Turgay Beşyıldız / YENİÇAĞ

Uzun ama yumuşak bir kışın ardından, Ramazan’ın son günlerinde bugün sanki Trabzon’a bahar geldi.
Stadyumun üzerine doğru kuzeyden galaşlı birbirinden kopuk beyaz dalgalar geliyor. Şu açıktan geçen ışıklı vapurun boğuk boğuk çalan düdüğünü duyuyorum. Karanlık çökünce;beyaz martılar kanat vurarak kaçıyor yuvalarına doğru. Biliyor musunuz? Şimdi Trabzon’da bahardır.
İşte böyle bir gecede, haftalardır kendisini arayan Trabzonspor ile Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme oynamak isteyen Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'in 29. Haftasında 28. Maçlarına çıktılar.
Bugüne kadar 135 kez karşı karşıya gelen bu ligin şampiyonları; Trabzonspor ve Beşiktaş takımlarından, bu karşılaşmalardan 54' ünü Siyah Beyazlılar, 47' sini Bordo-Mavili ekip kazanmış, 34 maçta ise taraflar birbirine üstünlük sağlayamamıştı.
Ev sahibinde;Serkan, Parmak, Visca ve Dorukhan’ın sakatlıkları devam ederken İhsan Derelioğlu, bu gece sahaya farklı bir 11 ile çıkmayı tercih etti. Hüseyin ile stoperde Larsen ile sağ bekte başlayan İhsan Hoca, Peres’i orta sahanın sağ kanadında hücuma dönük oynattı.
Doğru da yaptı. Neden? Maxi Gomez’e sağdan, soldan kafasına istediği toplar gitmiyordu. Bu problemi Peres ile çözmek istedi. Olmadı Peres de ikinci yarı yerini Trezeguet’e teslim etti.
*
Tribünler birkaç yerde boşlukların haricinde doluydu. Aynı tribünlerde Ajax’dan bir misafirde vardı. Hollandalıların eski ünlü golcüsü; Huntelaar.
Ajax Kulübü’nde yönetim danışmanı ve aynı zamanda Scout ekibi şefi olan Klaas-Jan Huntelaar, bu maçı ve oyuncuları takip etmek için pusuya yatanlardandı.
Beşiktaş takımında Hadziahmetoviç cezalı, Cenk Tosun, Tayyip ve D.Alli sakat oldukları için maç kadrosunda olmayanlardı.
İlk 45 dakikada birbirlerine etkisiz yoklamalar çeken her iki takımın for hattı, çok net kaçan bir gol pozisyonuna imza atamadılar diyebilirim.
Trabzonspor’da vukuatlı orta hakem! Volkan Bayarslan ile son oynadığı maçlarda hiç yüzü gülmeyen ekiplerdendi. Çok pozisyonda inisiyatif hakkını bence Beşiktaş’tan yana kullandı.
Çok hatalı düdükler çaldı. Son haftalarda her iki takım içinde bu kadar hatalı kararlar veren kötü bir orta hakem izlemedim diyebilirim. Oyunu ufak tefek şeylere düdük çalarak gereksiz yere zırtpırt kesmesi! Her iki takımı adına seyir zevkine engel oldu. Bırak oynasınlar kardeşim ya, bırak oynasınlar! Bilirsiniz ki; genelde hakemler hakkında çok yorum yazmam. Bu sefer yazdıysam anlayın.
Bordo Mavililerin orta sahadan dikine gelen hücumlarında Gomez, yine istenildiği gibi duvar olamadı. Beşiktaşlı ayağı yere sağlam basan Redmond’un getirdiği ataklar, ev sahibinin zaman zaman canını sıktı. Konuk ekibin şutları kaleci kaptan Uğurcan’ın ellerinde erirken, kaptanları Ghezzal da, ikinci yarı Şenol Güneş tarafından kenara alındı.
*
Trabzonspor takımı, son haftaların ardından adam gibi yüreğini ve mücadele anlayışını özellikle ikinci yarı ortaya koydu. Ömür ve Siopis’e bu 90 dakika için ayrı bir parantez de açabilirim.
Uğurcan’ın iki önemli kurtarışına ayakta şapka çıkarırken, Denswil’in kafası, Gomez’in son vuruşu yapamaması, Hüseyin'in 'es geçtiği', Eren Elmalı’nın kaçırdığı iki çok net gol pozisyonu saç baş yoldururken, Eren’in ortaya koyduğu mükemmel oyuna ve mücadele anlayışına da saygı duymadan edemem.

Neredeyse hatasız oynayan stoper Hüseyin'i de alkışlamak gerekir.
Ne yalan söyleyeyim; bu sezon beğendiğim Beşiktaş takımının, bu gece bu kadar durgun ve etkisiz olacağını beklemiyordum ama sanırım bunda, bordo mavililerin aşırı istekli ve kazanmak isteyişinin etkili olmasını neden gösterebilirim.
İlk yarısı oldukça zevksiz, ikinci yarısı ise seyri mükemmel bir maç izledik. İhsan Hoca bu gece iyi iş çıkardı. Şenol Hoca istediğini bulamadı. Golsüz maçta hak edenler hak ettikleri kadar puan aldı. Oyunun ikinci 45 dakikasın da, sanki Trabzonspor’a da bahar geliyor gibiydi...
Ha, unutmadan; Trabzonspor yeni teknik direktörünü önümüzdeki çarşamba günü açıklıyor.