Teğet geçen ekonominin kirişleri

Sizler bilmezsiniz, dış konular, genelde gazetelerde reklama yer aranınca, ilk kırpılan sayfalardır. Dünya haberleri veya dış haberler sayfası her zaman, dışarıyı önemsiz sayan gazeteler tarafından katledilir. Zaman zaman, yolladığınız haber, kuşa döner. Çok şükür, şimdiye kadar, Yeniçağ’da böyle bir kriz yaşamadım. İşte bu yüzden, birkaç defa yazdım ve uyardım. Eğer Türkiye dışına, ihracat, ithalat veya iş yapan bir iş adamı olsaydım, dış haberler sayfası makaslanmış bir gazeteye, kesinlikle ilan vermezdim. Neden?
Çünkü ülke içindeki kayıkçı kavgası dışında, dışarının nabzını tutmayan bir iş adamı, sürekli para kaybeder. Çünkü krizlerin ayak sesleri bellidir. Örnek vereyim; yıllar önce, Libya olayları gerginleşirken, bizim Tayyiban, Kaddafi karşıtlarına bavulla para yardımı yaptı. O zaman da uyardım, bu krizde, bizim orada iş yapan müteahhitler ve orada çalışan işçilerimizin zarar göreceğini yazmıştım. Gene, Orta Doğu ve Mısır, Irak’taki Kürt bölgesi ile Suriye’de, işlerin kızışacağı belliydi, yazdık. Bazı okurlarım, beni kötümserlikle suçladı. Oralardan nakliyat yapan, inşaat yapan Türkler, zarar gördü ve görmeye devam ediyor. 
Avrupa’daki Türk ve İslam düşmanlığının, Ankara’daki iktidarın, lüzumsuz iç politika çıkışları ile herkese saldırması sonunda, zarar göreceğini vurgulamıştık. Maalesef, gene haklı çıktım. Avrupa’da Türk düşmanlığı artıyor. Amerika ilişkileri deseniz hakeza öyle. Obama ile ara açıldı dedik, görmek istemediler. Ekonomi batıyor, fırtına yakın, dolar yükselecek derken, bazı iş adamı arkadaşlarım, galiba bu senin temennin, bizim aslan gibi sağlam ekonomimiz var dediler. Doları şimdi tutamıyorlar. Havuz medyasına göre etraf pespembe. 
Peki, ben, çok mu zekiyim? Bunlar, önceden içime mi doğdu? Tabii ki hayır. İçerideki kayıkçı kavgası, yarattığı toz dumanla, sizlerin, çevrenizde olan bitenleri net görmenizi engelliyor. Dünya 21’inci yüzyılı yaşarken, benim ülkem yeniden, Ortaçağ’ın karanlık günlerine çekiliyor. Türkiye, aynı Osmanlı’nın son günlerinde, müttefikler tarafından, buna benzer bir şekilde parçalanmış, bölgeler aralarında paylaşılmıştı. Aynı İstiklal Savaşı sırasında, düşmanın İstanbul’u işgali gibi, İstanbul işgal altında. Şu anda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de altını çizdiği gibi ülke, PKK terör örgütüne peşkeş çekiliyor. 
***
AKP iktidarının, İmralı ile yaptığı pazarlıktaki, 10 maddelik plan, sanki yeni bir şeymiş gibi bugün tartışılıyor. Oysa bu plan, Osmanlı’ya dayattırılan ve Cumhuriyet’in ilanı ve Mustafa Kemal ile arkadaşlarının mücadelesi ile askıya alınan ve son olarak da, Kenan Evren ve Özal hükümetleri ile yeşertilen en az 10 yıldır pişirilen, meyvesi toplanmaya hazır plan. Bu plan gereği, AKP iktidara getirildi. Hani bazılarımız, oy verip hükümet seçtiklerini, demokrasiyi falan uyguladıklarını sanıyor ya, ne yazık ki o iş hiç de öyle değil. Gerçekte, bir yabancı ülkenin, ülkelerini parçalamasında suç ortaklığı yapıyorlar. 
En azından ben son beş yıldır, AKP iktidarının bu planı halka, hazmettire hazmettire yutturacağını biliyorduk. Bebek katili Öcalan’ın İmralı’dan çıkacağı, teröristleri dağdan indirme adıyla Güneydoğu Anadolu’da federasyon yapılaşmasına gidileceği görüşmelerde bir yabancı arabulucu sistemi olacağı ve bunlarla PKK’nın siyasi kolunun seçimlere girerken AKP ile kavga ediyor görünüp, seçimi AKP’ye kazandırmak için oyunlar yapılacağını hep yazdım. Silivri, Balyoz ve öteki adli manevralarla bu sürece karşı çıkacak askerlerin de yollarından çekileceğini anlatmıştık. Haklı çıktım. Keşke yanılsaydım da haklı çıkmasaydım. 
Ama sizler içerideki kayıkçı kavgasına kapıldığınız için toz duman arasında olayların farkında değilsiniz. Mesela, Davutoğlu’nun iki ekonomi bakanı ve Türkiye’nin en borçlu belediye başkanıyla birlikte ABD’de para arama gezisinden ne denli bilginiz var? Davutoğlu’nun Washington seferi Obama yönetiminden kabul görmediği için de anlaşılan New York ayağı ile son bulacak. Belki de Davutoğlu ve arkadaşlarına yol yakınken, Ankara’da saçma sapan açıklamalar yapan kişiyle yollarını ayırmalarını tavsiye edecekler. 
Son olarak hafta içinde İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD Kongresi ortak oturumunda konuştu. Bu konuşma sırasında yalnızca İran ile yapılmaya çalışılan nükleer anlaşması konusunda uyarıda bulundu. O uyardı uyarmasına da beklenen etki yaratılamadı Washington’da. Gerek Beyaz Saray, gerekse Amerikalı planlamacılar Netanyahu’nun bu ziyaretini seçim oyunu olarak değerlendirdi ve içinin boş olduğunu açıkladılar. Kongre konuşması aynı zamanda Amerikalılar arasında da tepkiye neden oldu. 
 

 

Yazarın Diğer Yazıları