Tüm zamanların büyük âlimi

Tüm zamanların büyük âlimi
Önceki gün aramızdan ayrılan, ABD’li Bernard Lewis’in “Tüm zamanların büyük alimi” dediği bilge tarihçi Prof. Dr. Halil İnalcık; “Osmanlı’nın kuruluşu hakkında bilinenlerin hurafeden ibaret olduğunu” söylemişti.

Dünyanın önde gelen tarihçileri arasında sayılan Prof. Dr. Halil İnalcık, kamuoyunda Osmanlı’nın kuruluş yeri ve tarihiyle ilgili tezi ile tartışma başlatmıştı. 2009’da ortaya koyduğu ve büyük tartışmalara yol açan tarih teziyle, Osmanlı hanedanının 1299 yılında değil 1302’de kurulduğunu, ’kayı’nın ise hanedanı yüceltmek için ortaya atılmış bir teoriden ibaret olduğunu savunmuştu. Osmanlı’nın Yalova’da kurulduğuna dair tarihi tespiti sonrasında çıkan tartışmalarla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Eski tarihçilerimiz; birisinin naklettiği rivayeti, aynen alır kitabına koyar. Bu sahte bir rivayet midir, yanlışlıklar var mı, sorgulamadanaynen kaynağının söylediği gibi alır. Bunun asıl bir sebebi ‘Müslüman yalan söylemez’ inancı olabilir. Halbuki tarihçi, bir tarihi olay ve kişi hakkında söylenen rivâyeti kullanırken, bunu süzgeçten geçirmek zorundadır. Bir misal vereyim. Sözde Osman’a rüyasında, dünya hâkimiyeti müjdelenmiş, Şeyh Edebali de yorumlamış. Bunu modern bir tarihçi kabul edebilir mi? Kaynaklarımız, bunun gibi hurafeler içerir.”

“Zaferi Bizanslı tarihçi yazdı”

İnalcık; açıklamasını şöyle sürdürmüştü: “Osmanlı beyliğinin kesin biçimde Yalak-Ova savaşı sonucu kuruluşuna gelince... 1302’de Osman Gazi’nin kazandığı Yalakova-koyunhisarı (Bapheus) Zaferi; Anonim Tevarih-Âli Osman’da, uzunca anlatılıyor. Aşıkpaşazâde’de sadece iki cümle var, ayrıntısı yok. Bu önemli zaferin ayrıntılarını, Osman Gazi’nin çağdaşı, Bizanslı Georgios Pachymeres’in eserinde buluyoruz. Yalakova’da Osman Gazi’nin beş bin kişilik kuvvetle Bizansı denize döktüğünü yazıyor. Bizans tarihçisi bu savaşı, büyük bir zafer olarak tespit etti. Bu karşılaştırmalı olaya ait, Girit’teki bir sempozyumda sunduğum bildirim, Yunanistan’da basıldı. Türkiye’de de İznik’le ilgili bir kitap neşredildi; bu makalede tüm kaynaklar gösterildi. Bırakın sıradan kimseleri, tarihçiler bile bunu okumamış görünüyor. Osman Gazi’nin 1302’de tarih sahnesine çıkmış olduğunu, Bizanslı tarihçinin ifadesini esas alarak yazdım.” İnalcık, tezine itiraz edenlere de şu karşılığı vermişti: “Deniyor ki Osmanlı Söğüt’te kurulmuştur. Osman Gazi’nin kariyerinde, beylik yani bir devlet kuruluncaya kadar, birtakım aşamalar var. Babası Ertuğrul Söğüt’te yerleşiyor. Bir aşiret olabilir ama; bir devlet kurulması şeklinde yorumlanamaz. Osman 1288’de, Eskişehir yakınında Bizans tekfuru elindeki Karacahisar kalesini fethetti. Bazıları bunu Osmanlı beyliğinin kuruluşu olarak yorumlayabilir. Sonra Osman, 1299’a doğru Eskişehir’den Bilecik’e kadar geniş bölgeyi fethetti. Bizans’a karşı akınlara başladı. Bunun tarihi 1299’dur. Bu söylediğim tarihlerden birini beyliğin, devletin kuruluşu olarak alabilirsiniz. Ama hiçbiri, Bapheus zaferi gibi çağdaş bir kaynak tarafından tam tarihiyle teyit edilmedi. Ama Osman’ın 27 Temmuz 1302’de Bizans’a karşı kazandığı zafer, çağdaş Pachymeres tarafından zikredildi. Bu nedenle bir tarihçi olarak 27 Temmuz 1302 tarihini alıyorum.”