Televizyonda Hoca kavgası

Deniz Bayramoğlu'nun Gündem Özel'i genelde çizgisini yakalıyor. Tematik kanal konuları bulup, işlemesini doğal karşılıyoruz. Örneğin öğretim üyeleri arasında "en çok konuşan" unvanına sahip Prof. Dr. Canan Karatay'ı da tek başına çağırıyor. Bu konuda iyi de yapıyor. Çünkü, Hoca makineli tüfek gibi. Onu her görüşümde muhterem eşine sabır diliyorum.

Karatay'ın kalp uzmanlığı her zamanki gibi hatırlanmıyor. Zeytinyağı ve cevizin faydalarını tekrarlayıp duruyor. Bu kez "kaya tuzu"nun inanılmaz yararlarından söz etti. Anında aklıma taaa Himalayalar'dan tuz ithal edenler geliyor. Kimsenin aklına Çankırı'dakiler gelmiyor. Oysa aranızda halk pazarına giden varsa, kimi köşelere sıkışıp kalmış "Çankırılı satıcıları" mutlaka görürler. Tam da istendiği gibi; "rafine edilmemiş doğal". Tek tehlike Karatay'ın kendisi için. Yine bir bakan çıkıp "Edremit'te zeytinlikleri, Aydın'da ceviz ormanı var" lafları edebilir. Mesela "tuz yatağı mağaraları mevcut" gibisinden. O da bu işlere alıştı. Tam bu noktada bir girme de ben yapayım. BİM ve A 101'de bulgur, süt ve en önemlisi zeytinyağına yine zam yapıldı. Maşallahları var. Sıradan iki kiloluk zeytinyağı 32.50 lira. Bir yıl önceki fiyatın neredeyse iki katı. Bazı okurlarım merak edip soruyor; "Senin bulgurla ne işin var? Kısır mı satıyorsun?" diye. Hemen bilgilendireyim, kuşları besliyorum. Kedi ve köpeklere de süt veriyorum. Tabii bütçe durumuma göre.

Konu değişti

Deniz Bayramoğlu bu defa olayını güncelledi. Fakat konuklarını iyi seçemedi. Başlık  "Orta Doğu'yu anlama rehberi" idi ama her kafadan farklı ses çıktı. Burada isimlerini ve üniversitelerini yazmayacağım. Doğrusu reklamı hak etmediler. İslamiyet'in doğuşu ve bugünlere gelişi konusunda anlaşamadılar. Koca koca profesörlerin birbirlerine hâkimiyet kurma savaşını izledik.

İngiliz destekli "Arap isyanı" sonrası Osmanlı meclisinde yer alan Hicaz, Basra, Yemen ve Suriye milletvekilleri anlatıldı. En fazla Suudi Arabistan üzerinde duruldu. Koskoca yüzölçümleri olan petrol ülkesini kalabalık bir ailenin -aşiret- yönettiği belirtildi.

İslamiyet'in Hicaz'da doğduğu tartışma yapılmadan kabul edilen tek konuydu. Bir de Suudi Krallığının 7. yüzyıldan beri bu şekilde nasıl yönetildiği irdelendi.

ABD'nin parçalı yapısı

Günümüze geldiğimizde, ortaya konan tezler arasında hep bilindik laflar duyduk. ABD'nin Irak'ı, Şii, Sünni ve Kürt olmak üzere üçe bölme planı anlatıldı. Aynı kaynağın Suriye'deki stratejisi daha parçalı bir yapı üstüne. Onlar söylemedi ama gerçek ortada. Amerika en azından iki kanton yaratıp, üstüne oturma peşinde. Rusya zaten en ballı-kaymaklı yerleri kapmış vaziyette. Ortada iki gerçek devlet var. Biri Türkiye diğeri İran.

Tartışma boyunca bir kişi, o da hanım; Dr. Hazal Pabuççular'ı beğendiğimi ifade edeyim. Kıdemi azdı ama ettiği laflar büyük oldu. En azından söyledikleri akılda kaldı. Şu sorusunu herkes düşünmeli:

"Böyle bir coğrafyadan çıkan tipler, nasıl oluyor da Finlandiya'da bile mürit bulabiliyor?"

Aslında bizdeki durum da farksız. Ortalık şeyhten geçilmiyor. Her ilin birkaç "etek öpüleni" mevcut. Ağzımızın açık kaldığı, Fetö'cüler. Yale mezunu altı dil bilenler bir diplomasız vaizin peşine takılabiliyorlar?

***

Asıl tehlike

Hakan Çelik uzun aradan sonra hükümet sözcülüğü yapmadı. Em. Tümgeneral Ahmet Yavuz ve Coşkun Aral'la söyleşi yaptı. İki isim, bölgemizde gelinen durumu çok iyi özetlediler. Yakın geçmişten çarpıcı örnekler sıraladılar. Tezgahlanan oyunları anlattılar. Eski çalışma arkadaşım, oda komşum Coşkun Aral'ın bastıra bastıra üzerinde durduğu "olası mezhep savaşları". Ülkemizi yönetenlerin bu konuda tedbirleri artırmasını istedi. Pentagon'un yeni planının İran ve Türkiye'yi kapıştırmak üzerine olduğunu tekrarlayarak uyarı görevini yaptı.

***

Önemli notlar

Yazıp duruyorum. Sıra köşeye almaya gelince ihmal ediyorum. TRT'nin son tarihi dizisi "Mehmetçik-Kutulamâre"yi beğendim. Taha Akyol'un uyarısının dikkate alınması yerinde. Senaryoda Payitaht'taki gibi abartmalara yer verilmemiş. Yani gerçeğe çok yakın. Tek şanssızlığı Vatanım Sensin gibi alışılmış bir başka tarihi yapımla çakıştırılması.

Yalaza'nın bitirilmesine de sevindim. Şunu TRT yetkililerinin kafasına sokmak istiyorum. Bazı isimlerin "hamili kart yakinimdir" ile gelmelerine artık son verilmeli. Osman Sınav, kusura bakmasın tüccar oldu. Yanına aldığı kimi isimler, başta Kadir Çöpdemir olmak üzere bence devirlerini çoktan tamamladılar. Yalaza'da Ekmek Teknesi'nin senaryosu bire bir kopyalandı. Bu benim kanaatim.

...

Sucuk üstüne

Ekranda sıkça izlediğimiz reklamların çoğu et ürünleriyle ilgili. Tamamında hep yanlış pişirilen sucuklar izliyoruz. Kangal ya da batonu ikiye bölüp ızgaraya atıyorlar. Bu şekilde pişirilenlerin, ateşi gören tarafı kavrulur. İçi de çiğ kalır.

Bu reklamları hazırlayan ve üretenlerin hiç "maç sucuğu" yemedikleri belli. Yapılacak iş aslında çok basit. Sucuğu kalınca parçalara ayırıp, sonra bunları "elma soyar gibi" açacaksınız. Firmalara tavsiyem bu. Deneyip parmaklarını yemezlerse kalaylanmaya hazırım.

Yazarın Diğer Yazıları