Tekirdağ İYİ Partililer'den siyasilere: Uygur Türkleri'nin sesini bizden başka duyan yok

Tekirdağ İYİ Partililer'den siyasilere: Uygur Türkleri'nin sesini bizden başka duyan yok
Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı ve birçok batılı ülkenin de soykırım olarak nitelediği politikaları kınamak amacıyla bir basın açıklaması yaptı. Tekirdağ Süleymanpaşa Hasan Ali Yücel meydanında yapılan basın açıklamasına İYİ Partililerle birlikte siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri katıldı.

Tekirdağ İYİ Partililer'den siyasilere: Uygur Türkleri'nin sesini bizden başka duyan yok

Mehmet ALTAŞ - TEKİRDAĞ / YENİÇAĞ 

İYİ Parti Tekirdağ İl Teşkilatı, Çin''de zulüm gören Uygur Türkleri''nin sesini duyurmak adına etkinlik düzenledi. Tekirdağ Süleymanpaşa Hasan Ali Yücel meydanında yapılan basın açıklamasına İYİ Partililerle birlikte siyasi parti ve sivil toplum temsilcileri katıldı. 

“İyi Parti Tekirdağ İl Örgütü, Kadın Kolları, Gençlik Kolları ve ilçe başkanlarınla birlikte Hasan Ali Yücel Meydanı’nda basın açıklaması yaparak, “Türklüğün kanayan yarası Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri’ne yıllardır süre gelen zulmü” hatırlattı.

Türk Dünyası ve Dış İlişkilerden sorumlu Fahrettin Özzade, Siyasi İlişkilerden Sorumlu Muzaffer Doğan’ın “susmayacağız” diyerek partisi adına hükümete yönelik sarf ettiği sert eleştirilerin ardından Uygur Türkleri’nin Çin Devleti tarafından neden mağdur edildiğini tarihi bilgilere yer vererek anlattı. 

Özzade, görsel ve yazılı olarak basınla paylaştığı açıklamasında şu bilgilere yer verdi:

Belki uzak olduğundan, belki de direkt ilişkimiz olmadığından görmediğimiz ve duymadığımız, ama neredeyse bütün dünyanın uzaktan ilgiyle izlediği zulüm devam etmekte. Peki nedir bu Doğu Türkistan sorunu? Çin yönetimi Uygur Türklerine neden zulüm uygulamakta? Olayların tarihsel gelişimine bakıldığında bu soruların cevaplarını bulmamız mümkündür.

Doğu Türkistan, 4. Yüzyıldan itibaren bölgede hüküm sürmüş bulunan Hunların, Göktürklerin ve Uygurların sınırları içinde yer almaktaydı. İlk Türk devletlerinin de ortaya çıktığı bu dönem, aynı zamanda Çin saldırılarının yoğunlaştığı tarihleri içermektedir. Çinliler, bölgeden 752 Talas Savaşı mağlubiyetiyle geri çekilmek zorunda kalırken, bölgedeki Türklerin İslam’ı kabul etmesinden sonraki süreçte Karahanlı Devleti ve Koçu Uygur Kağanlığı gibi Doğu Türkistan merkezli yerel devletler ortaya çıktı. Ancak zaman zaman Moğolların, Çinlilerin, 1800’lü yıllarda da Rusların etkisi altındaki bölgede kurulan devletler uzun ömürlü olmadı. Bütün bu istilacı devletlere karşı yerel halk sürekli olarak gerçekleştirdikleri isyanlarla yaşam mücadelelerini sürdürdüler.

Son olarak Doğu Türkistan’ın Kulca şehrinde Ali Han Töre liderliğinde başlayan ayaklanma, Kazak kabilelerinin de katılmasıyla Kasım 1944’te Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin kuruluşunu getirmiştir. Ne yazık ki bu devlet de 13 Ekim 1949’da Çin Komünist Partisi’nin Doğu Türkistan’ı işgal etmesiyle yıkılmıştır. Çin, 1955 tarihinde Doğu Türkistan’ı eyalet statüsünden çıkarmış ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi adıyla Çin’in beş özerk bölgesinden biri haline getirmiştir.

