Türk Devleti ihaneti mutlaka yenecektir!

Türk Devleti ihaneti mutlaka yenecektir!
Meslek hayatının 13 yılını bölücü teröre karşı mücadele ile geçiren Emekli Korgeneral Engin Alan, “Terör PKK / 40 Yıllık İhanet” adlı kitabında tecrübeleri ışığında kanlı örgütün kökünü kazıyacak tespitlerini paylaşıyor.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yaklaşık 40 yıldır bölücü PKK terör örgütü ile mücadele ettiğinin altını çizen Engin Alan tespitlerini şöyle sürdürüyor: “PKK; ülkeyi bölerek, bağımsız bir Kürdistan yaratmak amacıyla, şiddeti araç olarak kullanan bir terör örgütüdür. 1984’ten günümüze kadarki süreçte birkaç kez bitme noktasına getirilmiş olmasına rağmen, aldığı dış destek ve içeride yapılan hatalar nedeniyle yeniden ayağa kalkmayı beceren PKK, bugün de ülkemiz için en önemli tehditlerden biri olma vasfını korumaktadır. Ayrıca çevremizdeki istikrarsız ortamın bunların ekmeğine yağ sürmesi, dost dediklerimizin bu terör örgütlerine açık ve örtülü desteği, ülkemizin daha uzun bir süre terörle mücadele edeceğini göstermektedir. Türk Devleti; bu ihanet çetelerini yok edecek güçtedir. Doğru bir istihbarat ve güvenlik yapılanması (Liyakat Ehliyet-Deneyim); kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon; uygun teşkilat, teçhizat, eğitim ve görev bölümü; öncelikle ve öncelikle de “siyasi kararlılık” bu hain yapıları yok etmek için gerekli ve şarttır. Geçmişten ders alınmalı, ancak geçmişe takılıp kalmadan geleceğe odaklanılmalıdır. Bu kitabı şehit ve gazilerimizin aziz hatıralarıyla birlikte, günümüzde bu ihanet çeteleriyle mücadeleyi sürdüren kahraman vatan evlatlarına katkı olur düşüncesiyle kaleme aldım. PKK, 15 Ağustos 1984’te Eruh ve Şemdinli’de ilk silahlı eylemlerini gerçekleştirdi. Ben 1984 Ağustos ayı sonu Moskova Kara Ataşeliği görevimi tamamlayarak Bolu Komando Tugayı Kurmay Başkanlığına atandım. Bolu’ya geldiğimde kışla bomboştu. Tugay Güneydoğuya intikal etmişti. Böylece benim için PKK terörü ile mücadele safhası başlamış oldu. 1984-2002 arasındaki 18 yılın 13 yılı Komando Tugayı ve Özel Kuvvetler Kurmay Başkanı, Özel Kuvvetler Okul Komutanı, Tugay Komutanı, Özel Kuvvetler Komutanı ve Kolordu Komutanı olarak bölücü terörle mücadele ile geçti. Çok şey gördüm, çok şey ya- şadım. Bu ülkenin güzel evlatlarını al bayrağa sarıp vatanın koynuna verdim. Gözünü, kolunu, bacağını kaybeden gazilerle benden de bir şeyler koptu gitti. Her ne yaşadıysak ‘Vatan sağ olsun’ dedik, mücadeleye devam ettik. Yazdıklarım ülkemin teröre karşı sürdürdüğü amansız mücadeleye az da olsa bir katkı yaparsa, kendimi görevimi tamamlamış sayacağım.”

Bilgi Yayınevi Tel:(0312) 434 49 98

***

Yıldırım Beyazıt'ın romanı

İlk dönem Osmanlı padişahlarının ekseninde kurguladığı romanlarla Osmanlı’nın özellikle kuruluş tarihinden kesitler sunan çalışmalara imza atan Kerem Alp Usal yeni kitabı “Feveran”ı okurla buluşturdu. “Kıran Girdi Çınara” romanında Osmanlı’nın Fetret Devrini, “Handoğan” romanında Orhan Gazi dönemini, “Hüdavendigar” romanında 1. Murat dönemini anlatan Kerem Alp Usal’ın yeni kitabı “Feveran” ise Yıldırım Beyazıt’ın romanı. Kerem Alp Usal’ın sekizinci kitabında, Hüdavendigar Murat Han’ın Kosova’daki şehadetinin ardından Osmanlı’yı bekleyen zor sınav anlatılıyor. Balkanların ve Anadolu’nun yeni hakimi Sultan-ı Rum Beyazıt Han, batı güçlerinin giriştiği son büyük Haçlı Seferi karşısında topraklarını savunmak zorunda. Ne var ki daha büyük bir tehlike doğuda günden güne güçlenmekte: Cengiz Han’ın izinden giden Türkistan Emiri Timur, iki büyük Türk devletini karşı karşıya getirecek hazin bir sefere hazırlanıyor: 1389’da bütün Balkanlar birleşti. Sırplar, Arnavutlar, Boşnaklar, Eflaklar ve Bulgarlar sözlerinden cayıp Osmanlı’ya tuzak kurdular. Yetmedi. 1396’da bütün Batı birleşti. Avrupa’nın dört yanından şövalyeler geldi. İngilizler, İskoçlar, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar ve Rodos Şövalyeleri toplanıp Macar Kralı’na destek verdi. Yetmedi. 1402’de bütün Doğu birleşti. Dostlarının Cihan Şahı, düşmanlarının ise Aksak diye andığı Timur, filleri ve 160 bin savaşçısıyla geldi. Hepsinin karşısına aynı adam dikildi. Muhatabını çarpan öfkesi ve ordularını yönetmekteki hızı nedeniyle ’Yıldırım’ namını kazanmış bir padişah... Orhan Gazi’nin torunu, Hüdavendigar Murat’ın oğlu, Yıldırım Beyazıt Han.

