Tercihimizi yaptık!

     Fransız düşünür ve yazar Montesquieu, "Her toplum, layık olduğu şekilde yönetilir" demiş ve toplumların hak ettikleri sistemi seçme hakları olduğunu söylemiştir... Montesquieu, önemli bir politik düşünürdür. Sözleri hiçbir zaman yabana atılamaz. Onun 1700'lü yıllarda yaptığı ve açıkladığı durumu bugün Türkiye yaşamaya başladı...

      Sandıktan Evet oyları önde çıktı, Hayır diyenler hüsrana uğradı. Tek adama dayalı rejime evet diyenler, inşallah bunun pişmanlığını yaşamazlar!

      Söyleyecek fazla bir laf yok; ne diyelim, hayırlı olsun!

*** 

        Parmak basmadan geçemeyeceğim; yurttaşlar sandığa giderken kentlerin orasında burasında asılı olan evet kumpanyasına ait afişler kaldırılmamıştı, hepsi yerinde duruyordu... Saniyen otoyollarda, üst geçitlerde, otoyollara bakan devasa binalarda asılı Erdoğan'ın ve Yıldırım'ın fotoğrafları bulunan bezlere de dokunulmamıştı.

     Keza yandaş gazetelerin ve Erdoğan'ın hışmına uğramaktan korkan büyük gazetelerin internet gazetelerinde Erdoğan'ın İstanbul Tuzla'da ve Kartal'da, Yıldırım'ın Arnavutköy'de yaptıkları konuşmalar yayınlandı ve sandıklar açılana kadar da yayından kaldırılmadı... Kısacası iktidar yasaklara uymadı...

     Eşit olmayan şartlarda gidilen sandıktan oy kullanma sürecinde de eşitlik söz konusu değildi, iktidar sonuna kadar baskıyı sürdürmekten vazgeçmedi. Elbet de çıkan sonuca sağlıklı demek mümkün değil. Evet kumpanyası yine yaptı yapacağını, yurttaşları baskı altında tuttu ve planladığı sonuca erişti...

     * * *

     Saat 16.34; AKP tandanslı araştırma şirketinin sahibi Adil Gür atv ekranında sunuculara sonucu biliyoruz diyerek kuşku uyandırdı. O sırada ekranda oyların yüzde 9'unun sayıldığı yazılıyordu...

     Daha doğru dürüst sayım yapılmamışken bu beyan manidar değil miydi...

     Rakam verecek değilim; çünkü tercih pusulaları açıldıkça rakamlar da değişiyor. Dediğim gibi evet tercihi önde çıktı. Kesin sonucu gece geç saatte alacağız...

     * * *

     Peki şimdi ne olacak?

     Demokrasiyi ve özgürlükleri arayacağız. Yeni rejimle ülkeyi yöneteceklerden eşitlik ve adalet bekleyeceğiz. Terörün yenilmesini, güvenliğin sağlanmasını, ekonominin krizden çıkarılmasını, dış itibarımızın sağlanmasını, hak, hukuk ve adaletin toplumun dinamikleri olarak hayatımıza yerleştirilmesini isteyeceğiz.

     Madem bu tercihle vesayet odakları kurutulmuş olacak, o halde tek adamın da vesayetinin söz konusu edilmemesini talep edeceğiz...

     Kısacası, millî iradeye saygılı olmalarını isteyeceğiz. Kuvvetler ayrımını birbirinin içine sokarak ülkeyi ucube bir oluşuma sürüklememeleri gerektiğini her fırsatta hatırlatacağız.

     Bütün bunlardan dolayı darılmaca, gücenmece, can yakmaca yok...

 

DERKENAR

-----------------

      Saat 19.00; İstanbul'da Evet-Hayır at başı gözüküyor; İzmir sınavını verdi, orada açık ara hayır çıktı. Ankara sınıfta kaldı, Evet'e saplandı. Oysa Ankara tek adamlık sürecinden en fazla rahatsızlık duyacak bir kent. Memurların terfi, tayin ve sicil konularında verilecek kararlardan ara ara şikayetçi olmaları muhtemel. Şu anda 29 ilimizin hayır dediği haberi geldi. İstanbul'da hayır öne geçti. Gerisi bugün gazetemizde değerli okurlar.

 

Başbakana sorular

--------------------------

       Başbakan propaganda yasağına çeyrek saat kala yaygın bir söylenti halini alan "Hayır çıkarsa erken seçime gidilir" iddialarını cevapladı.

       Biliyorsunuz, sandıktan ne çıkarsa çıksın zamanından önce bir seçim söz konusu olmayacak...

       Olağanüstü bir durum yaşanmazsa seçim 2019'da...

       Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimi birlikte yapılacak; bu ilk kez yaşanacak bir uygulama...

       Toplumun AKP'den de, Cumhurbaşkanı hükumeti uygulamasından da dönme ihtimali var...

       * * *

       Başbakan Binali Yıldırım seçim söylentilerini "Seçimi belirleyen, ülkenin şartlarıdır. Ülkede işler yolunda gidiyorsa, vatandaş memnunsa bunun bir siyasi bedeli olur. Seçim hakkı Meclis'indir, her zaman seçim kararı alabilir. Ama alması için şartların oluşması lazım. Ülkede terör, güvenlik sorunu, ekonomik kriz olması lazım. Ülkeyi yönetme sorunlarının hat safhaya çıkması, tehditlerin artması lazım. Bunların hiçbiri ortada yokken durup dururken niye seçim olsun" diyerek cevapladı.

       Yurttaş, Başbakan'a sormak istiyor; ülkede terör yok mu, güvenlik sorunu yaşanmıyor mu, ekonomik kriz patlak vermedi mi, ülke tehdit altında değil mi, seçimin erkene alınması için bunlar sebep sayılmaz mı?

        Ülkede işlerin yolunda gittiğini söylemek elbet de mümkün değil; yönetim sorunu had safhada. Bütün bunlara rağmen seçime gidilmezse demokrasi tehlikeye düşmez mi...

        Başbakanımızın bunlara ne cevap vereceğini pek merak ediyorum!

       

ANLAMLI SÖZLER

----------------------------

          Devir değişti; insanlar komedyenleri ciddiye alıyor, politikacılara gülüyor. ( Will ROGERS)

Yazarın Diğer Yazıları