Tasfiye

Son zamanlarda ülkemizde meydana gelen yolsuzluk ve karmaşa sonucu, ne yaptığını pek bilmeyen ve akil adamlarının aklıyla hareket etmeyi yeğleyenlerin oluşturdukları fırtınanın dalgalarının tsunami’ye dönüşerek, halkı yutmaya çalışmasıyla birçok mağduriyetler meydana getirilmiştir.
Dışarıda yaşanan itibar kaybına paralel olarak, İslam dinine vurulan darbe yetmezcesine içeride ise kamu çalışanlarına şu kış gününde cehennem sıcağının azabı yaşattırılmaktadır. Yapılan tüm bunların arka planında olanlara bakıldığında ise güneşi balçıkla sıvayarak karanlıklar oluşturma amacı yatmaktadır.
Dün ülkemiz insanının tamamına sorularak kahir ekseriyetin arzusu doğrultusunda çıkarılan HYSK yasasını, bugün beni korumuyorlar diye milletin iradesini yok sayarak değiştirmeye kalkmışlardır. İstemediklerini kodeslere doldurttuğu savcılar, kendi yolsuzluklarına yönelince tehdit edilerek, görev yerleri değiştirilip itibarlarıyla oynanmıştır. İsteklerine uyanlar için ise açılan soruşturmalara izin dahi verilmemektedir.
Gezi olaylarında elinde sopalarla eylemcileri döven, gazlı su sıkan ve insanların arasına dalarak adam vuran polisler için kahramanlık tarihi yazdılar diyerek ikramiyeler verenler, aynı polislerin hırsızları almaya başlamasıyla birlikte paralel devlet yapısı kurma iddiası ile binlercesini sürgüne gönderdiler.
İnsanlara parayı nereden buldun denmeyecek diyerek, mevzuatı içinden çıkılmaz hale getirip hırsızlığın korunması sağlanırken, benim istediğim gibi değiller dediklerinin üzerine giderek vergi kaçırıyorlar deyip cezalar yağdırdılar. Zengin edilenleri denetlemek isteyen maliyeciler ise görevden alındılar.
Milli Eğitim Bakanlığı’nda odacılara kadar çalışanları havuza doldurarak, yandaşlarını getirip bir makamdan üç beş kişiye maaş ödeyip de, gerekçe olarak da dindar nesil yetiştireceğim diyenler. Sayıştay raporlarıyla yolsuzlukların ortaya çıkmasıyla, dünkü ortaklarının yandaşlarından şüphelenerek tasfiyelere başladılar. Tasfiyelerin nedeni sorulduğunda ise bunlarla da yetinilmeyeceğini tasfiyenin devam edeceğini bizatihi bakan açıkladı.
Bu tasfiye hareketinin anılan kurumlarla kalmayarak, diğer kurumlara da sirayet ederek odacılara kadar inilerek devam edeceği söylenmektedir. Bu doğrultuda ilgililerin ellerinde binlerce kamu çalışanının listesinin olduğu da yetkililerce belirtilmektedir.
Ey ne yaptığını bilemeyenler; siz bunları yaparken ortaya çıkan boşluktan art niyetlilerin nasıl faydalanarak devleti zaafa uğrattıklarını hiç düşümdünüz mü? Çıkarcıların akbabalar gibi devletin başına üşüştüklerini bilmiyor musunuz? Yoksa alınanların yerlerine getirdiklerinizin vefa duygularıyla her istediklerinize boyun eğeceklerini mi sanıyorsunuz? Eğer öyle olsaydı birilerini alarak bundan önce oralara getirdiklerinizde vefa olurdu.
Benim adamım, yok senin adamın diyerek, liyakate tahsile ve tecrübeye bakılmaksızın görevden aldığınız insanları kendinize ve devlete düşman hale getirdiniz. Bizim dediklerinizden ise rant bölüşümündeki çekişmeden dolayı en büyük darbeye maruz kaldınız. Bu da göstermekte ki çıkarcı hale getirdiğiniz bürokratlar, siyasetçilere güvenmeyip çıkarının peşine düşmüşlerdir.
Ya siz görevden alınan kamu çalışanları; şimdi tasfiye var diye feryat ederken, oralara gelmek için araya koyduğunuz tavsiyeciler vasıtasıyla geldiğiniz makamdakileri tasfiye ettirmediniz mi? Şimdi ise kendinize acındırarak, acımadıklarınızdan hangi yüzle destek istiyorsunuz?
Dün kapı kapı dolaşarak propagandasını yaparak iktidara taşıyıp da makamları kaptıklarınız, halkın tasfiyesinden kurtulacağını mı sanıyorsunuz? Çünkü onlar yalnız sizi değil oyunu aldığı Türk milletini de tasfiyeye kalkmışlardır. Ancak üzücü olanı ise kamu çalışanları onların karşısına yine topuk selamıyla çıkarak, figüranları olmaya devam etmektedir. Sadece kamu çalışanı değil, bu kısır döngüden sivil toplum kuruluşları, gazeteciler, iş adamları ve sanatçılar da nasibini almaktadırlar.
Ta ki herkesin hakkına rızalık gösterdiği, layık olanların layık oldukları yerlere geldiği, demokrasinin ve hukukun herkes için lazım olduğunu anladığı, soygun ve yalanın bitirildiği zaman top yekûn kurtuluşumuz olacaktır. Ne zaman ki, saygı ve sevginin hâkim olduğu, milletin çıkarının kişilerin çıkarının önüne geçtiği bir ülke olursak, kimse büyük devlet olmamıza engel olamaz. Gerisi lafügüzaftır...

Yazarın Diğer Yazıları