Turizm sektörünün kara delikleri (4)

Yabancı kaçak çalışanlar
Yabancıların turizm sektöründe önlerinde hiçbir engel bırakmamaya yemin etmiş gibi davranan siyasiler ve onların bürokratları,  “Türk Vatandaşlarına Tahsis Edilen İşler”  başlığı altında toplanan ve T.C. vatandaşlarının hak kayıplarını engelleyen yasayı sağından solundan oynayarak işlevsiz hale getirdiler.
Bunu yaparken, başka bir yasa ile bunun alt yapısını öyle bir oluşturdular ki; Propaganda ile de desteklenince  “turizm yatırım kanunu”  her şeyi silip süpüren, karşısında hiçbir engelin kalmadığı bir uygulama alanı buldu. Ne Orman Kanunu, Ne Sosyal Güvenlik Kanunu ne de Sit Kanunu hiçbir anlam ifade etmez oldu.
Ülkemizin milyarlarca dolar parasını  “turizm sektörüne yetişmiş eleman sağlamak”  gerekçesi ile ülkenin her köşesine  “turizm lisesi, meslek yüksek okulu ve turizm fakülteleri”  açanlar, bu okullardan her yıl mezun olan doksan bine yakın öğrencinin iş bulup bulmadığı konusunda kendilerinde hiçbir sorumluluk veya suçluluk duygusu hissettiklerine şahit olmadık.
Turizm Okullarından mezun olan geçlerimizin  “mesleki staj”  gerekçesi ile turizm işletmelerinde  “köle gibi”  çalıştırılmalarına göz yumulduğunu, T.C. vatandaşı olan bu gençlerin  “yabancı kaçak çalışanlar”  kadar itibar görmediklerini gözlemledik. Devlet turizm sektörünü birkaç özel birliğin inisiyatifine terk ettiğinden ve bir devlet politikası üretmediğinden, sektörün yabancı işbirlikçileri istedikleri yasaları ve ortamları yabancıların lehine değiştirmek için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar.
 “Tur Operatörü Temsilcisi”  ibaresi de bu işbirlikçi zihniyetin yabancıların kaçak çalışmalarına göz yummanın kılıfını oluşturuyor. Başlangıçta bir yabancı personelin Türkiye’de çalışabilmesi için o yabancı personeli çalıştıracak olan firmanın on T.C. vatandaşı sigortalı çalışanı olması şartı vardı. Bu durum yabancıların lehine Erkan Mumcu’nun bakanlığı döneminde beşe düşürüldü. Şimdiler de bu rakam bile unutulmuş gözüküyor.
Dünyanın hiçbir ülkesi yabancılara bu kadar kolaylık sağlamıyor, sağladığı zaman da yabancının öncelikli olarak ülkesi hakkında son derece bilgi sahibi ve eğitimli olması şartını getiriyor. Derken her bir yabancı için kendi vatandaşlarından on tanesinin sigorta primini yabancı personel çalıştığı sürece o firmaya ödetiyor.
Ülkemizde ise yabancı personel geliyor, pasaport fotokopisi ve sekiz resimle Kaymakamlığa oradan da emniyet yabancılar şubeye başvuru yapılıyor, 135 TL ikamet tezkere kitapçığı bedeli ve 306 TL harç alınıp altı aylık ikamet tezkeresi veriliyor.
Gördüğünüz gibi bu ülkede bir T.C. vatandaşı aylık en az Sosyal Güvenlik Kurumuna 350 TL ödemeden hiçbir hakka sahip olamaz iken elin yabancısı gelip yaklaşık 400 TL para vererek altı ay hiçbir sorguya tabi tutulmadan bir güzel çalışıp paralarını biriktirip, denizine girip en güzel otellerde kalıp T.C. devletine bir kuruş vergi vermeden çekip gidiyor.
Kanunlara göre olması gereken bir yabancı personelin çalıştığı sürece en az beş T.C. vatandaşının sigorta primlerinin yatırılması şeklinde olmalıdır. Bu da aslında bir yabancı personelden ikamet tezkere bedeli olarak altı ay için alınması gereken miktar 8.750 TL olmalıdır.
Ülkemizde en az yüz bin yabancı kaçak çalışanın turizm sektöründe çalıştığını düşündüğünüzde, lütfen yukarıdaki rakamla yüz bini çarpın ve altı aydaki kayıplarımızı siz hesaplayın.

Yazarın Diğer Yazıları