Trabzonspor nereye koşturuluyor?

Söyleye söyleye dilimizde tüy bitti; yaza yaza mecalimiz kalmadı.
Biz hatırlatmaktan yorulduk, birileri hatırlamayarak bildiğini okumaya, hataları Mehmet Akif Ersoy; “Tarihi tekürrür diye tarif ediyorlar, Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi” dizilerini okumadıkları için tekrarlamaya ve de elde kalan tek tük kayda değer kıymetleri de yok etmeye devam ettiler.
* * * 
Sonuç ortada. Türkiye’de zamanına ve alanına göre örnek o kadar çok ki. Ama spor, ille de futbol ve söz konusu da Trabzonspor olunca... Elinde “kırık hatıra” değilse de, “masal olmaya başlayan gerçek” olarak 30 yıl öncesinden geriye doğru sirayet eden 6 şampiyonluktan başka bir şey kalmayan Trabzon’da, günümüzde kırılmayan ve tartışılmayan bir şey kalmadı, ötelenerek, ötekileştirilerek, aşağılanarak yıpratılmayan da..
* * * 
Hiç “o sebep oldu, bu sebep oldu” diye evelemeden gevelemeden son çeyrek asırda benzerlik göstererek olup bitenler nedir bilir misiniz? “Gayesi kendini Trabzonspor’un hizmetine sunmak değil, Trabzonspor’u kendi çıkar hesapları için kullanmak olanların varlığı, çokluğudur.” 
* * *
Onur; futbolcu adına takımda tek kendinin kaldığını biliyor. Sportif direktör de, sorun çözmek için değil de, sanki onunla hesaplaşmak için görevlendirilmişcesine, “Ya Onur, ya ben” diyebilecek kadar egoistleşebiliyor. Trabzonspor’a Trabzon için geldiğine inanılan Şota, “Kırmızı çizgilerden” camia adına değil de, birlikte hareket ettiği kişiler için söz ediyor. Genel kurul mahkeme kapılarında sürünüyor. Yönetim tek kişi ile yönetiliyor. Aslında “balık baştan kokmuş, çöplüğe dökülmek için çöp arabasını bekliyor” desek yeridir.
* * *
En berbatı ise, “Trabzon sen bizim herşeyimizsin” diye slogan atanlar sadece seyrediyor. Yaptıkları sadece kapalı kapılar ardında ben diyeyim “fiskos”, siz söyleyin “dedikodu etmek.” Şampiyon kadrolara başkanlık da yapan Ahmet Celal Ataman’ın tarif ettiği türden: “Sorun, bütünüyle Trabzon şehrinde. Değerlerine gereken ilgiyi göstermemesinde. Bir kolaylık, bir vurdumduymazlık sürdürülmektedir” Bilmem bunlara, bu çıplak gerçeğe ilaveye gerek var mı?

Yazarın Diğer Yazıları