Tantan: Türkiye'nin güvenliği sarsıldı!

Tantan: Türkiye'nin güvenliği sarsıldı!
Yurt Partisi Genel Başkanı Tantan, devletin kurumsal temel altyapılarına FETÖ'nün sızmış olmasının ülke açısından yarattığı zafiyetler ile bu hastalıklı durumdan nasıl kurtulunulacağı konusunda açıklamalarda bulundu.

Salim Yavaşoğlu / Yeniçağ

Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, başta MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı), Genelkurmay, Jandarma ve Emniyet istihbarat teşkilatları olmak üzere devletin kurumsal temel altyapılarına Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sızmış olmasının ülke açısından yarattığı zafiyetler ile bu hastalıklı durumdan nasıl kurtulunulacağı konusunda açıklamalarda bulundu. Tantan, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Jandarma, Polis, MİT, Maliye ve eğitim kurumlarına varıncaya kadar devletin bütün kurumsal temel altyapılarına eğer farklı istihbarat kurumlarının kullanımındaki örgütsel yapılar sızmış ve Türkiye'ye hizmet ediyormuş gibi gösterip, Türkiye'ye değil farklı güçlere hizmet ediyorsa orada başlı başına büyük bir sorun olduğunu belirterek şunları kaydetti: "Bu sızmayı önlemesi gereken ve bu sızmayı temizleyecek olan iktidar partileri bunu görememiş ve bunu ortadan kaldıracak bir çaba içinde olmamışa esas sorumlu siyasetçi, iktidar sahipleridir. 15 yıllık iktidar döneminde içeriden bütün kurumları işgal etmiş olan ve şu anda kamuoyuna deklare edilmiş bulunan FETÖ terör örgütü, sadece bunlardan bir tanesi. Şimdi de iktidar aynı şekilde kendisinden olmayanı bu kamu kurumlarına eleman olarak almıyor. Geçmişte FETÖ ve diğer örgütsel yapılar, devletin kamu kurumlarını rasıl içeriden işgal ettiyse, bugün de iktidar aynısını yapıyor. Bir de böyle bir zafiyet var." 
Tantan, iktidarın acilen yapması gerekenin o örgütlenme oluşurken ona destek veren siyasetçi, bürokrat, gazeteci, işadamı her kimse, burların ortaya çıkartılması olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: "Bunların ortaya çıkması için iktidar hiç bir çaba sarfetmedi. Bugün devletin bütün kurumları içeriden örgütlerce işgal edilmiş. Türkiye'nin lehine imiş gibi gözükerek, aslında Türkiye'nin aleyhine çalışan bir örgütlenme olduğu açıkça ortada. Yapılması gereken, örgütsel yapının bu işgali gerçekleştirmesinde ona destek olan, onu o kurumlara alan, aldıran, ona aracı olanların ortaya çıkartılmasıdır. Çünkü kurumların içeriden işgalini sağlayan esas odaklar onlardır. Siz bu odakları ortadan kaldırmadan devletin kurumsal altyapısını milli kimlikle nasıl bütünleştireceksiniz? Hem milli kimliği olacak, hem de iyi yetişmiş anlamında nitelikli olacak. Devletin kadrolarına gelirken bunların tek amacı, ülkeye ve millete adaletli, dürüst, sürdürülebilir, insanların huzur ve güven içinde yaşayabileceği standart bir hizmeti sunmak olacak. Devlet kurumlarının esas gayeleri budur. Bugün görülüyor ki bu kurumlar halka, millete, devlete hizmet etmek açısından değil tamamen kendilerini görevlendiren farklı yapılara hizmet etmek için örgütlendirilmiş. Şu anda kurumların içi boşalmış vaziyette. Kimse kimseye güvenmiyor. Kim kiminle irtibatlı bilinmiyor." 

Ülkelerin yönetiminin sürekliliği içerisinde sağlam, güvenilir süzgeçten geçmiş bilgilerle yürütüldüğünü vurgulayan Sadettin Tantan, şunları kaydetti: "Bilgisiz ülke yönetilmez. Bu bilginin doğruluğunun da sürekli test edilmesi gerekiyor. Gerek uluslararası alanda, gerek ülke içindeki bilgiye ihtiyaç var. Ne için ihtiyaç var? Özellikle ülkenin güvenilir olması, halkın refah, huzur ve güvenlik içerisinde yaşaması için. Yurtdışından Türkiye'ye yönelebilecek olan her türlü tehditlerin bilinmesi için. Yüksek teknoloji imkan ve kabiliyetlerin en iyi şekilde kullanılabilmesi için. Her nerede halkın ve ülkenin lehine bir bilgi varsa Türkiye'de kullanılacak bir bilgi ise onu süratle elde ederek adaletli bir şekilde hizmete sokmak için. Yaygın haber alma ağlarına da ihtiyaç var."

