Fatih ERBOZ / Yeniçağ
Türkiye 16 Nisan'da anayasa değişikliği için referanduma gitmeye hazırlanırken Yurt partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, enerji savaşları ve küresel sermayenin dayatmalarına dikkat çekti. Orta Doğu'da 1'inci Dünya savaşı öncesi olduğu gibi tekrar enerji savaşlarının yaşandığını kaydeden Tantan, bilgi, enformasyon, ekonomik ve mali savaşların yanına, hukuk savaşlarının da eklendiğini söyledi. Hukuk savaşları açısından Türkiye'nin kritik bir sürece geldiğini ifade eden Tantan, "16 Nisan sürecine giden anayasal düzenleme hukuk savaşlarının bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Bu da bizim önümüzde iktidarın ve halkın dayatması olarak değil, küresel sermayenin Türkiye'yi daha rahat kontrol edebilmesi için öne sürdüğü bir dayatma" diye konuştu.
Suriye'de PKK'nın ileri teknoloji sahibi olduğunu ve artık bir ordu düzeyine geçtiğini dile getiren Tantan, şunları belirtti:
"Kandil'de terör ve organize suç örgütüydü, Suriye'de uluslararası prestij kazandı. Sadece bu coğrafyada değil, değişik coğrafyalarda kullanılacak bir yapıya da dönüştü. Türkiye bunu önler ama bugünkü siyasi irade tutsak olduğu için bunu önleyemez. Siyasi irade gerçekleri halkla paylaşmalı. Herkes Suriye'de neden 71 şehit verildiğini soruyor. Türkiye geri çekilmeyebilirdi. Türkiye oraya itilirken, Biden, 'biz bir senedir TSK'nın girmesi için çalışıyoruz' dedi. Türkiye, arzusu doğrultusunda oraya girmedi. Eğer kendi arzusu ile girseydi çok önceden girmesi lazımdı. Suriye'nin kuzeyinde ve Kandil'de ABD elemanları ileri teknoloji ile teröristleri eğitti ve TSK'da olmayan silahları bile verdiler, bu biliniyor."
Türkiye'nin Barzani ile olan ilişkilerinde Türk askerinin kafasına çuval geçirilmesinin bir dönemeç teşkil ettiğine vurgu yapan Tantan, "İşin özü o. Barzani ve Talabani öne çıkarıldı. Türkiye ile beraber olan ve emperyalizme karşı çıkan Türk, Kürt aşiretler ve diğer grupları ortadan kaldırdı ABD" dedi. Sadettin Tantan, Barzani ile yakınlaşmamızın da bizim inisiyatifimizden dolayı değil, büyük enerji şirketlerinin onunla beraber olmasından kaynaklandığını aktardı. Tantan, "Petrol kaynakları büyük şirketlerinin tekelinde. Güvenlik açısından ve ucuz üretimi açısından. Bizim kafamıza çuval geçirildikten ve oradaki arşiv ABD ve İngiltere'nin eline geçtikten sonra Türkiye ile ortak hareket eden yapı insanlık suçu işlenerek paramparça edildi. Aşiretler göçe zorlandı ve topraklarından uzaklaştı. Barzani ve Talabani'nin önü açıldı. Süreç böyle başladı. Barzani devlet başkanı düzeyinde karşılanır oldu" şeklinde konuştu.
Son dönemde Yemen'de yaşanan gelişmelerin enerji savaşlarını yakından etkilediğini de gündeme getiren Tantan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yemen'de büyük bir insanlık suçu işlenirken dünya kamuoyu ortada yok. Yemen'de El Kaide güçleniyor. Yemen bütün terör örgütlerinin yuvası olacak. Enerji savaşlarında Doğu Akdeniz kontrol altına alındı. Basra Körfezi aşağı yukarı alınmak üzere. Yemen'de Bab'ül Mendep boğazının kontrol altına alınması gerekiyor. Yemen'i istikrarsızlığa sürükleyecekler. Daha sonra orayı da kendi inisiyatifine alacak batı. Hem Afrika, hem Asya'ya egemen olacak alt yapı oluşacak." Bu noktada Karadeniz havzasının ve Kafkasya'nın da kontrol altına alınması gerektiğini anlatan Tantan, Karadeniz havzasının Akdeniz havzası gibi önemli olduğu için Türkiye'ye tehdit olarak yansıyacağına işaret etti.
Sadettin Tantan, Türkiye'nin üzerinde oynanan kirli oyunu iktidar başta olmak üzere hiçbir siyasi partinin kendi başına çözemeyeceğini kaydetti. Siyasi partilerin iktidar ve muhalefetiyle el ele vererek halkı bilinçlendirmesi gerektiğine dikkat çeken Tantan, "Bir milli güç gerekiyor. Bu milli güç kendi kurumlarının, TSK, kolluk güçlerinin, istihbarat teşkilatlarının arkasında duracak, hem de ortak karar verecek. Bunun için siyasilerin halka dönmesi gerekiyor. Kirli bilgilerin de temizlenmesi gerekiyor" dedi.
