Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Törenler ve kolektif bellek

Dört gün önce 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutladık.

Sekiz gün önce de (26 Ağustos), Türklerin "yeniden" Anadolu'ya girişi, Malazgirt Zaferi kutlandı.

Önümüzdeki 9 Eylül'de ise, İzmir'in Yunan İşgalinden Kurtuluşu kutlanacak.

Resmi ve dini törenler coşku birliği sağladığı gibi tartışma ve ayrışmalara da neden olabiliyor.

***

Belleğimiz olayları kendimize (aidiyetimize) göre "çerçeveliyor."

Toplumsal bellek (hafıza) çalışmalarının öncü isimlerinden Fransız sosyolog ve felsefeci Halbwachs, toplumsal olayların bireysel bellek ile değil toplumsal bellek ile açıklanmasını yani "toplumsalı toplumsal olanla açıklamak" gerektiğini savunur.

Ona göre, tüm zihinsel şemalar "toplumsaldır" ve kolektif olarak yeniden üretilir. 

Connerton da, belleğin bireysel değil kültürel bir yetenek olduğunu savunur.

***

Resmi ve dini törenler, toplumsal ritüeller her toplumun kendi belleğini oluşturur.

Buradaki temel unsur "tekrarlardır."

Çocukluğumuzdan beri tanık olduğumuz, yaşadığımız benzer tekrarlar bizleri zaman zaman sıkabilir, bıktırabilir.

Ama, tıpkı yeni filizlenen bitkiler gibi toplumlar da yeni kuşakları ile ilk tanıklıkları yaşar ve filizlenir.

Toplumsal pratikler (ortak törenler) gelenekselleşir ve kolektif belleğimizi oluşturur.

Ulusları ulus yapan da aslında budur.

Ortak dil, inanç, ülkü ve kültür birliği toplumsal törenlerle inşa edilir.

Bedensel Bellek!

Connerton, bize bireysel ve toplumsal bellekten farklı olarak yeni bir "bedensel bellek" kavramı sunar.

Ona göre, törenler ile oluşturulan bellek aynı zamanda bedensel bir bellektir.

"Neyin anısı vardır? Hafıza kimindir?"

Felsefeciler, felsefi antropologlar yıllardır bu soruların yanıtlarını tartışıyor.

Örneğin Ricoeur, Husserlci bir yaklaşımla hafıza fenomenolojisine bu sorularla giriş yapar.

Benim bu soruya verilebileceğim yanıt şudur: "Tarih aslında tümüyle - bireysel ya da kolektif; yazılı ve/veya sözlü- bir hafızadır. Bu yüzden tarihin hafızadan kopması mümkün değildir, aksi durum, kendisini inkâr/yok etmek anlamına gelir!"

***

Başlığımızı şöyle sentezleyebiliriz:

Resmi ve dini törenler özünde "arşivlenen kolektif belleğin" oluşturulması ve sonrasında da pekiştirilmesidir.

Yazarın Diğer Yazıları