Turizm ile gelen döviz ithalat

2012 yılı hesaplamalarına göre turizm sektörünün ülkeye kazandırdığı döviz miktarının 18 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Sürekli artış gösteren ve dünyada hizmet kalitesi ile hak ettiği yeri almaya çalışan Türk turizm sektörü, ülkeye sağladığı döviz girdisi ile ön plana çıkarken diğer taraftan yapılan dış ticaret politikalarındaki hatalar yüzünden, bir taraftan döviz girerken diğer taraftan da kazanılan bu dövizin “ithalat” için yine dışarıya ödendiğini gözlemliyoruz.
Çin ve Japonya arasında yapılan ticaret anlaşmalarında, “bundan böyle iki ülke arasındaki ticarette ödemelerin dolar ile değil yuan ve yen ile yapılması kararı almaları” dünyanın çok farklı bir kulvara girdiğini gösteriyor. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi bugün ülke turizmimizde büyük bir pazar olarak her geçen yıl payını büyüten Rus pazarı temsilcileri, ülkemizdeki tüm ödemelerini Amerikan Doları ile yapıyorlar. Yani her iki ülke de kendilerine ait olmayan bir para ile alış veriş yapıp Amerikan Doları’nın değerini artırıyorlar.
Son dünya ekonomik krizi ile birlikte, artık dünya devletleri ABD’nin hazinesinde altın olarak karşılığı olmadan para bastığının farkına vardılar ve bu nedenledir ki kendi ekonomilerini, altın karşılığı olmayan bir para ile yapmanın ne kadar tehlikeli olduğunun bilincine vardılar. ABD son bir çıkışla ekonomik kriz dalgasına güvenerek ülkelerin merkez bankalarındaki dolar rezervleri hedef alarak, ABD batarsa sizde batarsınız düşüncesini oluşturmaya çalıştı.
Çin, Japonya, Hindistan, Rusya, İran ve Latin Amerika ülkelerinin ticarette Amerikan Doları kullanmayacaklarını açıklamaları, belki de II. Dünya Savaşı’nın galibi olan ABD’nin, para spekülasyonları ile 67 yıldır sömürdüğü dünyada, var olma mücadelesi vereceğinin de miladını oluşturacaktır. Yıllık 62 trilyon Dolar olan dünya ticaretinin 26 trilyon dolarlık kısmını Çin ve Japonya tek başlarına üretmekteler. Şu anda 15 trilyon dolar bütçe açığı olan ABD’nin bu durumu sürdürebilmesi, adı geçen ülkelerin ticaretlerinde Amerikan Doları’nı kullanmayacak olmaları nedeni ile oldukça zor görünüyor.
Hükümetimize düşen görev, önümüzdeki süreçte uluslararası ekonomik krizlerden en az oranda etkilenmek için, acilen ithalat ve ihracat politikalarını ve ticarette kullanacakları para birimini yeniden belirlemek olmalıdır. Bunu turizm sektöründe Rusya’dan gelen turistlerin ülkemizde ruble ile ödeme yapmalarının önünü açarak başlayabilirler.
2012 yılında pilot bölge olarak Rus turistlerin en çok geldikleri Antalya bölgesi seçilebilir ve daha sonraki yıllarda tüm yurtta uygulamaya geçilebilir. Bunun kesinlikle çok daha faydalı olacağı ülkelerin birbirlerine karşı güvenlerinin daha da artacağı görülecektir. Bugünkü uygulamada Rus turist kendi ülkesinde rubleyi verip dolar alırken kur farkından para kaybetmekte, Türkiye’de de doları bozdururken yine kur farkından dolayı para kaybetmektedir, oysaki cebine koyup geldiği ruble ile harcama yapabilme imkanı olsa, hem daha çok harcama yapacak hem de kur farklarından dolayı kayba uğramayacaktır.

***


Hayatını Kıbrıs Türkünün bağımsızlığı için adayan ve bu uğurda hiçbir taviz vermeyen Milli kahramanımız merhum RAUF DENKTAŞ’a Allah’tan rahmet diliyorum. Tüm Türk Dünyasının başı sağ olsun.

Yazarın Diğer Yazıları