TBMM, üniversitelinin mağduriyetini gidersin

Bilindiği üzere, 12 Temmuz 2012 tarihli 28.351 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6.353 sayılı kanunun 11. maddesinde yer alan ve 2.547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu’na eklenen geçici 63. maddeyle “süresi içinde başvurmamaları nedeniyle” 2547 sayılı kanunun geçici 58. maddesinden yararlanamayanlar, “bu maddenin (63. madde) yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ilişiklerinin kesildiği yüksek öğretim kurumuna başvuruda bulunmaları halinde, geçici 58. maddede yer alan esaslara göre, takip eden eğitim-öğretim yılında öğrenimlerine başlayabilirler” hükmü getirilmiştir. Bu hükme göre, kayıt yenilemek için beş aylık süreyi kaçıranlar, süre sınırlaması olmaksızın aftan yararlanacaklardır. Ancak ne hikmetse, kanun değişikliğinde, 6.111 sayılı kanunun yürürlük tarihi esas alınmıştır. Buna göre, söz konusu düzenlemeden sadece 25 Şubat 2011’e kadar ilişiği kesilen lisans ve yüksek lisans öğrencileri faydalanabilmektedir.

 


YÖK Kanunu’nda değişiklikler
Bu eksik düzenleme birçok lisans ve yüksek lisans öğrencisinin mağduriyetine sebep oldu. Nitekim 25 Şubat 2011- 24 Mayıs 2012 arasında üniversitelerden ilişiği kesilenlerin sayısı, MEB’e göre; 106 bin 791’dir. Bugünse sayının 150-200 bin arasında olduğu tahmin edilmekte. 25 Şubat 2011’den bu yana öğrencilerin ilişik kesme nedenleri arasında maddi, ailevi, yurt yetersizliği ve sağlık sorunları başta gelmektedir.
Görüldüğü gibi 200 bine yakın üniversiteli aftan yararlanamadı. Bu durum büyük mağduriyet ve huzursuzluğa neden olmuştur. Bu haksızlığın ortadan kaldırılması için,  bir an önce Yüksek Öğrenim Kanunu’nun 44. ile geçici 63. maddesinde küçük değişiklikler gerekmekte. Bunların kasıma kadar yapılarak, mağdur öğrencilerin ara sınavlardan önce okula dönüşü sağlanmalı ve bir yıl daha kaybetmelerinin önüne geçilmelidir.         
Eğitim ve öğretim hakkı her Türk vatandaşının vazgeçilmez hakkıdır. Bunu teminat altına alan Anayasamızın, Eğitim ve Öğrenim Hakkı ve Ödevi başlıklı 42. maddesinde şu hususlara yer verilmektedir:
 “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez. Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez”.

 


Hemen harekete geçilmeli
Kanun değişikliği yapılmadan bu haksızlık ve mağduriyetlerin ortadan kaldırılması mümkün değildir. Bu nedenle TBMM’de konu ile ilgili kanuni değişiklikler vakit geçirilmeksizin yapılmalı. Gerçi MHP milletvekilleri tarafından 12 Haziran 2013’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sorunun çözülmesi için bir kanun teklifi verildi. Ancak bu, ilgili kurullarında henüz görüşülmedi.
25 Şubat 2011 tarihinden sonra maddi, ailevi, yurt yetersizliği,  sağlık ve benzeri sorunlar nedeniyle üniversitelerden ilişiği kesilen lisans ve yüksek lisans öğrencilerinin mağduriyetlerinin giderilmesi için TBMM’nin bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir.
Bizden hatırlatması...

Yazarın Diğer Yazıları