Trump'ın yaptıkları

Göreve başlayalı bir ay bile olmadı, ama yaptıkları çok tartışılmaktadır. Seçim sürecinde verdiği sözleri yerine getiren dürüst bir başkan portresi çizmeye çalışmaktadır. Lakin aldığı kararlar içte kendisini seçenlerin bir işine yaramadığı gibi, dışarıda da ülkenin müttefikleriyle başını belaya sokmaktadır. Daha önceki hükümetlerin tersini yapmayı bir seçenek olarak takdim etmektedir. Bu bir seçenek olabilir ama doğru bir seçenek mi ona bakmak gerekir. Daha önceki yönetim veya yönetimlerde şüphesiz çeşitli seçenekler üzerinde durmuş ve en iyisi olduğunu düşündüğünü gerçekleştirmiştir. Trump, sadece karşıtlarının değil aynı zamanda kendisini seçenlerin de mutlu olmayacağı tarzda davranmaktadır. Zira, seçmenler O'nu, Amerikan yasalarına ve geleneklerine aykırı davran diye seçmedi, sorunlarını çözmesini istedi. Amerikan yargısı ve politik sistemi Trump'ın yasa ve sistem karşıtı politikalarına engel olacaktır. Amerikan devlet gelenekleri, yargı, sivil toplum kuruluşları, basın yayın, güçler dağılımı ve politik erk çok güçlüdür ve Trump'ın oldubittiler ine izin vermeyeceklerdir. Bunun ilk örneklerini gördük, 7 Müslüman ülke vatandaşlarına karşı aldığı vize kararına çok sayıda eyalet uymayacağını duyurmuş ve Amerikan yargısı da buna engel getirmiştir. Meksika sınırına duvar örme konusunun da Kongre'den geçmeme riski güçlenmiştir. Amerikan yasaları gereği başkan aleyhinde dava açılamıyor ve işten el çektirilemiyor ama Trump yasalara aykırı davrandıkça devlet mekanizması ve mevcut yasalar içinde hesap vermek zorunda olduğunun bilincindedir. Dış politika da, henüz ciddi bir karar ve uygulamasını görmedik ama verdiği intibaa çok umut verici değildir. Çin ve İran'ı doğrudan karşısına alması, Almanya AB'yi sömürüyor demesi, NATO ve AB'yi tenkit etmesi ve işe yaramıyorlar demesi herkes tarafından tuhaf karşılanmaktadır. İran'a karşı olumsuz tutumunda İsrail'in seçimlerde kendisine verdiği desteğe teşekkür amaçlı olduğu muhakkaktır. Ancak durduk yerde Çin'i karşısına alması ve savaş yapmakla tehdit etmesi anlaşılacak gibi değildir. Trump'ın dış politika da farklı davranmasını anlamak gerekir ancak uluslararası barışı tehlikeye atacak şekilde değiştirmesini anlamak mümkün değildir. Trump'ın bir devlet tecrübesi olmadığı gibi, siyaset ve özellikle de dış siyaset konuların da bilgisi ve ilgisinin sıradan bir vatandaştan farklı olmadığı görülmektedir. Başkalarının tecrübesini kullanmazsa kendi tecrübesini yaşayıp görünceye kadar çok hata yapmaya ve çok zamana ihtiyacı olacaktır. Aldığı kararların bir süper gücün kararları olduğunun bilincinde olmadığı gibi sonuçların nereye varacağını da tahmin edememekte ve görememektedir. Önceden sonuçları görecek bir ölçü aleti yoktur, ancak iyi niyet ve tecrübeye ve örneklere dayalı olarak görmek mümkündür. Trump'ın üslubu da buna çok uygun değildir. Dünya endişeyle takip etmektedir. Özellikle, Çin ve İran'a karşı olan tutumu hem Orta Doğu ve Uzak Asya'da hem de uluslararası ilişkiler ve dengeler açısından çok önemli ve endişeler yaratmaktadır. Bunlar yetmiyormuş gibi, Avrupa ülkelerini de karşısına almaktan çekinmemektedir. Malum, ABD güçlü bir ülke ama, bu kadar ülkeyi önemli gerekçe olmadan karşısına alması, müttefikleri dahil herkesi endişelendirmesi ne kadar ABD'nin çıkarına tartışmalıdır. Trump'ın, bu şekilde devam etmesi mümkün değildir, zaten konuşuyor ama henüz ciddi bir adım atmadı. ABD'nin çıkarları, ittifakları ve küresel denge ve politikalar konusun da bilgilendirildikçe daha makul bir noktaya geleceği kanaatindeyiz, yok eğer yanılıyorsak, maazallah, bu küresel bir felakete yol açabilir.     

Yazarın Diğer Yazıları