"Tombalak" iyi ki siyasete girmemiş!
Memleketi Allah korudu!
80 bin kişiyi dolandırıp Uruguay'a kaçan 27'lik CEO, Çiftlik Bank yerine parti kursaydı ne olurdu siz düşünün!
İnsanımızın kodlarını çözmüş!
Allah, Kur'an, duayı dilinden düşürmeden trübünlere oynamış, tıpkı daha öncekiler gibi...
Bazı dinci yardım dernekleri, yeşil sermayeli şirketler, jet Fadıllar...
Hep aynı; din istismarını haksız servete dönüştürme modeli...
Peki ya onlara para kaptıranlar! Dilinde duayı, başında örtüyü, elinde Kur'an'ı gördükleri herkesi "cennete açılan kapı" gibi gören insanlar...
Öyle bir hayal ki bu; hem kolay yoldan cenneti garantilediklerini sanıyorlar hem de çalışıp üretmeden paralarını katlıyorlar!
Hepsi böyle değil elbette, bir genelleme yapıyorum...
500 milyon TL ile kaçan 1991 doğumlu Mehmet Aydın'ı gören ortalama bir zekanın ona para kaptırması zor...
Ülkede dolandırıcılık yaşının iyice düşmesi; zekanın mı, yoksa cehaletin mi yükselişine işaret?
Sosyal medyadaki okurlarım "her ikisine de" diye yanıt vermişler.
Kimi; ekonominin halkın üzerinde yarattığı travmaya dikkat çekmiş, kimi; çalışmadan para kazanma hırsına...
Ancak bu "tosuncuğun" devleti de dolandırıcılığına alet ettiğini düşünürsek insanın aklına başka şeyler de geliyor.
Yani arkasında bir "dayısının" olma ihtimalini...
Örneğin Konya'da çiftlik kurma iddiasıyla devletten de hibe aldığı, yani hepimizin ortak kasasından da çaldığı ortaya çıktı.
Hibe işleri de malesef "hamili kart yakinimdir" şeklinde çalışıyor devlette.
Hibe almak, teşvik kapsamına girmek, AKP devletine "yakın" olmaktan geçiyor!
Açılışına devletin kaymakamının gittiği, belediye başkanının kurdelasını kestiği, tarım bakanının tebrik mesajı ilettiği bir dolandırıcı Mehmet Aydın...
"Yaptım ama, sor bakayım niye yaptım?..."
İşte bu tosuncuk dün bir ses kaydı yayınladı. Kendi metnini dahi okumakta zorlanarak yaptığı açıklamada; "Hapiste yatmak yerine kaçtım, çalışıp borcumu ödeyeceğim..." diyor...
Medyayı ve ortaklarını suçluyor, hatta eski eşini, mafyayı, devleti...
Çiftlik Bank'ın kaçak CEO'sunu dinleyince, senaryosunu Yavuz Turgul ve Sadık Şendil'in kaleme aldığı, Ertem Eğilmez'in yönettiği efsane Türk filmi "Banker Bilo" geldi aklıma...
İlyas Salman'ı ( Bilo) sürekli dolandıran Maho lakaplı Şener Şen, yakalandığı her defada, Bilo'ya şu soruyu sordurur;
"Yaptım ama, bir sor bakayım niye yaptım?"
Bilo da her seferinde bu soruyu sorar ve Maho'nun "açıklamaları" ile yeniden aldatılıncaya kadar ilişkisini sürdürür...
"Faiz haramdır, üretime para yatırın" söylemi ile her defasında Maho'lar tarafından aldatılan Bilo'lara yenileri eklendi...
Yeni Maho'muz Uruguay'da...
Utanmadan ses kaydında; "yaptım ama sor bakayım niye yaptım?" diye mesaj yolluyor mağdurlarına...
Bu pişkinliğe şapka çıkarıyorum...
27'lik tosuncuğun Türk siyasetine girmemiş olmasını da memleket için büyük kazanç sayıyorum...
Çünkü siyasette Maho'muz çok...
"Aldandım ama bir sor bakayım, niye aldandım?"