Turizmde üçlü çatı üzerine görüşler

Gazetelere yansıyan son haberlere göre Kültür ve Turizm Bakanlığı öncelikli olarak 1618 sayılı Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği yasası kapsamına alarak tek çatı altında toplamaya çalıştığı turizm sektör temsilcilerini, önceki düşüncesinden vazgeçerek üç çatı altında toplamanın daha doğru olacağına karar vermiş. Şahsen benim de katıldığım bu fikirden ve alınan karardan dolayı Bakanlık yetkililerini kutluyorum.
Birinci Çatı: Otelcilerin oluşturacağı bu yapının denetiminin kesinlikle ve kesinlikle,
* Turizm sektörüne ürün olarak sunulan tatil paketlerinin içerikleri yönünden Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından,
* Yerli ve yabancı tur operatörleri ile yapılan  “konaklama kontenjan sözleşmelerinin”  birer nüshalarının Maliye Bakanlığı’na verilmesi zorunluluğu getirilmeli, tatil köyleri bünyesinde bulunan ve sezonluk olarak çok yüksek meblağlarla kiraya verilen işletmelerin de kira sözleşmelerinin birer nüshalarının Maliye Bakanlığı’na ibrazı şartı getirilmelidir.
* Turizm sektöründeki kayıt dışı işletmelerin maalesef yabancı ve yerli turistlere hizmet vermelerinin önüne geçilemediği için, bu tür işletmelerde meydana gelen olaylardan ülke turizmimiz büyük zarar görmektedir. Sağlık Bakanlığı yetkilileri belediye ruhsatı ile çalışan bu tür işletmeleri sağlık denetimleri ile kontrol altında tutmalıdır.
* Her yaz sezonunda  “staj yaptırıyoruz”  diye turizm meslek lisesi ve dengi okullardan işletmelere alınan öğrencilerin çok uzun saatler çalıştırılıp, üç kuruş vererek emeklerinin sömürülmesine Milli Eğitim Bakanlığı yapacağı denetimlerle izin vermemelidir.
İkinci Çatı: TÜRSAB üyesi seyahat acentelerinin oluşturacağı bu yapı
* Hazırladıkları tur programlarının içeriği açsından Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde,
* Yabancı kaçak çalışanların istihdam edilip edilmediğinin kontrol edilmesi açısından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetiminde,
* Satılan turların vergilendirilmesi için Maliye Bakanlığı denetiminde
* TÜRSAB plakasının para karşılığı 3’üncü şahısların kullanımına verilip verilmediğinin kontrolü Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde olmalıdır.
Üçüncü Çatı: Benim de mensubu olduğum rehberlerin oluşturacağı bu yapı
* Çalışma kurallarına uyma konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı denetiminde,
* Bir seyahat acentesine bağlı olmadan günübirlik turlara yevmiye ile çıkan rehberlerin  “basit usulde vergiye tabi olmaları” ve serbest çalıştıklarında aldıkları  “rehberlik ücreti”  için fatura kesebilmelerinin yolunu Maliye Bakanlığı açmalıdır.
* Sayıları on bini geçen kokartlı tur rehberlerinin kayıt altına alınması ve sosyal güvenlik kapsamında olmaları için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı da üzerine düşeni yapmalıdır.
* Rehber üst birlikleri, sadece aidat toplayan ve camdan plazalarda oturan bir yapıda değil, rehberlik meslek ilkelerini belirlemede, rehberlerin sosyal haklarının korunması vb.. konularda gücünü yasadan alan birlikler haline getirilmelidir.
* Rehberlerin, acenteler tarafından  “maliyetleri artırıcı unsurlar”  olarak algılanmalarının önüne geçilmeli, rehbersiz tur organize eden acentelere ilave yaptırımlar getirilmelidir. 
İçeriğini tam olarak bilmemekle birlikte, geçmişte çok bakanın söz verip çıkarmadığı özellikle  “rehberlik meslek yasasının”  çıkacak olmasını çok olumlu bir gelişme olarak görüyor, emeği geçen tüm yetkililere rehber meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları