TURGAY BEŞYILDIZ / Yeniçağ

Biri lig lideri, diğeri küme düşme hattında…
Yani biri şampiyonluğa yakın Yılport Samsunspor, bir diğeri küme düşmeye yakın Altınordu. Biri şampiyon olmak istiyor, diğeri kümede kalmak. Nasıl bir maç olur? Kora kor değil mi?
Maalesef ilk 45 dakika elde mumlarla çayda çıra! Oynanmasa da, seyredilmese de olurdu!
TFF 1.Ligi’nde senin takımın lig liderliğine son haftalarda oturuyor da, eğer sen tribünleri taraftar olarak tam dolduramıyorsan koskoca Samsun’da iyi düşün! Bu takım şampiyon olamayıp Süper Lig''e çıkamazsa kimseye kızma hakkınız yok, olamayacak da.
Yakalamışsın fırsatı kendi sahanda; Yeni 19 Mayıs Stadyumu’nda oynuyorsun. Maç başlamış ne bir baskı, ne bir tempo, ne bir pres. Al gülüm, ver gülüm sonra da eyvah yandı külüm olacaktı.
Uruguaylı Gazeteci-Yazar Eduardo Galeano dediği gibi;‘’Ben basit iyi bir futbol dilencisiyim. Elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum: Tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen!’’
Evet, bizde bu akşam güzel bir maç lütfen dedik ama nerdeeeeee?
*
Düşünün;öyle bir karşılaşma ki, oyunun ilk en etkili net atağı Altınordu’dan geldi. Ali Özgün topu rahat pozisyon da olmasına rağmen ev sahibinin kalecisi Szumski’ye nişanladı. Üstelikte 35’nci dakikada; ilk 35 dakikada oyunda net bir gol pozisyonu yok. Siz ne anlatıyorsunuz?
Bir net pozisyonda 3 dakika sonra Kırmızı Beyazlılardan geldi. Fofana’ya ‘Al da at’ dediler.
O da attı dışarı, atsa da gerçi bir şey değişmeyecekti. Pozisyon ofsayt idi.
Lider 54 puanla çıktığı bu 90 dakikada, özellikle ilk yarıda sahada ‘Ben buradayım. Mekanın sahibi benim’ diyemedi. 20 puanla maça çıkan Kırmızı Lacivertliler; teknik adamları Hasan Özer’le resmen puan ya da puanlar almaya geldiklerini hissettirdiler ama oynadıkları futbolla değil.
Karşılaşma Samsunspor’un eski teknik direktörlerinden Yusuf Şimşek’in ölüm nedeniyle, saygı duruşuyla başlamıştı. Ekran başında oturmayıp tribünlere gelen lider takımın taraftarları coşkuluydu ama bu futbolcularının beyin ve ayaklarına yansımıyordu.
Hüseyin Eroğlu’nun takımında Zeki cezalı, Muhammet ve Barış sakat, Emre u-19, Loamba Laura ise Demokratik Kongo A Milli Takımı’nın kamplarındaydı.
Ege takımında ise Selim Ay ve Volkan sakat, Erdem ise cezalı oyuncusuydu.
*
Yılport Samsun ekibinin devre arası soyunma odasında ne olduysa, ikinci yarıya ilk yarıya nazaran hızlı başladı ve golü de yine Fofana ile buldu fakat Fildişili hücum oyuncusu yine ofsayt çizgisine yakalandı. Bu akşam çok çalıştı ama hep kırmızı ışığa yakalanan araçlar gibiydi!
İkinci yarıda biraz daha rizikoya girmeye başlayan lig lideri, birazcık da olsa baskıyı arttırdığı bir dakikada, Altınordulu Yusuf, ceza alanı içerisinde Tanque’yi indirince, orta hakem Arda Kardeşler tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi.
Bu yarının ortalarında gelen bu ceza vuruşunu Tanque zorlada olsa gole çevirdi.
İkinci yarı Celil’in yerine oyuna giren, Eski Trabzonsporlu Soner Aydoğdu’nun son dakikaya girilirken gelen golü, Kırmızı Beyazlı camiayı rahatlattı, bir nefes aldırdı.
Oyun boyunca her iki takımın gereksiz yere oyunu çok durdurup, olmayan tempoyu dibe vurdurmaları, klasik Türk futbolcusu ve Türk takımı mantığıydı.
Futbol adına çok zevkli bir karşılaşma olmasa da, Yılport Samsunspor’un bu kritik haftadaki bu galibiyeti, gecenin onlar adına siyah, beyaz ama güzel fotoğrafıydı.