Turizm sektörünün kara delikleri (3)

Tatil köyleri
Turizmin gelişmesinin ne demek olduğunu sorduğunuzda insanlarımızın yaptığı çok ilginç yorumlarla karşılaşırsınız. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse, bazılarına göre turizmde gelişme demek “pansiyon, motel ve otellere ilave olarak yapılan çok yıldızlı oteller” bazılarına göre de “çok fazla turistin konaklayabildiği tatil köylerinin yapılması, daha fazla turist ve para anlamına” geliyor.
Gelişmek demek daha fazla otel, daha fazla yatak, daha fazla turist ve daha fazla para kazanmak olsa idi, bütçeye katkısının yüzde 5 civarında olduğu düşünülen turizm sektörünün bu kadar yatırım ve başıboşluğa göre bütçeye doğrudan veya dolaylı katkısının en az yüzde yirmiler seviyesine ulaşması gerekirdi. Ama turizmde “devletin politikasızlığı” bu sektörün her geçen gün biraz daha yabancı tekellerin denetimine girmesine neden olur iken bütçeye katkısının düşünülenin aksine daha da azaldığı gözlemleniyor.
Tatil Köylerinin fiziki şartları ve işletmecilik yöntemleri incelendiği zaman genellikle belediye sınırları dışındaki alanların tercih edildiği gözlemleniyor. Bir anlamda belediye sınırları dışında bu yatırımları yapanlar alt yapı hizmetlerinin eksikliklerinden şikayet ederler iken aslında belediyenin sınırları dışında olmalarından dolayı bazı işleri de çok kolay yapabiliyor. Belediyelik olan yerleşim birimlerinde olması gereken devlet kurumlarının, bu Tatil Köylerinin bulunduğu yerlerde olmaması bu işletmelerin bulunduğu bölgeleri “dikensiz gül bahçesine çeviriyor” .
Her biri bir işletmecilik firması tarafından işletilen Tatil Köylerinin genellikle “şirket merkezleri İstanbul” olduğu için mali denetimlerin yapılması oldukça zorlaşıyor. Muhasebe kayıtlarının İstanbul’da tutuluyor olması Tatil Köyünün bulunduğu yerdeki devlet görevlilerinin yapacakları denetimlerde ellerini kollarını bağlayan bir nokta olarak ortaya çıkıyor.
Tatil Köylerinin bazen denetlenmesine Kaymakam ve Valiler de karşı çıkabiliyorlar. Gerekçe olarak, askeri veya polis üniforması ile bu tip işletmelere gitmenin turistleri rahatsız edeceğinden söz ediyorlar. Oysa ki bu çekince bir kanunsuzluğun ortaya çıkarılmasını ve devlet görevlilerinin görevlerini yapmalarını engellemek olarak görülmeli ve bu uygulamayı yapan Vali ve Kaymakamlar hakkında derhal idari işlemler başlatılmalıdır.
T.C. devletinin vatandaşlarının haklarının korunmasına sırf “aman turistleri rahatsız etmeyelim, sakın tatil köylerine asker veya polis üniforması ile girmeyin” tarzında konuşan görevliler alenen devletin çıkarlarına karşı hareket ediyorlar demektir ve cezaları ne ise verilmelidir.
Tatil Köylerinin “sömürge krallıklarına dönüşmesinin” önüne geçmek ve turizmden bütçeye olan katkıyı artırmak için yapılması gereken, bu işletmelerin sıkı şekilde ve sürekli olarak denetlenmelerinden geçmektedir. Bu denetimlerde görevlendirilecek devlet görevlileri de özenle seçilmiş müfettişlerden oluşmalı ki, denetim faaliyeti turistik gezi faaliyetine dönüşmesin ve bir sonuç alınabilsin.
Turizm sezonunun bölgelere göre farklılık gösterdiğini düşünerek Mali Denetimlerin alt yapısının hazırlanması, ilk yapılacak işler arasında yer almakta. Sezonda nüfusu iki yüz bini geçen bir turizm beldesinde on tane Maliye çalışanı ile hiçbir işi bitiremezsiniz.

Yazarın Diğer Yazıları