Taşeron sistemi, 4/C, 4/B ve üniversiteli işçiler

Taşeron sistemi gençlerimizin geleceğini karartan bir sömürü ve kölelik sistemidir. Bu sistem patronları zengin etme anlayışı üzerine kurulmuştur.  Kamuda taşeronların sayısı son 14 yılda 20 binden 720 bine çıkmıştır. Taşeron sistemi, Soma faciasıyla birlikte bütün çirkinliklerini ortaya koymuştur.

Taşeron sistemi, iş bulamayan zor durumdaki lise ve üniversite mezunu gençlerimiz ve her yaştaki işsizlerimizin hatırlı kişileri araya sokarak, genellikle asgari ücretten emeklerini bu işi meslek edinmiş bir şirkete teslim etmeleri demektir. Bu durum, zor durumdaki insanlarımızın emeklerinin 3. bir kişiye pazarlanarak emeğin üzerinden kar elde edilmesi anlamına gelmektedir. Bizim inanç sistemimizde emek kutsal olup bir başkasının sömürüsüne açık değildir.

Taşeron sisteminde çalışanların sorunlarının başında yıllık ücretli izne hak kazanamamaları, ücretlerinin tam ve zamanında ödenmemesi, çoğunluğunun asgari ücretle çalıştırılması gelmektedir. Ayrıca kıdem tazminatlarının verilmemesi, ihalelerin kısa süreli yapılmasıyla çok sık işyeri değiştirmeleri, şirket değişlikleri nedeniyle bir-iki aylık ücretlerinin ödenmemesi, yasal çalışma sürelerinin çok üzerinde çalıştıkları halde fazla mesai ücreti alamamaları ve sendikal örgütlenme imkânından mahrum bulunmaları mağduriyetlerini diğer bir göstergesidir.

Ataması yapılmayan öğretmenler, İİBF mezunları, kadro bekleyen 4/B çalışanları "Biz KPSS'ye girdik, memur olamıyoruz, devlet taşeron çalışanlarına kadro verecek" diye haklı olarak serzenişte bulunuyorlar. Bu serzenişi görmemek veya duymazlıktan gelmek mümkün değildir. Ancak taşeronluk sisteminin oluşturduğu travmaları yok saymak ve onlara reva görülen köleliğe de göz yummamız söz konusu olamaz. Bu nedenle sendika olarak taşeron çalışanlarının kadroya alınması kararını doğru buluyor ve destekliyoruz. Taşeronlar kadroya alınırken 4/C ve 4/B'lilerin, Üniversite mezunu işçilerin, vekil ebe, vekil hemşire ve vekil imamların da 4/A Memur Kadrosuna alınmalarını istiyoruz. Bunların yanında KPSS'ye girip 50 puan ve üzeri alanların da istihdam edilerek memur kadrosuna atanmalarını bekliyoruz. Devletin ve Hükümetlerin görevi istihdam sahaları açarak gençlere ve işsizlere iş bulmaktır. Gençlerimizin kahve köşelerinde çürümelerinden ve iş bulamamadan dolayı bunalıma sürüklenmelerinden başta Hükümetler olmak üzere hepimiz sorumluyuz.

720 bin taşeron çalışanının kadroya geçirilmesi ile ilgili çalışmaların yapıldığı bir dönemde, özelleştirme mağduru 23 bin 4/C'linin görmezlikten gelinmesi hiçbir şekilde kabul edilemez. Yine üniversite mezunu olup, işçi olarak çalışan kişilerin, tayin, nakil, geçici görev, görevde yükselme ve unvan kullanabilme haklarının olmaması nedeniyle memur kadrosuna geçirilmeleri bir zaruret haline gelmiştir.

Kadro demek 4/A demektir. Sayın Başbakan bütün taşeronların kadroya geçirileceğini beyan etmiştir. Bu beyan söz konusu iken Maliye Bakanının çıkıp taşeron çalışanları için "özel statü"den dem vurması ve 4/E'li istihdamdan söz etmesi doğru değildir. Çünkü Devlet Memurları Kanununda "özel statü" diye bir düzenleme bulunmamaktadır.

Üniversite, Kredi-Yurtlar, MEB ve Sağlık Bakanlığı ile birçok Devlet Kurumunda hizmetli, teknisyen yardımcısı, bekçi, temizlikçi, kaloriferci, hasta bakıcı, hayvan bakıcısı, hademe, odacı,  bakıcı anne ve mübaşir olarak çalıştırılan yaklaşık 170 bin Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli bulunmaktadır. Devlet memuru sayılmalarına karşılık, diğer memurların aldığı maaş kadar maaş alamamakta ve ek göstergeleri bulunmadığından emekli olduklarında da emekli aylıkları ve emekli ikramiyeleri diğer memurlardan düşük olması sonucunu doğurmaktadır. Bu sınıfta görev yapan memurların önemli bir kısmının fakülte, yüksekokul mezunu olmaları huzursuzluğu bir kat daha artırmaktadır.

Taşeron çalışanlarının kadroya geçirilme çalışmalarının yapıldığı bir dönemde Yardımcı Hizmetler Sınıfı personelinin memur kadrosuna, 4/C ve 4/B'li personelin,  üniversite mezunu işçilerin, vekil ebe, vekil hemşire ve vekil imamların da 4/A memur kadrosuna geçirilmeleri gerektiği unutulmamalıdır.

Devlet kurumlarında aynı işi yapan fakat farklı ücret ödenerek iç barışın bozulmasına neden olan farklı istihdam türlerine biran önce son verilerek adalet sağlanmalıdır

Yazarın Diğer Yazıları