Türk olmak

Türk olmak; Allah’ın her kula nasip etmediği bir nimettir. Yiğitlik ve cesaretin timsali olmaktır.  Mazlumların hamisi zalimlerin korkulu rüyasıdır. İslam’ın bekçisi, küffarın hedefidir.
Türk olmak; herkesin tadamayacağı onurların en yücesidir. Dünya üniversitelerinde yıllarca eserleri ders kitabı olarak okutulandır. Temizliği Avrupa’ya öğretendir. Dünyada bir çağı açıp diğer çağı kapamaktır. İnsanlığın dinini ve dilini yaşamasının önündeki engelleri kaldırandır.
Türk olmak; yazıyı bularak, dünyanın en eski alfabesi olan 28 harfli alfabeyi insanlığa miras bırakmaktır. Tıptaki buluşlarıyla çığır açmaktır. Atı evcilleştirerek insanlığın ulaşımını kolaylaştırmaktır. Gemileri karadan yüzdürüp, surları parçalayan topları döktürmektir. Hoşgörüsüyle Hıristiyan’ın haçını İslam’ın sarığına tercih ettirmektir.
Türk olmak; denizleri göle çeviren, kaptan-ı deryalar yetiştirmektir. Kırk kişiyle Çin sarayını basarak şehrin etrafına surlar çektirmektir. Çizdiği dünya haritalarıyla bilinmeyen kıtaları keşfetmektir. Yıkılan devletlerinin yerine yenilerini kurarak neslin devamını sağlayıp, hürriyet içinde yaşamaktır. İnsanlığın varlığıyla var olan ırkını bu günlere taşımaktır. 
Türk olmak; çocuğa ve gençlerine gereken değeri vermek, onlara saygı ve sevgiyi öğretmektir. Hanla-Hatun bir arada karar vermek suretiyle kadına olan güven ve değeri dünyaya haykırmaktır. Her türlü hıyanete rağmen ayakta durabilmektir. Vatan ve namus uğruna ölmeyi şehit, yaralanmayı gazi olarak bilmektir. Bu amaçla çocuğunu askere yollarken kurbanlık koçlar gibi kınalar yakılarak vatan için kurban olarak göndermektir. 
Türk olmak; çelik gibi iradeye sahip olmak demektir. Güce saygı gösterip, sopayla yola gelmek değildir.  Cihan devleti kurup, dünyaya nizam vermektir. İnançları sağlam, cesur yürekli ve bilekleri güçlü olmaktır.
Türk olmak; zor iştir vesselam. Çünkü düşmanı çok olandır. Üzerinde hesaplar yapılarak oyuna getirilmeye çalışanlar demektir. Geçmişteki gücüne kavuşur diye korkulandır. Aralarına nifak sokularak parçalanmak istenenlerdir. Dost görüntüsü altında düşmanlığa maruz bırakılandır.
Türk olmak; Doğu Türkistan’da Çin’e, Orta Asya da Rus’a, Balkanlarda Yunan’a, Bulgar’a, Arnavut’a ve Makedon’a karşı ayakta kalma mücadele vermek demektir. Avrupa’sına ve Amerika’sına direnebilmektir.  
Türk olmak; yöneticilerinin her türlü oyununa rağmen varlığını sürdürmektir. Sarp yolların yolcusu, tehlikeli uçurumların kenarından dönen ve doğru yolu gösteren rehberi olmayandır.  
Türk olmak; sevgi dolu yüreğe sahip olup, saygıyı kendine şiar edinmektir. Hoşgörüsünün kurbanı olup, tuzaklara düşmektir. Her insanı kendi gibi sanarak hıyanete uğramaktır. O saf ve temizliğinden dolayı iç ve dış düşmanların saldırısına açık olmaktır.  
Türk olmak; sabretmesini bilmektir. Sabrı zorlanınca, düşmana dünyasını zindan etmektir. Günümüzde içteki ve dıştaki bedbahtlar tarafından sabırları zorlanan, bu nedenle de dişlerini gıcırdatarak zamanını bekleyen demektir.  
Türk olmak; kendine hakaret ettirip, vatanının bölünmesine seyirci kalan değildir. Adriyatik’ten Çin seddine kadar olan bölgede yaşayan karındaşlarımızın zulme seyirci kalanlar da değildir. Bunları pazarlayanları baş tacı yapan ise hiç değildir. Esareti kabul etmeyen kurdu kendine sembol olarak seçerek tüm dünyaya mesaj verendir.
Türk olmak; verdiği mesajı anlayamayana haddini bildirmektir. Atasını evladını şehit edenlerden özür dileyip onları baş tacı etmeyip hesap sormaktır. Türkün kim olduğunu bilmeyenlere hatırlatmaktır. Irkıyla gurur duyup, ne mutlu Türküm diyebilmektir.
Büyük Türk milleti; eğer bir an önce birleşip bütünleşmezsek, silkinip kendimize dönmezsek, bu devlet, bu millet bu vatan ve bu bayrak benim demezsek, olaylara tepki vermez, bir kenarda seyredersek hürriyetimizi kaybedebiliriz. Artık titre ve kendine dön.

Yazarın Diğer Yazıları