"TC" az daha "FC" olacakmış

"TC" az daha "FC" olacakmış
...Hava Harp Okulu'ndaki gizli bölümden çıkan cephaneliğe bakar mısınız?

Yok yok.. Hiçbiri kayıtlı değilmiş..

Suikast silahları da var..

Demek ki; ülkeyi ele geçirme planları arasında şu da vardı; Cinayetler. suikastlar, tuzaklar, bombalı eylemler!.

*

7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarı'nı içeri atmaya kalkmasalardı..

17/25 operasyonuna asılmasalardı..

Tayyip Erdoğan'ı devirmeye niyetlenmeselerdi..

Erdoğan'sız AKP projesini hayata geçirmeye çalışmasalardı..

İyi çocuk rolünü oynamaya devam etselerdi..

Bu hızla örgütlenmeyle..

2023'te..

Türkiye Cumhuriyeti..

Fethullah Cumhuriyeti olurmuş..

Bi bakacaktık ki devlet yok, Fethullah var..

TC gitmiş, FC gelmiş!..

Allah korumuş...

Mehmet Tezkan Milliyet

+++++++++

İyi ki hangi paşalarla savaşa girmemişiz?

-------

"İyi ki bu paşalarla savaşa filan girmemişiz" diyordu, birileri...

(...)

Eski kuvvet komutanlarını, ordu komutanlarını, görevdeki generalleri, seçkin subayları "darbe yapacakları iddiasıyla" Beşiktaş Adliyesi'ne çağırıyorlar, aynı gün "kaçacak" diye tutuklatıyorlardı...

Amiral Napoli'de görevli, savcı çağırıyor, taaa oralardan geliyor, "kaçacak" diye tutuklanıyordu....

Amiral, gemisiyle Hint Denizi'nde, savcı çağırıyor diye Gölcük'e döndüğünde Beşiktaş Adliyesi'ne gidiyor, "kaçacak" diye tutuklanıyordu...

Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral, her gün önde ve arkada polis eşliğinde, korumalarla Kasımpaşa'daki karargahına gidip geliyor, savcı çağırınca hemen Beşiktaş'a koşuyor, "Kaçacak" diye tutuklanıyordu...

(...)

Eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, savcı çağırdı diye Bodrum'daki evinden kalkıp, İstanbul'a gitmek üzere hava alanına gitmiş, orada polisler tarafından gözaltına alınınca şöyle demişti:

"Yahu havada uçak mı değiştirip de kaçacağım?"

(...)

Şimdi bu iktidarın eski ortağı, yandaş medyanın toz kondurmadığı, Atatürkçü general ve amirallerin tasfiye edilmesiyle önleri açılan Fethullah denen caninin askerlerine bakalım...

Kanlı bir darbe girişimi...

Dokuz general ve amiral firarda...

Tümamiral ABD'den sığınma istedi...

İki general görevli oldukları Afganistan'dan Dubai'ye kaçtı, Almanya'dan sığınma talep etti...

İki ataşe albay, Yunanistan üzerinden feribotla İtalya'ya kaçtı...

8 subay, helikopterle Yunanistan'a kaçıp sığınma istedi...

Rezil ettiler üzerlerindeki üniformaları...

Şunlara bakın, Yunanistan'a sığınan sözde Türk subayları!..

(...)

AKP'nin önde giden şahıslarına şimdi soruyorum:

Hangi paşalarla iyi ki savaşa girmemişiz?..

(...)

Anladınız mı "Mustafa Kemal'in Askerleri"nin ne demek olduğunu?..

Biraz olsun utandınız mı?!.

Mehmet Türker Sözcü

+++++++

Çok özel bir savcı olsa gerek

------

HSYK'nın önceki günkü kararından sonra meslekten geçici veya daimi olarak uzaklaştırılan hâkim ve savcı sayısı 3 bin 654'ü buldu. Bu toplam hâkim ve savcıların dörtte biri demek.

(...) Peki, bu kadar hakim ve savcı mesleklerinden bir kalemde uzaklaştırılırken  hakkında yeterince bilgi, belge... Dahası itirafları bulunan bir savcının halen görevde tutuluyor olmasına ne diyeceğiz?

On yıl kadar önce hazırladığı Şemdinli iddianamesiyle gündeme gelen, halen Ankara adliyesinde görev yapan Ferhat Sarıkaya'dan söz ediyoruz.

Hatırlanacağı üzere bu zat-ı muhterem! geçenlerde bir gazeteye; Şemdinli iddianamesini talimatla hazırladığını... Polisin iddialarını hiç sorup soruşturmadan kopyala - yapıştır yöntemiyle iddianamelerine eklediğini... Meslekten ihraç edilince Cemaat tarafından yıllarca maaşa bağlandığını itiraf etmişti.

Derhal ihracı gerektiren bu itiraflara karşın Ferhat Sarıkaya'nın neden hâlâ meslekte tutulduğunu HSYK Başkanvekili Mehmet Yılmaz önceki gün şöyle açıkladı;

"Hakkındaki müfettiş incelemesi sürüyor."

HSYK'nın Sarıkaya için gösterdiği bu titizliğin sebebini gelin de anlayın...

Melih Aşık Milliyet

+++++++

Muhalefet liderleri özeleştiriden kaçamaz

------

...Darbe girişimi MHP içindeki genel başkanlık yarışını da, olağanüstü kongre ihtimalini de erteletti ama bu parti için bir kayıp mı olacak, kazanç mı?

