TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan dikkat çeken çıkış. 50+1 tartışmaları siyaset arenasını sardı

TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan dikkat çeken çıkış. 50+1 tartışmaları siyaset arenasını sardı
Erdoğan'ın '50+1' çıkışına siyaset arenasında tartışılmaya devam ediyor. Son olarak TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş da '50+1' tartışmalarına dahil oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yüzde 50+1 şartının değişmesine yönelik sözlerinin başlattığı tartışma sürüyor.

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş, sistemin kendi içerisinde beş yıllık uygulamalar çerçevesinde revizyonlar olabileceğini belirtti.

Kurtulmuş, Endonezya ziyareti dönüşü uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

kurtulmus.jpg"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüş yoktur" diyen Kurtulmuş, 'sisteme dair meseleleri tek tek konuşmak yerine yeni anayasa çerçevesinde bu konuların tartışılmasının daha doğru olacağını' ifade etti.

"ORAN TELAFFUZUNU ŞU AŞAMADA DOĞRU BULMUYORUM"

"Yüzde 50+1 değil de yüzde 40 gibi oranlar telaffuz edilmişti. Sizce burada bir oran telaffuz edilmeli mi?" sorusuna Kurtulmuş, "Ben bir oran telaffuzunu şu aşamada doğru bulmuyorum. Dediğim gibi bu konunun da münferit bir konu olarak ele alınmasını doğru bulmam. Bu konunun, bir anayasa değişikliği kapsamında tartışılabilecek bir konu olduğunu düşünüyorum" yanıtını verdi.

"BİR SORUN OLACAĞINI ZANNETMİYORUM"

Yüzde 50+1 tartışmalarına yönelik CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları anımsatılarak, "Bu Cumhur İttifakı'nda bir sıkıntıya yol açabilecek süreci aralar mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları ifade etti:

"Hayır açmaz. Başından itibaren Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ile MHP arasında ve özelikle Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve Sayın Bahçeli arasında karşılıklı saygıya dayalı fevkalade nitelikli bir diyaloğun sürdürüldüğünü görüyoruz. Bizim baştan beri söylediğimiz; bir pazarlık ittifakı değil, bir ilke ittifakı olarak bugünlere gelindi. Dolayısıyla bunu bir koalisyon, bir pazarlıkların ittifakı, bir al-ver meselesi olarak değil, Türkiye'nin milli meselelerinde, hemen hemen ana meselelerinin tamamına yakınında ortak fikirlere sahip olan iki farklı partinin ittifakı olarak görmemiz lazım. Hiçbir zaman bir koalisyon tabiri kullanılmadı, hiçbir zaman bir koalisyon algısı, anlayışı içerisinde hareket edilmedi. Bu anlamda tabii ki iki farklı parti, tabii ki bazı konularda öncelikleri farklı olabilir. Ama sonuçta milli meselelerde bugüne kadar hep karşılıklı müzakerelerle görüşerek, konuşarak, mutabık kalınarak bu noktaya kadar gelindi. Ben bir sıkıntı, bir sorun olacağını zannetmiyorum."

"MECLİS KİMSENİN GÖREV VERECEĞİ BİR YER DEĞİL"

Türkiye İşçi Partisi'nin tutuklu vekili Can Atalay'la ilgili soru üzerine Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Meclis kimsenin görev vereceği bir yer değildir. TBMM, milli iradenin tecelligahı olarak 85 milyon milletimizin bütün siyasi farklılıklarının yansıtıldığı, yasaların çıkartıldığı, hatta Anayasa'yı bile değiştirilebilme kudretine sahiptir. TBMM, kendi gündemine sahiptir. Kendi öncelikleri içerisinde nerede, ne zaman, ne adım atılacağını bilir."

"OTURMA EYLEMİNİN BİR AN EVVEL SONLANDIRILMASINI ÜMİT EDERİM"

CHP milletvekillerinin, Yargıtay 3. Dairesi'nin kararını protesto amacıyla TBMM Genel Kurulu'nu terk etmeme eylemini sürdürdüğünün hatırlatılması üzerine ise Kurtulmuş, bu durumların Meclis'te daha önce de yaşandığını belirtti.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bizim arkadaşlardan beklentimiz, Meclis'te her türlü görüşü söylesinler. Ama Meclis, böyle sanki sokakta bir protesto eylemi yapar gibi oturma eylemlerinin yapılabileceği, pankartların açılarak sloganlarla birtakım gösterilerin yapılabileceği bir yer değildir. Meclis'te milletvekillerimiz olabildiğince özgür bir şekilde kendisine Anayasa'nın vermiş olduğu kürsü masuniyetini de kullanarak her türlü konuşmayı yapabilir. Ama bu oturma eylemlerinin bir an evvel sonlandırılmasını ümit ederim. Bunun, bu eylemi yapan arkadaşlarımıza da bir katkısı, bir faydası olmayacağını düşünüyorum."

İlgili Haberler