukunu, yaşam güvenliğini sağlaması gereken bir iktidar ortada yok. Sadece kendi geleceği ve çıkarını düşünen bir iktidar var. Özellikle de ülkeyi birlikte dizayn ettikleri, soyup, soydurdukları, birlikte zenginleştikleri Cemaat’le savaşıyormuş algısı veriyor. AKP, Cemaat, PKK üçlü paralel devlet olarak Türkiye’yi bugüne taşıdı.”
***

Kamalak: Erbakan BOP
eş başkanlığını kabul etmedi
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak, AKP kurulduktan sonra partilerine olan ilginin azalması konusunda şunları söyledi: “Eğer biz kuru bir particilik yapmış olsaydık yükseliş devam edecekti. Bir internet sitesinde yayınlanan  makaleye göre bir takım finans sahipleri, proje mimarları Erbakan Hoca’yı ziyaret ediyor. Bu doğrulandı. Ne diyorlar? ’İslamiyet yükselen bir çizgidir. Biz sizinle işbirliği yapmak isteriz’Peki ne olacak? Üç öneride bulunuluyor: ’1- Biz sizi iktidara taşıyacağız. 2- Bu alandaki gerekli finansmanı sağlayacağız. 3- Karşı çıkanları saf dışı bırakacağız. Buna karşılık sizden üç talebimiz olacak: 1- İsrail’in güvenliği sağlanacak. 2- İslamiyet’in yeni yorumunda bize yardımcı olacaksınız. 3-Büyük Ortadoğu Projesi’nde bize destek vereceksiniz.’Erbakan Hoca tartışmaya bile açmadan bu önerileri reddediyor. Eğer Erbakan İsrail’in isteklerini kabul etseydi AKP kurulmayacaktı.”

Hakkı Öznur: Lekesiz ve
tertemiz bir siyasetçisiniz
BBP eski Genel Başkanı Hakkı Öznur, koalisyon hükümeti döneminde kendilerine yoğun ilgi olduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı: “Partimizin büyümesi ve yükselişe geçmesi herkesin dikkatini çekiyordu. Genel merkez ziyaretçi akınına uğruyordu. ABD ve Batı destekli Erdoğan ve ekibi de Fazilet Partisi’nden ayrılıp yeni oluşum çalışmalarını yapıyorlardı. Bu dönemde bir heyet Muhsin başkanımızla bir görüşme yapmış. Heyettekiler önce genel bir siyasi panorama çizmişler sonra rahmetli şehit liderimize, ’toplumda size karşı büyük bir saygı ve sevgi var. Hakkınızda şaibe yok. Lekesiz, tertemiz bir siyasetçisiniz. Kamuoyu sizi dürüst ve güvenilir bir lider olarak görüyor. Eğer bizimle hareket ederseniz sizi başbakanlığa taşırız. Yazılı ve görsel medya sizin emrinizde olacak, finans sıkıntınız olmayacak’ demişler.”