Bahçeli, olağanüstü kongre talebini terörden farksız gördü, en güçlü rakibi Meral Akşener'le Gülen bağlantısı kurmaya çalıştı olmadı. 

Kendisi Gülen'le bağlantılı olup hesap vermesi gereken, insanlıktan uzak biri TV'ye çıkıp Akşener'e bir kez daha iftira atmaya kalktı o da uymadı.

Siyasi rakiplerini yok etmek için onları ve hatta kongre kararı veren hakimleri suçlu gösterebilen bir liderin gelecek için ümit vermesi zordur. Muhalefet liderlerinin özeleştiri zamanı geçmektedir.

Güngör Mengi Vatan

++++++

MHP misyonunu AKP'ye kaptırdı

-----

... biliyorsunuz Cumhurbaşkanı "darbeyi eniştemden öğrendim" demişti. Yeniçağ Gazetesi'nde Ahmet Takan bunun doğru olmadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbe girişimini Ankara'dan telefonla kendisine ulaşan "önemli bir siyasetçiden" öğrendiğini yazdı. Yazısının devamında ise bu kez "bir siyasi lider" tanımlaması yaptı!..

Ayşenur Aslan bu yazıyı paylaştıktan sonra bu defa Sözcü Gazetesi'nde darbeden bir kaç gün sonra çıkan manşeti gösterdi. O zaman 1. Ordu Komutanı olan Ümit Dündar ile Erdoğan'ın telefon konuşmasını vermişti gazete; Dündar "Ankara'ya gitmeyin, İstanbul'a gelin, ben sizi korurum" diyor, Erdoğan "size nasıl güveneyim" diye sorunca Dündar "beni Bahçeli'ye sorun" yanıtını veriyordu!.. Parçalar bir araya getirildiğinde o siyasi liderin Devlet Bahçeli olduğu anlaşılıyordu!..

Son bir not daha verelim; Ahmet Takan, 7 Haziran seçimlerinden sonra Bahçeli ile Erdoğan'ın gizli bir toplantı yaptığını yazan gazeteciydi...

(...)

 7 Haziran seçimlerinden hemen sonra "şahin milliyetçi" söyleme sarılan saray, teröre karşı ordunun elini serbest bırakarak ve bunu ilan da ederek MHP'nin tüm söylemlerini sahiplendi!.. Bu süreç içinde MHP yönetimi, başta Bahçeli olmak üzere yalnızca Erdoğan ve AKP'ye "dayanak" olmanın dışında hiç bir şey yapmadı...

Partinin ayağa kalkmasını sağlayabilecek "muhalif hareket" ise bilinen taktiklerle oyalandıktan sonra nötralize edildi. Zaten darbe girişiminden sonra da konu rafa kaldırıldı ve adeta yaşanmamış gibi yapıldı!.. İşte bu nedenle(...);

-MHP misyonunu AKP'ye kaptırmış ve varoluş nedenini yitirmiştir!..

Ümit Zileli Korkusuz

+++++

"Allah'ım aklıma mukayyet ol"

----

(...) Orta Doğu ve Kuzey Afrika, ABD'nin şimdiye kadar gördüğü en yeteneksiz ve en muhteris Başkanı Bush Jr. tarafından hallaç pamuğu gibi atılıp, yeniden biçimlendirilirken, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bu bölgedeki ülkelerin siyasal sınırlarının değişeceğini açıkça ilan ederken, Türkiye'nin rahat bırakılacağını düşünmek ancak ham bir hayal olurdu.

***

Önce Amerikan karşıtı, antiemperyalist Erbakan'ın partisinden, "Amerikancı, Ilımlı İslamcılar" koparıldı; AKP kurduruldu!

(...)

Sonra zaten ABD'nin kucağında, teröre kaynaklık eden Radikal Siyasal İslam'a karşı pışpışlanan Fethullah Gülen Cemaati ile AKP arasındaki ittifak gerçekleştirildi.

Bu yapıya karşı çıkabilecek olan Üniversiteler, medya, Türk Silahlı Kuvvetleri baskı altına alındı, (Silivri davaları yoluyla) tasfiye edildi ve "Ilımlı İslam"a uygun, AKP'li, Cemaatçi veya YAE'ci kadrolarla donatıldı...

Böylece Türkiye dönüştürüldü!

***

Ama "Ilımlı İslam" modeli yanlıştı; çöktü:

Irak'ta işlemedi.

Libya'da bütünüyle kan gölünde boğuldu.

Mısır'da tam bir fiyasko oldu.

(...)

Model çökünce, Türkiye'de AKP Cemaat iktidarı tehlikeye girdi...

Üstelik rant bölüşümünde de ortak iktidarın siyaset ayağı fazla ileri gitmişti...

Müttefikler arasında "Paylaşım kavgası" başladı.

Siyasal iktidar (yani AKP) dinci-mezhepçi müttefikini (yani FETÖ'yü) tasfiye etmeye girişince, bizzat kendisi tarafından devletin ve bu arada polisin, yargının ve TSK'nin de içine yerleştirilmiş olan Cemaat bir "HURUÇ" harekâtına, bir "DESPERADO"eylemine girişti...

(...)

Şimdi Türkiye'yi uçurumun kenarına getiren bu modelin siyasal ayağı AKP, dinci-mezhepçi ayağı FETÖ'den hesap soruyor...

(...) Üstelik de modelin mucidi ve uygulayıcısı ABD'yi suçlayarak...

Annem böyle durumlarda "Allah'ım aklıma mukayyet ol" derdi!

Emre Kongar Cumhuriyet