Fatih ERBOZ/Ankara
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, dış politikayı dikkate alan tanımın yanında içeride de bir kalkınma modeliyle güvenlik stratejisinin desteklenmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi. Tantan, "Türkiye, Orta Doğu'da cetvelle çizilmiş ve Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden Suriye, Irak, Ege kıta sahanlığına hapsedilmeye çalışılıyor. Türkiye, bunlara karşı kendi güvenliğini genişletebilir. Suriye'de, Irak'ta, Doğu Akdeniz'de, Ege'de bu hamleleri yapabilir. Emperyalist ülkelerin projelerini engelleyebilir. Türkiye emparyal güçlerin taşeronu olmaya devam edemez" dedi.
Sadettin Tantan, Konsoloslukta öldürülen Suudi Gazeteci Cemal Kaşıkçı olayının istihbarat savaşının bir parçası olduğunu, küresel güçlerin bölgede istihbarat ve enerji için çatıştığını belirtti. Kaşıkçı'nın gerek İngilizler, ABD'liler, gerekse Suudiler tarafından kullanılan bir isim olduğunu ifade eden Tantan, şöyle konuştu: "Suudi Gazeteci Kaşıkçı, aynı zamanda Türkiye ile yakın bir isim. Burada esas Prens Selman'a ABD Başkanı Donald Trump'ın dediklerine bakılmalı. 'Biz olmazsak 15 gün dayanamazsın'dedi. Orta Doğu coğrafyasında küresel anlamda İngiltere'nin h‰kimiyeti var. ABD ile birlikte hareket etseler de menfaatler söz konusu olunca ayrışıyorlar. ABD'nin uluslararası gücü petrol ve dolar. Aramco şirketi ABD'de de borsaya açılıyor. Çin ile de Yuan üzerinden anlaşma yapmaya kalktı. Esas tartışma burada başladı. İngiltere Çin'in IMF benzeri bankasına üye oldu. Arada büyük kavga var, bu kavganın sonucu olarak bizim kucağımızda patladı bu olay."
Türkiye'nin Müslüman kardeşlerin hamisi gibi gözüktüğünü, İslam'da da kırılmalar olduğunu dile getiren Sadettin Tantan, şöyle devam etti: "Türkiye ile Mısır'ın Suudi Arabistan'ın arasının açık olması. Prens Selman Türkiye-İran-Katar şeytan üçgeni lafı da buradan çıktı. Rusya bölgeye bizim üzerimizden gelerek Suriye'ye yerleşti. Üsler oluşturdu, silahlarını denedi, İran geldi yerleşti. Türkiye ise kendini Doğu Akdeniz'den dışlayarak Anadolu'ya hapsetti."
Sadettin Tantan, tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin avantajlarının da bulunduğunu kaydetti. Tantan, Çin'in artık dünya ekonomisinde üst seviyelere geldiğini, ABD ile Çin arasında bu anlamdaki kavganın Türkiye'yi de etkisi altına alabileceğini ifade etti. Tantan, "Türkiye'nin paraya ihtiyacı var yatırım yapması için. Çin'de üretim fiyatları yükseldiği için rekabetten uzaklaşıyor. Türkiye'nin lojistik açıdan Avrupa'ya yakın oluşu nakliye açısından ucuz. Türkiye'nin yetişmiş insan gücü birikimi ve önemli tecrübeleri var. Bunları sektörel bazda, uluslararası alanda Çin'in h‰kimiyetini kaldırıp kendi h‰kimiyetini oluşturabilecek planların devreye sokulması gerekiyor" diye konuştu.
TOPRAKLARA SAHİP ÇIKILMALI
Türkiye'de toplumun refahını yükselterek iç göçün önüne geçilmesi gerektiğini kaydeden Tantan, şunları anlattı:
"İller seviyesinde valilerin yetkisinde o bölgedeki sanayi ve tarım yatırımlarının tespit edilmesi ve nitelikli nüfusun ortaya konması gerekiyor. Süratli bir şekilde doğal zenginlikler ve kültürel varlıkların nasıl ekonomik hayata kazandırılır bunun düşünülmesi, çalışmasının yapılması gerekir. Aynı zamanda halkın üretime katılmasını sağlayacak planların yapılması gerekir. Türkiye üretim toplumuna geçmek mecburiyetinde. Bakanlık döneminde bütün vilayetlere yazı yazarak, KOBİ'lerin iş alanlarını ve üretime dönüştürülebilecek kapasitelerin araştırmasını yaptırdık. Türkiye'nin güvenliğini bakımından, insanların bölgelerine, topraklarına ve aidiyet duygusuna sahip çıkması için yapılmıştı. Böyle bir projenin bazı illerden başlayarak tekrar hayata geçirilmesi gerekiyor. Türkiye bunu kendi içinde acilen yapmalı."
KUVVETLER AYRILIĞI YENİDEN İNŞAA EDİLMELİ
Sadettin Tantan, Türkiye'nin acil paraya ve yüksek teknolojik imkânlara ihtiyaç duyan bir ülke olduğuna işaret ederek, dünyada var olan legal sermayenin Türkiye'nin taşınması için uluslararası alanda oradaki yatırımcıyı Türkiye'ye çekebilecek nitelikli bir istihbarat alt yapısına ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Tantan, "Bu istihbarat alt yapısı kamu istihbaratı gibi algılansa da aslında tamamen çalışanların ve iş adamların hareket kabiliyetleri yüksek insanların verecekleri raporlar doğrultusunda hayata geçirilmesi bakımından önemli. Türkiye başka türlü sermaye çekemez, güvenliğini kaybetti. İktidar sahipleri halka geri dönerek, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden uzaklaşıp, kuvvetler ayrılığını inşa etmelidir. Uluslararası yatırımcının bu şekilde güvenini sağlayabilir. Hak adalet ve özgürlük duygusunu yeniden inşa etmeli. Cumhurbaşkanı danışmanlarını ve kurullarını tasfiye etmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
YENİ KALKINMA MODELİYLE YENİ HAMLELER
Türkiye'nin yetişmiş insan gücüyle yeni bir kalkınma modeli ortaya koymasının gerektiğinin altını çizen Tantan, "Yeni bir kalkınma modeliyle emperyalizmin tehditlerini ortadan kaldıracak bir projeye ortaya koymalı. Ulusal güvenlik stratejisini yeniden yazacak, kalkınma modelini üretim toplumuna nasıl geçeceğini belirlemesi, bu konuda da halkı bilinçlendirmesi gerekiyor" diye konuştu.
Eğitim sisteminin de yeniden organize edilmesi gerektiğini ifade eden Tantan sözlerini şöyle tamamladı:
"Bölgelerde hangi sektörel bazda insan ihtiyacı gerekiyorsa ona göre eğitim kurumu oluşturulmalı. Üretimin sonucunda ortaya çıkacak ürün içinde pazarlama modeli oluşturması gerekiyor. Türkiye kalkınma modeliyle mazlum milletlerin önünü açabilir. Emperyalist ülkelerin projelerini engelleyebilir. Ortadoğu'da cetvelle çizilmiş ve Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden Suriye, Irak, Ege kıta sahanlığına Türkiye'yi hapsetmeye çalışanları kendi güvenliği bakımından kendisini genişletebilir. Türkiye böyle bir hamle yapabilir. Suriye'de, Irak'ta, Doğu Akdeniz'de, Ege'de bu hamleleri yapabilir. Türkiye emperyal güçlerin taşeronu olmaya devam edemez."
