Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Tek kişinin iktidarı inşa ediliyor!

Anayasayla ilgili yapılacak olan referandum sürecinde kullanılan üslup, yaklaşım ve yöntem hem tehlikeli hem de yanlıştır. Yapılan anayasal değişikliğin ortaya çıkarması muhtemel sakıncalarını dile getirenlere karşı takınılan tavır ise akıl dışıdır. "Konuşturmayın, susturun!" tavrı yapılmak istenilenin ne olduğunu ortaya koyar niteliktedir.

Televizyonlarda yapılan eşitsiz yayınlar, tek yanlı bilinç oluşturma gayretleri ve getirilmesi düşünülen sistemin zayıf yanlarının kazanım olarak sunulması ise tam bir komedidir.

Totaliter bir kavram: Çift düşün!

George Orwel, 1984 adlı efsanevi eserinde totaliter rejimin 'Çift düşün7 diye bir kavramından söz eder. Bu kavram "birbiriyle çelişkili iki ifadeyi de anlamak ve kabul etmek" olarak tanımlanır... Böyle bir rejimde dönemin şartlarına göre devlet size "beyaz, siyahtır" diyorsa o öyledir.

 Bu anlayışla vatandaşa kavramlar tersinden benimsetebilmektedir. Orada rejim "savaş barıştır, özgürlük köleliktir, cahillik güçtür" dediğinde itirazsız herkes onu  kabul etmektedir.

Yaşanılan referandum sürecindeki tartışmalarda 1984'tekine benzer değerlendirmeler yapılmaktadır.

TBMM güçlendiriliyormuş!

Evet propagandistleri TBMM'nin zayıflatılmasını güçlenme olarak sunuluyor. Halbuki "Egemenlik milletindir" kavramı "egemenlik seçilecek olan tek kişinindir"e dönüştürülüyor.

TBMM'nin yasama işlevinin birçok alanda elinden alınıyor ve tek kişiye veriliyor.

TBMM yasayı yapacak. Ancak bazı konularda bizzat cumhurbaşkanı kararname çıkarabilecek.

Meclis'in bütçeyi denetleme görevi elinden alınıyor.

Bakanlar başkana karşı sorumlu olacak Meclis'e karşı sorumlu olmayacak.

Cumhurbaşkanı tek başına gerekçe göstermeden Meclis'i feshedebilecek.

Yasama organı olarak Meclis'in ana işlevlerinden biri olan yürütmeyi dengeleme ve denetleme imkânı ortadan kaldırılıyor.

Devlet organlarının kanunla düzenlenmesi kuralı terk ediliyor.

Bütün bunlar TBMM'nin güçlenmesi, demokrasinin rayına oturması olarak propaganda ediliyor.

Milletvekilleri güçlendiriliyormuş!

Aynı şey milletvekilleri için de söz konusudur. Milletvekillerinin sayısı artırılıyor işlevi azaltılıyor. Milletvekilliği etkisiz eleman konumuna indirgeniyor. Bunu evet propagandistleri milletvekilliğinin güçlenmesi (!) olarak sunuyor.

Kural olarak getirilen sistem bakanların dışarıdan atanmasını sağlayacak. Böylece eskiden olduğu gibi milletvekilleri bakan olarak değil de milletvekili olarak görevlerini yapacaklar.

Milletvekilleri bakan olmak gibi bir ağır sorumluluktan kurtularak hafiflemiş oluyorlar.

Gensoru müessesi kaldırılıyor.

Atanmış bakan ne yaparsa yapsın onu atayan Cumhurbaşkanı istemedikten sonra sorgulanması söz konusu olmayacak!

Milletvekilleri "araştırma önergesi" de veremeyecek. Çünkü araştırma önergesi müessesesi de kaldırılıyor.

İktidar yetkililerine göre gensoruyu Cumhurbaşkanı'na karşı beş yılda bir yapılan seçimlerle halk vermiş olacak.

Bir defa seçilen bir Cumhurbaşkanı ve onun atayacağı bakanlar birinci yıl çok vahim bir suç işlemiş olsa bile bir dahaki seçim beklenecek!

Beş yılda bir yapılan seçimle halk gensoru ya da güven oyu vermiş (!) sayılacak.

Tek kişide bütün güç toplanıyor!

Milletin önüne konulan bu proje partilerin değil doğrudan doğruya "Cumhurbaşkanlığı sistemi şahsımın projesidir" diyen Erdoğan'ındır.

Projenin kimin olduğundan çok ne olduğu toplumu ilgilendirmektedir. Bir defa "Cumhurbaşkanlığı sistemi", "başkanlık sistemi" değildir. Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırılıp "kuvvetler birliği" sistemi getirerek tüm yetkiyi "Tek adam"a devreden dünyada eşi benzeri bulunmayan keyfi bir yapıdır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Elazığ'da aynen şunları söylüyor: "Cumhurbaşkanı ile başbakanın gücü aynı kişide birleşeceği için çekişme yaşanmayacak. Tek kişide bu gücü topluyoruz".

Tek yetkili olan Cumhurbaşkanı, partisinin başında yer alabilecek. Yani "Cumhurbaşkanı" partili olacak, partisinin genel başkanı olabilecek. Tarafsızlık yemini edecek ama "tarafsız" ve "bağımsız" değil siyasi partili olacaktır!

Böylece tek kişinin iktidarı Türkiye'de hayata geçirilecek ve adına da "milletin iktidarı" denilecektir.

Orwel'i 2017'de bir kez daha hatırlatan bir süreçten geçiyoruz!

Yazarın Diğer Yazıları