Terör önlenir mi?

Yazının başlığını görenlerin, “Bu da ne demek, terör neden önlenemesin? Eğer çelik gibi irade ve mangal gibi yürek taşıyan çıkarsa terörü anında bitirir”  gibi düşüncelere kapıldıklarını hissediyorum. Ben de olsam aşağı yukarı aynı şeyleri düşünürdüm. Ancak bu düşünce bir anlık refleksin sonucu oluşan düşüncedir. Tıpkı  “Acele eden ecele gider”  atasözümüzde olduğu gibidir.
Halbuki terörün önlenmesinden önce bazı soruların cevaplarını bilmek gerekir. Terörist kimdir? Terör nedir? Tabii terörün nedenlerini  ve köklerinin de ne kadar derinlikte olduğunu çok iyi bilmek gerekmektedir. Terörist; görüntüsü itibariyle bizden farklı olmayan, ancak kendi öz iradeleriyle hareket etmeyen, belli ideallere inandırılmış, midesi ve beyni birilerine kiraya verilmiş yaratıklardır. Bunlar yıkanan beyinleri ve yaptırılanlarla zaman içerisinde varlık nedenini kaybetmiş güruhtur.
Terör ise yapıldığı yerdeki halka korku vererek oluşturdukları baskı ile hedefledikleri menzile ulaşmak isteyenlerin, teröristler vasıtasıyla oluşturduğu bir yöntemdir. Bu yöntem teröre destek verenlerin isteklerini alıncaya kadar uygulayacağı bir sistemdir. Tek fark terörün yöntemleri ve yapılışlarıdır. Zaman zaman uygulanış yöntemlerindeki terörist grupların azlığı ve çokluğunun yanında isimlerin de farklılaşmasıdır. Amaç ise istenileni elde etmektir.
Terörü doğuran etkenler ise dışarıdan ve içeriden görülen desteklere paralel olarak, insan hakları ihlali ve hukukun yok sayılarak uygulanan despotizme karşı isyanlardan oluşmasıdır. Bunu açtığımız zaman, dışarı destekli terörün amacı güçlü devletlerin zayıf devletlere diz çöktürüp, kaynaklarını sömürmek ve yarınlarda karşısına güçlü bir devlet olarak çıkmasını önlemek adına o devletlerde meydana getirdiği melanetlerdir.
Tabii ki bazıları; efendim, o devletlerde de zaman zaman terör olayları oluyor diye bir karşı çıkış sergileyebilmektedir. Bu tez bile dış bağlantılı teröre verilen bir desteğin göstergesidir. Evet geçmişe gidersek ABD’de ve Avrupa da yaşanan bazı terör olaylarını görürüz. Bunlardan sonra bugün kaç tane ülkenin başına neler geldiğini de görüyoruz. Demek ki o yapılan terör de ileride yapılacaklar için yine kendileri tarafından yazılmış bir oyunun parçasıdır. Güçlü ülkelerde bunun gibi nice olaylara şahit olunabilmektedir.
Hele de bizim gibi jeopolitik bir yapıya ve geçmişe sahipseniz, terörle yaşamaya mecbursunuz. Ta ki bu oyunu oynayanlar kadar güçlü ve demokrasiye inanmış yöneticilerle idare edilinceye kadar bu böyle devam edecektir. Tabii ki terörü sadece dış bağlantıyla da sınırlamamak lazımdır. İçeride de terörün yeşermesine zemin teşkil eden ortama ve destekçilerine fırsat verilmemesi gerekmektedir.
Siz ülkenizde demokrasiye tam olarak uymaz, hukukun kurallarını hiçe sayar, yandaşlık sistemi kurar, benden ve öteki dersen, birileri kasalarla paraları saklar ve birden onlarca şirketin sahibi olurken, milyonları açlığa mahkum edersen elbette ki teröre zemin oluşturursun. Dahası terörle hareket edip istediklerini almak isteyenlere  “beni rahatsız etmesinler”  diye ses çıkarmaz, hatta teşvik edersen, terörizme karşı olanı da terörizmin içine itersin. İşte bu fırsatı da dıştaki ve içteki beklentisi olanlar kullanırlar.
 Geleceğini terörde gören vekiller, o ulvi çatının altındaki dokunulmazlık zırhına bürünerek eylem ve söylemleriyle terörün yanında olduğunu gösteriyorsa, halkı bilgilendirmesi gereken basın, basın özgürlüğü adı altında halkın değerlerini ayaklar altına alıp teröriste dokunulduğunda feryat ederek birliği çökertmeye çalışıyorsa, tabii ki dış ve içteki terörden nemalananlara hizmet etmiş olacaktır.
Bu dünyada silah tüccarları, dev şirketler, bunların piyonu olan yöneticiler ve istihbarat kuruluşları olduğu müddetçe, arzularını yerine getirmek üzere göreve getirdikleri geri kalmış devletlerin yöneticileri, besleme basının varlığının yanında, bir de ilave olarak o ülkelerde demokrasi ve hukuk da uygulanmıyorsa, işte o zavallı devletler ilelebet terörle boğuşup halkının refahına harcayacağı parayı silah tüccarlarına rüşvetler karşılığında aktarmaya ve halkın açlığa mahkum olması kaçınılmazdır.
Kurtuluş; ülke çıkarını kendi çıkarından ileride tutan yöneticiler, yediği ekmeğe ihanet etmeyen kurum kuruluş ve bireylerin olması ve hukukun uygulanmasıyla mümkündür. Bizde de bunlar olmadığına göre terör önlenemez... 

Yazarın Diğer Yazıları