Gerçek manada bir “Sil baştan” yapması gereken Trabzonspor’da, maalesef hemen hemen tüm işler, “Eski hamam, eski tas” hesabıyla sapla saman birbirine karıştırılarak sürdürülüyor. Yani anlayacağınız, “Yetki bende, benim bildiğim doğrudur, ben dersem odur” anlayışı Trabzonspor’u bugünkü haline getirmiş olsa da, aynı yörüngede hızını daha da arttırarak yol alıyor. Hangi birini yazmam lazım? 6 yıl önce 5 milyon liraya alınan Zokora’dan daha fazla ne vereceği bile belli olmayan bir başka Afrikalı Mbia’ya önce 3 milyon imza parası, ardından da yılda 7 milyon 500 bin TL veren kulübün kasasında sanırsınız paralar istif istif.. Oysa tam tersi? Borçlar üst üste yığılmış, 400 milyonu bile aşmış.. Siz bu işin, yani Trabzonspor’daki pahalı futbolcu alma hastalığının Mbia ile biteceğini sanmayın. Onun gibi, gelecek sezon da Trabzonspor’u taş çatlasın 4’üncü yapacak bir kadro için daha ne milyonlar harcanacak, göreceksiniz! Transfer batağından çıkalım, TFF seçimine geçelim mi? Geçelim geçmesine de, Trabzonspor kulübünün Trabzonlu bir başkan adayını (Haluk Ulusoy) destekleme kararı bile almamasına hangi mantıkla, nasıl bir Trabzonlulukla izah edeceksiniz ki? Trabzonspor kulübü, başına gözüne bakmadan, “Haluk Ulusoy’un arkasındayız” açıklamasını yapmalıdır.
Köstebek gibi
İyi de, böyle bir açıklama beklediğimiz Trabzonspor Yönetim Kurulu’nun Yargıtay’ın iptal kararını uygulamamasına ne diyeceğiz? Bu yönetim kurulunun meşru olmadığını söyleyenlere, “haksızsınız” nasıl diyeceğiz? Hukuki şartlara göre hemen yapılması gereken bir seçim askıda.. Aralık ayında normal şartlarda yapılması gereken bile “uzatılır-uzatılmaz” diye tartışılıyor. Camia kelimenin tam anlamıyla bu konuda bölünmüş. Kimisi adam gibi çıkmış ben varım diyor. Celil Hekimoğlu gibi.. Kimisi “ha varım, ha yokum” diye gazete sayfaları üzerinden nabız yokluyor. Kimileri de, ben diyeyim “Beşin kol faaliyetleri” ni perde arkasından, söz söyleyin “köstebek” gibi yer altından sürdürmenin çabası içinde... Anlayacağınız Trabzonspor’da her şey toz duman içinde.. Bu toz duman suya bile sirayet etmiş. Her şey bulanık. Birileri değil, çokları da bu bulanık suda balık avlama peşinde.. Bu hal ve hareket de geçmişte niceliğindeki azlığı niteliği ile kapatan Trabzon için başka bir handikap.. Çünkü, niteliği de gittikçe azalan Trabzon’un, elde doğru dürüst tek markası Trabzonspor’da bu halde olursa! Varın gerisini siz düşünün..
