Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Terbiyesiz adam!..

Bu Pazar, anlayamadığımız ve kızdığımız gelişmelere kısaca değinelim...
Erzurum’da üniversiteler arası kış olimpiyatları yapılıyor. Başbakan açılışa gidiyor, tamam. Ama nedense, Yunanistan Başbakanı Papandreu’yu da davet ediyor!..
Orada bulunun bir tek yabancı başbakan bu. Yunan başbakanının Erzurum’da ne işi var?.. Erzurum bir “Davos” yapılacak ise, niçin başka ülkelerin başbakanları da yok?
Gelelim işin skandal tarafına.
Hangi nedenle olursa olsun, adam davet edilmiş, gelmiş.
Yunan Başbakanı, “Siz” diyor, “Kıbrıs’ta işgalcisiniz!”
Kardeşim, davet edildiğin evde, ev sahibine niçin hakaret ediyorsun?
Kayak merkezine gelmişsin, edebinle misafirliğini bil, teşekkür et.
Ama o terbiyesizlik ediyor, yani terbiyesiz adam!..
Ülkesinde yangın var, ülkesi iflas ediyor, gençler sokaklarda, parasızlıktan adalarını bile satmayı düşünüyorlar, Erzurum’a geldi diye ülkesinin muhalefeti onu tefe koyuyor, v.s.
Bunların hiçbiri, Türkiye’ye hakaret etmeni gerektirir mi?..
Bizim başbakan ise, nedense kendisine bağırılan birçok yerde olduğu gibi, susuyor.
Yandaş medya, “Erdoğan sert cevap verdi”
diyor.
Bakıyorum, konuşmasının satır aralarını inceliyorum. Allahım acaba hangi sert cevabı verdi, diyorum.
Fos.
Bizim başbakan ağzını açıp da, “Terbiyesiz adam” diyemiyor!.. İsrail Cumhurbaşkanına yaptığı çıkışı yapamıyor!..
“Bizim askerimiz işgalci değil” diyemiyor, “Orada uluslararası anlaşmalara göre, sizin, bizim ve İngiltere’nin imzası olan bir anlaşmaya dayanarak asker bulunduruyoruz” diyemiyor!..
Kimi politikacılar bunun “zafiyet” olduğunu söylüyor.
Ben ise, bu kadar zafiyet olmayacağına inanarak, “Başbakan da aynı düşüncede olduğu için mi susuyor?” diye soruyorum...

***

Bir diğer konu.
Show TV’de “Muhteşem Yüzyıl” diye bir film gösteriliyor. Dizi, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaşamını anlatıyor.
AKP’li politikacılar (ve tabii Bülent Arınç!), televizyoncuların reklam tuzağına düşüyor ve büyük bir tepkiyle konuyu ülke gündemine taşıyor. (Yeni başlayan TV dizilerinin taktiğidir; ilk bölümde ya bir tecavüzle, ya para karşılığı büyük bir ayıpla, ya tartışma yaratacak bir absürdlükle-saçmalıkla- başlarlar ki, rating olsun, para kazansın.)
“Mustafa” filmi yapıldığında sesini çıkarma, onun küçük düşürülmesini alkışla; Said-i Kürdi’nin filmi yapılınca alkışla; padişahlar hakkında gerçekler gösterilince kükre!..
Bunlar olurken, Başbakan Erdoğan’a RTÜK Yasası ile padişah yetkisi ver!.. Tek bir emirle yayın durdurma yetkisi tanı!..
Padişahlar ne yapıyordu?.. (Aman kimse duymasın!) Tek bir emirle kardeşlerini katlediyor, Kanuni gibi kendi çocuğunu bile öldürtüyordu!..
(Yetmez ama evet!) dii mi?

***

Bir kere daha yazmanın bundan sonraya bir faydası olmayacak ama, 12 Eylül referandumu öncesi yalanlarına dönelim.
Ne diyorlardı? 12 Eylül’den hesap soracağız! Daha çok demokrasi getireceğiz!
Daha çok ve “daha ileri” demokrasi diye getirdikleri işte bunlar.
Başbakana tek emirlik padişah yetkisi!..
Mahkemeler bağımsızdır diyerek, beraat kararı veren yargıçları sürgüne göndermek!..
Yargıtay’ı ele geçirmek için, “İsteseler, iki saatte işleri çözerler” de, ama, Deniz Feneri için 2 yıldır kılını kıpırdatma ve yargıyı kilitle!..
Evet.. yetmez ama evet!.. Dii mi?

***


Öte yandan, Tansu Çiller DP’de genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.
Gerekçesi şu: “Hedefleri barajı aşmak. İktidarı hedefleselerdi gelirdim!”
Breh, breh!..
Amacın iktidar ise, gel sen bu hedefi gerçekleştir!.. Demek ki Çiller’in hedefi başka. (Birçok yerde bunlar yazılıyor..)

***


Yerimiz kalmadı, Ahmet Hakan (Coşkun)’a kısa yanıt vereceğim.
Geçen gün Hürriyet’te, özetle diyor ki, “HBB’de 20 yıl önceki Hulki Cevizoğlu programlarında ’PKK ile ASALA arasında bağlantı var’deniyordu.”
Ahmet, sataştığı insanlardan genellikle kibar yanıtlar beklediği için ben de kibarlığımı bozmayayım.
Demek ki, AHC’un 20 yıllık Ceviz Kabuğu programlarından aklında kalan bu!.. Hükümeti eleştirirken, “Hoş geldin HBB çizgisi!” diyor.
Bu, HBB TV’nin çizgisi imiş..
Bakın, adamın birine sormuşlar.
“O kadar kalın Suç ve Ceza romanını okudun. Roman ne anlatıyor?”
Adamın tüm romandan anladığı şu:
“Olay Moskova’da geçiyordu!”
İyi pazarlar..

Yazarın Diğer Yazıları