Tehdit, şantaj, işte Amerika

      TRUMP, insanlığın yeni belası mı...

      Bu tartışma dünyanın hemen her ülkesinde öne çıktı...

      Kudüs'ü, eşek kuyruğuna benzeyen imzasını atarak İsrail'in başkenti ilan etmekle kalmadı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde kararın iptali için birleşen 14 karşı oyu veto etti.

      Konu Genel Kurul'da görüşülecek...

      * * *

      Son duruma bakılırsa Kudüs'ün statükosuna dokunulmayacağı yönünde yaygın bir uluslar arası karar söz konusu...

      Trump'ı endişelendiren de bu...

      Aldığı bu duyum üzerine panikledi ve Genel Kurul'a katılacak ülkeleri sert ve mütecaviz bir dille tehdit etti.

      Sarı çıyan diye anılan Başkan'ın tehditlerinden ürkerek geri çekilecek ülkeler olabilir...

      ABD'den yardım alan, ekonomisini tamamen Birleşik Devletler'in ekonomik normlarına bağlamış ya da güvenliğini Washington yönetimine teslim etmiş çelimsiz ülkeler, Genel Kurul'da Trump'u ve kararını sahiplenebilirler.

      O nedenle şimdiden çıkacak kararı bilmek ve yorumlamak mümkün değil....

      Yalnız şu var, Türkiye gibi güçlü olan ve Trump'ın bu kararına onay vermeyen ülkeler, Genel Kurul'un havasını değiştirebilir ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Kudüs gibi kutsal bir mekânda dans etmeye kalkmasının bedelini hayır diyerek ödetebilir...

      * * *

      Kudüs konusu, önemli bir gerçeği de dünyanın dikkatine taşıdı...

      Trump'ın tehdit ve şantaj dolu azgın çıkışını...

      Herkes gördü ki tehdit ve şantaj demek Amerika demek...

      Bugün dünyanın her köşesinde insanlar bu iki densizliğin kaynağını "İşte Amerika bu" diyerek gösteriyor...

Burkalı öğrenci bolluğu

      YÜKSEK öğrenimde sorunlar bitmiyor...

      Yeni sorun, peçeli -Burkalı- öğrenciler...

      İsim vermeden kısaca değineceğim; bir üniversitenin öğrencilere açık alanlarında peçeli öğrenciler dikkat çelmiş...

      Rektöre bildirmişler; Rektör de peçeli öğrencilerin girip çıktıkları fakültenin dekanına durumun ne olduğunu sormuş...

      Dekan efendi "Ben peçeli filan görmedim" demiş ama ortalıkta gezinen peçelileri saklamayı da başaramamış...

      * * *

      Üniversitelerimiz yüksek öğrenim anlayışına yakışmayan her türlü uygulamaya müsait alanlar haline getirildi...

      Kılık kıyafet rezaleti yaşanıyor.

      Bir kısım kız ve erkek öğrenci, üniversite kantinlerini defile için kullanılan podyum sanıyor...

      Öğrenciliğe sığmayan giyimleriyle dikkat çekmeye çalışıyorlar. O fakültenin içinde ve dışında rastlanılan peçeliler de burkalı Afgan kadını görüntüsü vermekten perva etmiyor.

      * * *

      Olayın hayret ettiğim yani, fakülte dekanının burkalı kimse görmediğini söylemesi...

      Adam ya odasından dışarı çıkmıyor ve öğrencilerin arasına karışmıyor, ya da bakar kör; görüyor ama ne gördüğünü seçemiyor...

      O zaman dekanlıkta ne işi var!

      Bir diğer hususu da çok merak ediyorum; bu tür olaylar karşısında YÖK ne yapıyor...

      Herhangi bir yaptırım yetkisi var mı yok mu, öğrenmek istiyorum!

Yemekleri yapana yedirmedililer

      ASKERLERİ, memurları, işçileri, hastane çalışanlarını ve hastaları yaptıkları yemekle zehirleyen ve hakkında ihaleye girme yasağı bulunan Manisa'daki yemek şirketi top attı...

      Şirket daha önce, Maliye Bakanlığı personeline de yemek veriyordu; ilk zehirlenme burada yaşanınca bakanlık sözleşmeyi iptal etti ve yargıya gitti. Ancak AKP'den gelen yoğun baskı üzerine davadan vazgeçildi...

      2013'de kurulan şirket daha sonra askeri birliklere ve hastanelere yemek vermeye başladı. Bu imkanlar da yine AKP'li milletvekillerinin ağırlığıyla sağlandı.

      Şirket devlet ihalelerine girmekten men edilince ortaklar bölündü, yeni şirketler kurdular... Bundan böyle ihalelere onlar girecek ve mimlenen şirketin yerine onlar yemek üretecek...

        *  * *

      Peki bu şirket neden yargıya düştü..

      Şirket, Haymana Devlet Hastanesi'ne de yemek veriyordu. Burada da zehirlenme olayı yaşanınca hastane suç duyurusunda bulundu ve zehirlenmenin yemeklerde bulunan "Bacilus Cereus" ve "E.coli" bakterilerinin neden olduğunu bildirdi, üretimin de durdurulmasını istedi.

      Gayrı sıhhi malzemeye ek olarak, bakteri yatağı haline gelmiş et ve yağ kullanıldığı belirlenince sözleşme de iptal edildi...

      * * *

      İlgililer ayrılık sonrası ortaklar tarafından kurulan şirketleri de mercek altına almalı....

      Dirsek teması halinde olabilir ve yine, bakteri dolu malzemeyle yemek yapıp satabilirler...

KISACA

      ÖĞRETMENE bakın; veli çocuğuna sert muamele yapan öğretmenle konuşmaya kalktığına bin pişman oldu. Öğretmen bu veliye "Çocuğun ağzını burnunu mu kırdım, bundan sonra aleyhime konuşanın ağzını burnunu kıracağım" diye tehdit savurmuş.

      Sonra da eklemiş:

      -Sen fakirsin, o zaman beni dava bile edemezsin...

      Seyredin...

      İki fakir karşı karşıya; birinin parası yok, diğerinin şerefi ve görev bilinci...

Yazarın Diğer Yazıları