Türk olmak

Türk olmak; herkese nasip olmayan şerefli bir mensubiyetliktir. Çünkü Türk dediğinizde güçlü, kudretli, töreli, geleneği olan adetleri ve kanunlarla düzenlenmiş, birlik kazanmış halk demektir. Bu hasletlerinden olacak ki insanlığın varlığı ile var olmuş ve dünyaya nizam vermişlerdir. Ancak bu yapılarından dolayıdır ki haset ve kıskançlık isterisine tutulmuş milletlerin de düşmanlığın kazanmışlardır.
Türk olmak; Osmanlı Devleti’nin hüküm sürdüğü yıllarda Etrak-ı bi idrak, şimdiki ifadeyle idraksiz Türk diye anılanlardır. Rus Dışişleri Bakanı Kont Nislerodo’nun İngiliz elçisine söylediği  “Biçare Türkler, gerek umur-ı dâhiliyede gerekse hariciyede kendilerine mahsus metin ve muin siyasileri olmayan. Bazen Türk umurunu müneccimbaşıları veyahut Afrika’dan gelme siyah kızlar ağalarının istedikleri tarafa ettikleri vari olmuş millettirler.”
Türk olmak; Yemen’de, Sina’da, Trablus’ta, Balkanlar’da Sarıkamış’ta, Çanakkale’de Dumlupınar’da, Kocatepe’de bu ülke için ölürken, Agopların, Samuellerin, Yanistlerin konak, köşk, yat, kat ve iş sahibi olmalarına vesile olanlardır.
Türk olmak; Hiçbir millet başka milletlerden olanlara birinci sınıf muamelesi yapmazken, Türkiye’nin Türklerin ülkesi olmasına rağmen başka milletten olanlar baş tacı yapılırken ülkelerinde kendileri dışlananlar demektir.
Türk olmak; Yunanistan’da kimliği kabul edilmeyen, Bulgaristan’da adları değiştirilmeye çalışanlardır. Rusya’da esir hayatı yaşayan, Çin’de katledilen, Irak’ta ve Suriye’de yurtlarından edilirken sahip çıkılmayanlardır. Avrupa Birliği’nde tüm haklarından yoksun beşinci sınıf vatandaş olarak insan dahi sayılmayanlardır.
Türk olmak; Dünyaya yayılmış Karaim, Karpat dağlarında Sekel, Gürcistan’a sokulmayan Ahıskalı, İran’da hiçbir hakkı olmayan Azeri, Rusya’da esir hayatı yaşayan Çuvaş, Başkurt, Altay, Tuva, Kırım Tatarları, Hakas, Tatarlar, Yakut, Kumuk, Nogay, Şorlardır. Kafkaslarda Balkar, Dağıstan, Karaçay, Çin zulmü altında Uygur ve Balkanlarda yaşayan karındaşlarımızdır.
Türk olmak; geçmişte olduğu gibi bugün de ülkesi uğruna Doğu ve Güneydoğu bölgesinin dağlarında şehit olmaktır. Adını söylemesi ırkçılık, destanına sahip çıkması teröristlik ve andını okuması yasak olanlardır.
Türk olmak; ülkesinde beşinci sınıf vatandaş olarak yaşarken, ölmesi gerektiğinde ve oyuna ihtiyaç duyulduğunda hatırlananlardır. Makamlara getirilmeyen, hasbelkader gelenlerinin de görevlerine son verilen ve kendini kendisinin idare etmesine izin verilmeyen bir yığın olarak görülenlerdir.
Türk olmak; Ayağında yırtık lastik ayakkabısı ve 140 lira maaşı ile şükretmesini bilendir. Hukuksuzluklara isyan etmeyen, milletinin her daim emrinde olan, bundan dolayı da hep çantada keklik görülüp kale alınmayanlardır.
Türk olmak; vebalı gibi görülüp dışlananlardır. Çoğunluk olmasına rağmen ülkesinde yetim muamelesine tabi tutulanlardır. Türk olmayanların baş tacı edildiği, yönetimde bulunamamalarından dolayı çıkarılan yasaların aleyhlerine çalıştırılanlardır.
Türk olmak; tarihini öğrenemeyen, varlığından ve gücünden haberdar edilmeyenlerdir. Medyanın aleyhine çalıştığı, yanlışları dile getirdiğinde provokasyon yapmakla suçlananlardır. Ödediği vergilerle bu topraklara getirilmiş Türk olmayanları besleyenlerdirler.
Türk olmak; araçlarda diri diri yakılan, kendi ülkesinde yolu kesilerek araçlarına el konulup kaçırılanlardır. Okulları yakılan, atasının büstleri yıkılan, bayrağı indirilerek parçalanan insanlardır. Başkalarının kullandığı elektriğin, suyun ve doğal gazın parasını ödeyen, o paraları kazanmak için kömür ocaklarında ve inşaatlarda ölenlerdir.
Türk olmak; varlığından rahatsız olunan, içte ve dıştaki ihanet şebekelerinin iş birliği ile beyinleri yıkanmaya çalışanlardır. Ben Müslüman’ım diyen din bezirgânlarınca iğfal edilenlerdir. Sabah kalktığında geçecek gününden emin olamayan, evi soyulan, gaspa uğrayan, malı kundaklanınca hakkını ararken avuçlarını yalayanlardır.
Türk olmak; haksızlıklara dahi rızalık göstererek devletini rencide etmeyenlerdir.  Her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa rağmen devletini başka devletlere şikâyet etmeyip, zalimlerin ıslahı için Allah’a dua edenlerdir.
Türk olmak; sabreden ve susandır. Ancak söz konusu namusu ve vatanı olunca önünde durulamayanlardır. Bugün bu noktaya gelindiğini düşünerek dişlerini gıcırdatandır. Sabrı taşınca, taşıranlara dünyayı dar eden asil bir millet demektir.

Yazarın Diğer Yazıları