Teknoloji Fakülteleri

Teknoloji Fakültelerine karşı kurulduğu günden bu yana bazı kesimler tarafından "Mühendislik Fakültelerine rakip mi olacak?" endişesinden doğan bir önyargıyı görüyoruz.

Meseleye doğru yerden başlamak adına altını çizelim: Teknoloji fakülteleri mühendislik fakültelerinin rakibi değil muadilidir.

Henüz haberi olmayanlar için tekrar edelim: Teknoloji Fakülteleri mezunları da tıpkı benzerleri gibi "Mühendis" ünvanı alır, odalara üye olabilir ve mesleği diğer mühendislerle eşit olarak icra eder.

Bu durumu kabullenemeyen bazı "kesimler" kurulduğu günlerde Teknoloji fakültelerini kadük hale getirmek için mahkeme mahkeme gezdiler. Bu fakültelerden mezun olan öğrencilerin "Mühendis" ünvanını kullanamamaları için ellerinden geleni yaptılar lâkin bunda başarılı olamadılar.

Yetmedi bazıları bu çocukların diplomalarına "mühendis" ibaresinin yazılmaması için çabaladılar; onda da başarılı olamadılar.

Teknoloji Fakültelerinin münderecatını anlatmaya yerim yetmez. Özetle şunu söyleyebilirim; Teknoloji Fakülteleri sanayinin uygulamadan haberdar mühendis feryadına bir çare olarak ortaya çıktı.

Uygulama ağırlığı klasik mühendislik fakültelerinden daha fazla olan bir mühendislik modeli olarak özetleyebiliriz. Bu modeli TOBB-ETÜ yıllardır başarıyla uyguluyor. Teknoloji fakülteleri mezun vermeye başladı, işin içinde, sanayiyi ekonomi sayfalarından değil yerinde izleyen biri olarak söylüyorum; sektör bu işten memnun.

Eksikler yok mu? Var tabi.

Ama onlar da zamanla düzelecek. Beş yıllık bir uygulamanın dört dörtlük olması beklenemez. 18. YY'dan bu yana varolan klasik mühendislik eğitimimizde bile onca eksiğimiz varken Teknoloji Fakültelerinin eksiğinin olmaması mümkün mü?

Vakıa bu.

Bunun böyle olmadığını iddia edenler ne idüğü belirsiz okur mektuplarındaki dedikodulara değil "akli" verilere dayanarak bir şeyler söylemeliler.

Slogana değil "bilimsel" verilere dayanarak konuşmalılar.

Bunu yapacak bilgileri yoksa susmalılar…

**

Teknoloji Fakültelerine yönelik garip tutumun son örneğine geçtiğimiz günlerde Abbas Güçlü'nün sitesinde rastladık. Güçlü, "Öğrenci arkadaşımızın gönderdiği mektup" diyerek sitesinde bir mektuba yer verdi. Adına mektup denilen bu "hakaretname"ye göre Teknoloji Fakülteleri niteliksiz, hocaları yetersiz, stajları anlamsız, laboratuvarları eksiktir ve nihayet kapatılmalıdır. Bu fakültelerde umut tacirliği yapılmaktadır vesaire.

Mektubun dil, anlatım ve üslubuna bakınca, eğer böyle biri varsa, mektup sahibini eğitim seviyesinin bu işleri anlamaya müsait olmadığını görüyoruz. "Okur mektuplarına yer veriyorum" gerekçesi ile koskoca bir camiaya edilen hakaretlerin yayınlanması ise ne etik ilkelere, ne bilimsel gerçeklere ne de gazetecilik ahlakına uyar.

Merak etmekteyim.

Güçlü, bugüne kadar herhangi bir Teknoloji Fakültesi'ni ziyaret edip verilen eğitimle ilgili bir bilgi almış, laboratuvarlarını gezmiş ve öğrencilerinin yaşadığı sıkıntıları dinlemiş midir?

Eğer Ankara'da ise mezun olduğu okula giderse bu konuda aydınlanır kanaatindeyim. Böylece belki de bazıları dönem arkadaşları olan, köşesinde hakaretler dizilen öğretim üyelerinin ne tür bilimsel çalışmalar yaptıklarını, üretilen bilimsel yayınların diğer mühendislik fakültelerine göre hangi noktada olduğunu, öğrencilerinin başarılarını da yakından görmüş olur.

Bunu yapmayabilir, kuvvetle muhtemeldir ki yapmayacaktır da. Çünkü zor olan budur. Bunu yaparsa malum lobileri kızdırabilir.

Mezkûr olay da bunun bir benzeridir.

Peki mesele sadece "mühendislik" kavgası mıdır?

Tabii ki değildir; biz bu anti-Teknoloji lobisinin Cemaziyevvelini de biliriz…

 

Yazarın Diğer Yazıları