Hayalürünü Yayıncılık

hayalurunumedya@gmail.com

***

"Ver kurtul" ve sonrası

Millî Kıbrıs davamız hakkındaki değerli araştırma ve çalışmalarıyla dikkat çeken Emekli Albay Atilla Çilingir yeni kitabı “Kıbrıs / Yes Be Annem” ile Annan Planı’ndan günümüze uzanan süreci mercek altına alıyor. Çilingir, yeni çalışması hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor: “Kıbrıs’ın son 14 yılını anlattığım bu kitabımda; 2002-2016 yılları arasında adada yaşanan siyasi, ekonomik ve sosyal hayatı; adadaki iki toplum arasında yaşanan gelişmeleri, uluslararası ilişkileri ama özellikle Türkiye’nin, 2002 yılı sonrasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile olan ilişkilerine yoğunlaşan/yoğunlaştırdığı yatırımlarını, yaptırımlarını; bir zaman akışı içinde anlatmaya gayret edeceğim. Kıbrıs konusuyla ilgili yazmış olduğum diğer kitaplarımda olduğu gibi duyumlara değil; yaşanan olaylara yer vereceğim, belgelerine dayanacağım. Bu süreci: Hatasıyla, sevabıyla ama yalnızca bu sürece damgasını vuranların, olayları yaşayanların, tanıklık edenlerin; sebep sonuç ilişkileriyle yaşanan gerçeklerin; kısacası tarihin sesiyle anlatmaya çalışacağım... Tabii ki, 42 yıldan bu yana Kıbrıs Milli Davamızla ilgili yaşadıklarımı, görüşlerimi, yorumlarımı da katarak ama ne bir fazla, ne de bir eksik... Ve kitabımın adı, neden KIBRIS ‘Yes Be Annem’ oldu? Çünkü Milli Davamız diye bakılan Kıbrıs konusuyla ilgili teslimiyetlerin tamamı Annan Planına ‘evet’ demekle: O Gazi Topraklarda; ‘Yes Be Annem’ çığlıklarının atılmasıyla başlamıştı! Unutulmasın ki: Tarih, vicdanımıza kazınan olayların hafızası; gerçekler ise zamanın vicdanıdır...

Bilgeoğuz Yayınları Tel:(0212) 527 33 65

***

İnsanlık durumları

Metin Özdemir, hikâyelerindeki yalın üslûbu, eleştirel tavrı ve ironik diliyle hikâyelerini bir arada topladığı “Eşikte” kitabıyla okuyucusunu selâmlıyor. Yazar, dikkat çeken hikayelerinde zaman zaman gerçekdışı unsurlara yer verse de, somut-gerçekçi bir anlatımı tercih ediyor. “Eşikte”, belli bir zamanda ve mekânda, gelenekler ve toplumsal ilişkiler ile şahsi çatışmalar ve açmazlar arasında sıkışıp kalan, hayatında bir kapı aralamak isteyen ve yeni bir ışık arayan kahramanların çoğunlukta olduğu bir kitap.

Ötüken Neşriyat Tel:(0212) 251 03 50

 

 

 

 

***

Şiirleri ölçmek

Yüzyıllardır şairler şiirler söylemişler ve bu şiirler üzerine değerlendirmeler yapılmış. Ama hepsi afaki planda... Değerlendirmeler genelleme sınırını geçememiş... Kimse somut bir değerlendirme sistemi bulamamış. Cahit Kayra “Marjinal Şiir Teorileri” kitabında bunu yapıyor. Kurduğu metrikal sistemle gerçek ve hepsinden önemlisi anlaşılabilir ölçüyü “ŞİRBİL” ile tespit ediyor. Artık bir şiir parçası değerlendirirken; derinlik, ahenk, lirizm vs. yok. 5 şirbil ya da 50 şirbil diyeceğiz. O kadar!..

Tarihçi Kitabevi Tel:(0216) 418 68 86