Tek kale maç

'Kamplaştırma' siyaseti ülkeye ne kadar zarar verirse versin AKP'ye hep fayda verdi… Akıllıca ama bir o kadar da sorumsuzca uygulanan 'düşman üretme ve korku salma' stratejisi, iktidarda olmanın zamanla yol açacağı yıpranmaları ikinci plana itti…

Doğaldır ki iktidarda kalmak her partiyi yıpratır… Bu sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada böyledir… Fakat AKP 2002'den beri iktidarda ve bütün yıpranmışlığına rağmen şimdi çok daha kuvvetlenmiş bir şekilde yeniden sandıktan çıktı…

'Gerilim üretme ve taraftarları bloke etme' yöntemi büyük işe yarıyor ve ellerindeki devasa propaganda araçlarıyla bunu iyi başarıyorlar… Tereddütlü veya itirazı olan seçmeni, bütün bu itirazlarına rağmen 'karşıdaki kötü'ye baktırarak 'mevzi'ye geri döndürebiliyorlar…

Bu yöntemi Turgut Özal da denemişti ama kısmen başarılı olmuştu… Özellikle 12 Eylül'ün yasaklı liderleri için başvurulan referandumda sürekli eskiyi hatırlatmış, "Yasaklar kalkarsa 12 Eylül öncesine döneriz" korkusunu işlemişti… Yasaklar ancak bindelik oy farkıyla kalkabilmişti…

Bu anlamda Erdoğan'ın ve diğer parti yöneticilerinin tahkir edici ağır üsluplarını ve siyasî rakipten ziyade bir 'hasım'dan söz edercesine giriştikleri propaganda savaşını son derece profesyonelce değerlendirmek gerekiyordu… Bu üslup ve karşı cepheden gelen cevaplar, 'seçmenleri oldukları yere mıhlamaya yarayan' ve seçmene kime oy vereceğinden önce 'kime oy vermeyeceğini' gösteren bir stratejiye dönüşüyordu…

Rejim bu sayede küçük dalgalanmalar dışında stabil hâle geldi ve bu strateji AKP'nin iktidarını sürdürmesini, siyasî tarihimizin rekorlarını kırmasını sağladı… Siyasî rakiplerinin rekabet duygusunu düşmanlığa dönüştürürken, o düşmanlık AKP seçmeninin sadakatini besledi… Orta vâdede ülkedeki birlik ve bir arada yaşama düşüncesi yara alırken, AKP ise iktidarını sürdürmeye yetecek kadar desteği bloke etmenin faydasını gördü…

***

Bu stratejiyi yıllardır sütunumuzda işlemeye çalışıyoruz… Area Araştırma'nın yaptığı 'Partilerin potansiyel seçmenleri' araştırması bunu çok daha bariz biçimde göz önüne seriyor…

Area'nın araştırmasına göre bugünkü şartlarda AKP'nin potansiyel seçmen toplamı Türkiye genelinde yüzde 55.8… Son seçimlerde yüzde 49.5 oy aldı… Ulaşabileceği seçmen potansiyelinin sadece yüzde 6.3'ünü alamadı… Fire ne kadar az değil mi?

Gelelim CHP'ye… Türkiye geneli potansiyel seçmen yüzde 40.9 görülüyor… 1 Kasım'da aldığı oy ise yüzde 25.3… Ulaşamadığı seçmen potansiyeli yüzde 15.6… Kendi içinde hesapladığımızda üçte birden fazla potansiyel seçmenin oyuna ulaşamamış CHP…

Ve MHP… 'Potansiyel'le 'alınan oy' arasında en büyük fark burada göze çarpıyor… MHP'nin seçmen analizinde potansiyel seçmen oranı yüzde 33.8 olarak bulunmuş… Alınan oy ise yüzde 11.9… Ulaşılamayan seçmen sayısı oyu alınan seçmen sayısının neredeyse iki katı…

Bu çalışmanın illere göre dağılımına göz gezdirdiğimizde AKP'nin hemen her ilde potansiyel oyuna yakın oylar aldığını görüyoruz… İzlediği bloklaştırıcı, korkutucu ve germeye dönük yöntem sayesinde limitlerin sınırına kadar oy toplayabiliyor… Ülkedeki huzursuzluğun varacağı aşamalar pek de umursanmandan…

Bu araştırmaya göre CHP'nin kendi potansiyeline ulaşmakta en çok zorlandığı ilk beş il Tunceli, Kırşehir, Amasya, Sinop ve Samsun şeklinde sıralanıyor…

MHP'de büyükşehirler baz alındığında, en büyük fark Aydın'da gözüküyor… Aydın'da ulaşılamayan seçmen potansiyeli yüzde 34.7… Aydın'ı yüzde 31.7'yle Samsun, yüzde 31.2'yle Antalya takip ediyor… Ardından yüzde 31'le Ankara geliyor… Mersin'de de durum çok farklı değil, ulaşılamayan seçmen potansiyeli yüzde 30.5…

***

Tablo çok açık… Bir tarafta bütün potansiyelini neredeyse sonuna kadar harekete geçirebilen ve bunun da karşılığını iktidarını sürdürerek alan bir parti var… Diğer tarafta ise kendi potansiyellerine ulaşamayan ve mevcut hâlleriyle ulaşma emaresi göstermeyen muhalefet partileri var…

Tek kale maç, bozulan toplumsal balans ve hiçbir şekilde denetlemeyen iktidar… Bu iktidar için muhalefet demek 'tehdit' demek değil, 'denetleme' demek değil, sadece seçimden seçime iç tribünlere yönelik 'hayalî korku ve endişe' kaynağı ve 'geçmiş günahlar'ın temsili demek!.. Siyasî akılların buna kafa yorması ve çözüm üretmesi gerekiyor…

Yazarın Diğer Yazıları