Bu sezon Trabzonspor farklı.. Farklı dediysek, geçen yıla göre daha derli toplu.. Sakın olaki bu farklılığı çok iyi futbol oynayarak kazanıp, ilk 4 maçta hanesine 10 puan yazdıran bir takımın ortaya koyduğu güzel futbolla yarattığını sanmayın..
* * *
O zaman ne sanacağız? Ya da hangi farklılıktan söz edeceğiz? Birincisi, takımın taraftarı ve özellikle de futbol seyircisi ile bozulan muhabbeti biraz biraz düzeliyor. Tıpkı futbolundaki gibi..
* * *
Bunun sebebi ne? Alınan futbolcuların geçen yıl her biri 4-5 milyon euroya kadroya doldurulanlardan biraz daha iyi, gayretli, problemsiz oluşları sayılabilir.
* * *
Ama baş sebep, Trabzonspor taraftarının, Trabzonluların Şota Arvaladze’yi çok sevmeleri.. Gol krallığını kazandıran bu oyuncuya vefa borçları olduğunu düşünmeleri... Şota’nın da böylesine düşüncelere karşılık vermesi bir yana, bunları geliştirip büyütücü davranış biçimini seçmesi... Seyirciden ne olursa olsun kaçmaması, karar verirken tereddüt etmemesi..
* * *
Bir farklılık da kenarda, kulübede var. Son Kayserispor maçında Şota’nın yanına yani kulübeye oturttuğu futbolculara bir bakın. Cardozo, Medjani, Marin, Aykut, Salih, Özer.. Her biri öyle veya böyle bir değer.. Maddi olarak ise toplamda 70 milyon liranın üzerinde değeri bulunan ayaklar..
* * *
İşte bu kenardakiler, bu sezon Trabzonspor’un bana göre en büyük gücü olacak. Zaten oldular bile.. Kayserispor maçında önce Marin, sonra Cardoza, son olarak da Özer, Şota tarafından sahaya sürüldüler. Onlarda üçlü sac ayağı misali işbirliği yaparak golü kazandırdılar. Özer ortaladı, Marin dokundu, Cardoza tamamladı. Böylelikle kulübedeki Şota, kulübeye oturttukları ile galip gelmeyi başardı. Bir teknik adamın, bir maçta da yapabileceği en iyi müdahale bu değil de nedir?
* * *
Kulübedeki Şota, sahaya attıklarıyla kazanmayı bilirken, kulübeye çektiklerini de aynı şekilde kazanmalı. Mesela Yusuf’u.. Şota, hücumda kenarlarda iki sol ayaklı Yusuf ile Erkan’ı kullanıyor. Ama sol ayağını rahatlıkla kullanabilme hakkını Erkan’a tanıyor. Oysa Erkan genelde çizgiyi kaçmıyor, içeri giriyor. Kaleyi karşısına almaya çalışıyor. Yusuf ise kenara kaçıp orta yapıyor. Bunun için de genelde sağ ayağını kullanıyor. İster istemez ortalarda hata yapıyor. Oysa Yusuf solda, Erkan sağda oynasa daha iyi olmaz mı? Diyeceğim ama, elbet Şota’nın bir bildiği vardır.