Doğu Türkistan halkının din, inanç ve kültürlerine bağlı yapısıyla hürriyetine olan düşkünlüğü Çin’i sürekli kaygılandırmıştır. Çin''i bir anlamda bu kadar geniş ölçekli hak ihlalleri ve toplama kampları gibi soykırım suçlarına uzanan zorbalıklara sevk eden bir türlü Çinlileştiremedikleri Doğu Türkistan toplumudur. Ayrıca Doğu Türkistan''ın yeraltı kaynaklarının inanılmaz zenginliğidir. Bölgede Çin''in maden çeşitliliğinin yüzde 78''i bulunmaktadır. Aktif olarak işletilen madenler ise Çin''deki tüm madenlerin %85''ine denk gelmektedir. Ayrıca Çin’in petrol üretiminin yüzde 60’ı bu bölgeden karşılanmaktadır. Son sebep ise 2013 yılında ilan edilen “Bir Kuşak Bir Yol” projesiyle dünyaya sunulacak mal ve değerli maden sevkiyatları için Doğu Türkistan''ın vazgeçilmez konumudur. Pekin''den Atlas Okyanusu''na 65 ülkeyi kapsayan proje, Doğu Türkistan''dan dünyaya açılacak olan enerji ve mal ulaşım ağları projesidir. Bu çerçevede Uygur merkezli bir sorun yaşamak istemeyen Çin, bölgede topyekûn bir operasyon yapmaktadır.
Bu anlayışla, hiç suçları olmadığı halde Müslüman halk çeşitli sebeplerle Terörist muamelesi görmektedir. Milyonlarca kişi, Çin yönetiminin Mesleki Okul olarak tanımladığı toplama kamplarına alınarak çeşitli işkenceler, kısırlaştırmalar ağır çalışma koşulları ve yıllarca ailelerinden uzak tutularak
sözüm ona medenileştirme programları devam etmektedir.



“HİRA DAĞI KADAR MÜSLÜMANIM" DİYENLER NEREDE?

Bu kapsamda, Türk Milletinin tarihten bugüne tevarüs eden yüksek medeni vasfı ve insan onuruna olan bağlılığı sebebiyle, Çin Halk Cumhuriyeti tarafından Uygur Türk Halkına yönelik insanlık ve vicdan dışı bu eylemlerin, Gazi Meclis nezdinde araştırılması ve sonuçlarının uluslararası topluma deklare edilmesi gerekmektedir. Halen Kanada ve Hollanda Parlamentoları Çin de Uygur Türklerine uygulanan muameleyi soykırım olarak zaten kabul etmişlerdir.

İYİ PARTİ olarak Çin hükümetinin Türk Milletinin anavatanı olan Doğu Türkistandaki Uygur Türklerine uyguladığı bu zulmü yerinde araştırmak için her parti milletvekillerinden bir komisyon oluşturulmak için verdiğimiz önerge AKP Milletvekillerinin Red, MHP’li Milletvekillerinin çekimser oylarıyla reddedilmiştir.

Diğer bir ifadeyle, "Hira Dağı kadar Müslümanım" diyenler reddetti. "Tanrı Dağı kadar Türk''üm" diyenler masanın altına saklanıp çekimser kaldılar.

Tabii ki bu oylamayı takdir edecek makam yüce Türk Milletidir.
Değerli basın mensupları, Türk Milliyetçileri, Doğu Türkistan’daki bu Çin zulmüne maruz kalan soydaşlarımızın yanındadır. Bu zulmün sona ermesi  için iktidarın sessiz kalmasını kınıyoruz. Ayrıca İslam ülkelerinin bu aymazlığını kabul etmemiz mümkün değildir. İslam ülkeleri siz Doğu Türkistanlıları yoksa, ümmetten saymıyor musunuz. 

Ozan Arif in dediği gibi; 
Konuşsana müslüman,
Hiç sesin duyulmuyor!
Doğu Türkistan, Türk diye,
Ümmetten mi sayılmıyor ? 
İyi parti olarak bu zulmü her platformda haykırmaya devam edeceğiz.
Soydaşlarımızın dili olmaya devam edeceğiz. 
NE Mutlu Türküm diyene. 
Diyor saygılar sunuyorum.”