THY lider olabilir

Şu anda elinde olan uçak sayısı ve uçtuğu rotalar göz önünde bulundurulduğunda dünyanın en büyük havayolları arasında anılan Türk Hava Yolları, yıllardır sürdürdüğü “tarifeli uçuş” politikasında değişiklik yapmadan Türkiye turizminin rahat nefes almasını sağlayacak atılımlara liderlik yapabilir.
Her turizmcinin hem fikir olduğu bir konu vardır ki, o da “Eğer turistleri getiren havayolu ayağınız eksikse kesinlikle turizmde istediğiniz hedefleri yakalamanız söz konusu olamaz”. Turistin taşınması işindeki organizasyon her şeyin başında gelir. Taşımacılık ayağı olmadan ne satılan tatil paketi ne de konaklama tesisleri bir anlam ifade etmemektedir.

THY özel bir girişim
oluşturabilir
THY’nin Alman devlet havayolları şirketi Lufthansa ile ortak girişim olarak kurduğu “Sun Express” havayolu şirketi benzeri bir girişimi Türkiye’de kurması gerekmektedir. Almanya ile yapılan bu ortak girişim “şahsen benim mantıklı bulmadığım bir yöntem” nedenine gelince de koskoca THY’yi yalnızca Alman pazarına mahkûm etmiş oluyorsunuz.
Türkiye merkezli kurulacak olan “ortak girişim havayolu şirketi” beklenenlerin ötesinde Türkiye turizmine pozitif bir ivme kazandıracaktır. Ülkemiz “ucuz konaklama tesisleri ile ön plana çıkan bir ülke olmaktan”  çıkıp, konaklama ile havayolu taşımacılığını beraberce pazarlayan bir ülke konumuna yükselecektir.
Bu ortak girişim gurubunun içerisinde “seyahat acenteleri, oteller, tatil köyleri, alış-veriş merkezleri vb.” işletmeler yer aldığı sürece hiçbir sorun çıkmayacaktır.  “Sun Express”  örneğinde olduğu gibi bu yeni oluşum ile yalnızca Almanya’ya endeksli bir operasyon yapılmayıp, Türkiye merkezli ve Türkiye’nin turizm sektörünün politikalarına hizmet eden bir yapı oluşturulmuş olacaktır.
Bugün ülkemizde yoğunluk olarak ele alındığında, İngiltere, Almanya ve Rusya Federasyonu gibi ülkelerden gelen turistlerin en büyük yüzdeyi oluşturdukları görülmekte. Turizmde devlet politikamızın oluşturulabilmesi için, öncelikli olarak turizm sektörünün  “hava taşımacılığı taleplerine cevap verebilecek bir havayolu yapılaşmasının acilen oluşturulması gerekmekte”. Aksi halde, ülkemizi görmek isteyen ama ülkesinin havayolları şirketlerinin uçuş rotasına koymadıkları ülkemizi  “bu nedenle görememekteler”. 
Devlet olarak ülke turizmini yukarıda bahsettiğim üç ülkenin inisiyatifine bırakmamalıyız, “bütün yumurtaları aynı sepete koymak” yapılacak en büyük yanlıştır. Bu yapılaşmanın “hakemlik ve denetim yetkisi devlette”  olacak şekilde organize edildiği zaman suiistimal edilme şansı da olmayacaktır.
Devletin kontrolünde oluşturulacak böyle bir yapılaşma, “turizm sektörünün en tembel sınıfını oluşturan otelcilerin de kontrol altına alınmasını sağlayacaktır”. Bu oluşumun tarafı olan her işletme, oluşumun ana merkezinde olan havayolu şirketinin zarar etmemesi için sürekli yeni pazarlar bulmak için birbiri ile yarışmak zorunda kalacaklardır.
Umarız bu önerimiz yetkililer tarafında dikkate alınır ve milyarlarca dolar yatırım yapılan turizm sektöründen istenilen oranlarda girdi sağlanmasının önü açılmış olur.
KAFAMDAKİ SORU:
Seçim sonuçlarını girmek için kullanılan bilgisayar yazılım programı, kullanım ve gizlilik sözleşmesini yazılım şirketi ile kim imzaladı acaba? Yüksek Seçim Kurulu mu, yoksa Hükümet mi?..

Yazarın Diğer Yazıları