Tantan, devamla şunları ifade etti: "Sadece istihbarat ve güvenlik kurumları değil üniversiteler de işgal edilmiş. Bütün alanlar işgal edilmiş vaziyette. Siz ne yapıyorsunuz? En alt seviyedekileri içeri almakla meşgulsünüz. Esas odakları ortadan kaldırmıyorsunuz? Odakları niye kaldırmıyorsunuz? Akla şu geliyor; Onlarla birlikte o suçu işlediğiniz için onların konuşmasından rahatsız oluyorsunuz. Öyle gözüküyor. Çünkü bir örgüte, böyle devletin bütün kurumlarını büyük gizlilik içerisinde işgal edebilecek şekilde, siyaseti tehdit edebilecek, ülkenin geleceğini tehdit edebilecek bir şekilde, pervasızca hareket edebilme yeteneği verilmişse en büyük suçlu ülkeyi yöneten siyasi kadrolardır. 15 Temmuz'a giden süreçte en büyük suçlu ve yargılanması gereken iktidar sahipleridir. İktidar ve muhalefettir. Muhalefetin suçu da bunu görememesi ve buna karşı bir tedbir geliştirememesi. Muhalefetin parlamentoda buna karşı bir tedbir geliştirememesini de dikkate almak gerekiyor." 

“DEVLETİN TEMEL ALT YAPISI YENİDEN İNŞA EDİLMELİDİR”

Bu zaaftan süratli bir şekilde kurtulunabileceğini öne süren Yurt Partisi Genel Başkanı, şu önerilerde bulundu: "Bir kere Türkiye'nin bu hastalığa nasıl yakalandığını; bu hastalığın Türkiye'nin hangi zaafiyetlerinden dolayı bütün kurumlarını işgal edebilecek seviyeye geldiğini iyi belirlemeli. Hastalığın tespiti için, eksiklerin tespiti için bütün bu kurumlardaki geçmişten, bugüne kadar arşivler taranmalı. Geçmişten bugüne kadar müfettiş raporları ve ülkeler arası ikili, üçlü uluslar arası anlaşmalar da incelenmeli. Mali, ekonomik, siyasi, hukuki anlamda da çıkarılmış olan yasal düzenlemeler incelenmeli. Oradan kimlere bu şekilde menfaatler sağlandığını tespit edecek bir Meclis araştırmasına ihtiyaç var. Bu iş büyük bir gizlilik içinde yapılmalı. Suçlu yakalama bakımından değil, tamamen hastalığın tespit edilmesi bakımından. Bir daha bu hastalığın nüksetmemesi için de hukuki altyapılara ihtiyaç olacak. Gerek kurumların, gerekse de yasal altyapıların görev, tarif ve tanımları bakımından. Türk Silahlı Kuvvetler'inden, jandarmasından, polisinden, MİT'inden, maliyesinden, sağlıktan, ulaşımından, çevresinden bütün bakanlıklar açısından hepsinin incelenmesi gerekiyor. Hem Meclis, hem de adli araştırmayla. Böylece büyük bir gizlilik içinde hastalık tespit edilecek. Buna göre de devletin temel altyapısı yeniden inşa edilecek. Hem görev tanım ve tarifi bakımından, hem de yasal yetki kullanma bakımından yasal ihtiyaçların açık ve net bir şekilde bilirlenmesi gerekiyor. Bu inşa sürecinde de Türkiye'nin en büyük ihtiyacı olan yaygın haberalma ağlarının görev tanım ve tarifi parlamentoda yapılmalı. Bu kurumlarda çalışacak kişilerin de belli süzgeçlerden geçirilerek, son derece iyi yetişerek bu hizmetlere sunulması gerekiyor."

“İKTİDAR İYİ NİYETLİ VE SAMİMİ DEĞİL”

Sadettin Tantan, sözlerini şöyle tamamladı: "Yani bugün bu iktidarın yaptığı gibi öyle hiç bir yeteneği olmayan, hiç bir bilgisi olmayan, hiç bir tecrübesi olmayan insanlar 'Bu bizim adamımız' diye kurumlara yerleştirilmesi kadar tehlikeli bir şey olamaz. İktidarın iyi niyetli ve samimi olmadığını biliyoruz. Çünkü, şimdilerde mücadele edilen örgüt nasıl gençlerden başlayarak onları kendine tabi kılan bir yapı geliştirmişse, insana tapar bir hale getirmişse, öyle bir algı yaratmışsa bugünkü iktidar da aynı şekilde gençlere bunu reva görmeye başladı. Özellikle de kendi kontrolündeki bir takım vakıflar aracılığı ile de kendisinin emrinden çıkmayacak bir zihinsel körlüğü gençlere reva görmüş vaziyette. Bu da büyük bir tehlikeyi beraberinde getiriyor."

İlgili Haberler