Türk töresinde cenazeye saygı!

Yazıya başlarken, halen tutuklu bulunan eski milletvekili Aysel Tuğluk'un vefat eden annesi Hatun Tuğluk'un Ankara'da defnedilmesine bir grubun karşı çıkmasının çok acı bir olay olduğunu ve Türk Milleti'nin hiçbir ferdine yakışmadığını belirtmek isterim.

Hiç kimse, terör örgütüyle ilişkili bir kişinin yakını olsa bile hiçbir cenazeye saygısızlık yapmamalıdır. Böyle bir anlayış, Türk töresinde ve İslâm dininde yoktur. İskitlerden bu yana Türk töresinde en büyük kutsal, ata mezarlarıdır. Kendi atasının mezarına saygısızlığı, savaş sebebi olarak gören bir millete mensup olan insanlar, böyle ucuz davranışlar içine girmemelidir.

***

AKP, referandum için neden top gezdiriyor?

***

Irak'ın kuzeyinde yapılması planlanan referandumla ilgili olarak, Türkiye'nin ABD kadar bile net bir açıklama yapmadığını dün yazmıştım.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan da "Hükümet Kuzey Irak referandumu konusunda da kararlı bir tutum göstermemektedir. Irak'ın toprak bütünlüğünün korunması şarttır. Referandum meşru değildir. Referandumu tanımıyoruz. Hükümetin de sahada top gezdirmeyi bırakıp bu konuda net bir tutum alması ve açıklama yapmasını bekliyoruz." dedi.

Dışişleri Bakanlığı, nihayet bir açıklama yaptı ve "Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin aksi yöndeki bütün dostane tavsiyelere rağmen referandum konusundaki yaklaşımında ısrar etmesinin mutlaka bir bedeli olacağını dikkate alması gerektiğini vurguluyoruz." ifadesini kullandı.

Tabii yetersiz bir açıklama...

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ise "TBMM en kısa zamanda IKYB'nin 25 Eylül'de gerçekleştireceği bağımsızlık referandumuna karşı bir karar almalıdır. Aksi, tarihi bir hata olur" dedi.

İnsanın aklına "AKP iktidarı, Barzani yönetimi ile giriştiği ortak petrol boru hattı gibi projeler yüzünden mi böyle etkisiz kalıyor?" sorusu geliyor!

***

ABD'den AKP'ye rüşvet şantajı!

***

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ,  ABD'de açılan davada Zafer Çağlayan hakkında tutuklama kararı çıkarılmasıyla ilgili olarak, "Bu, FETÖ'nün, Türkiye'de görmeyi başaramadığı hesabı ABD yargısı üzerinden gördürme çabasıdır." dedi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal da benzer ifadelerden sonra "Bazı köşe yazarlarının da adeta 'tehdit eder' gibi, bu Amerika'da devam eden davalar üzerinden Cumhurbaşkanımızın Amerika ziyaretine dönük bazı imalarda bulunması da tabii ki kabul edilebilir bir durum değildir" dedi.

***

Hürriyet'ten Abdülkadir Selvi'nin yazısı kastediliyorsa imadan ziyade durum tespiti var!

Selvi, "Çin işkencesi gibi her duruşmada mahkemeden Türkiye'nin canını acıtan yeni bir karar çıkıyor. Tek hedefleri Erdoğan... Operasyonun Zafer Çağlayan'la sınırlı olmadığı düşünülüyor. ABD'liler satır aralarında, 'Bu iş siyasi koruma olmadan yapılamaz' mesajını vermeyi ihmal etmiyor. Ankara şimdi Zarrab fotoğrafının arkasındaki büyük resme odaklanmış durumda." diye yazdı.

Ahmet Taşgetiren de "Ben Amerika'da bir yerlerin Erdoğan ve Türkiye ile hesaplaşma halinde olduğuna inananlardanım. Ama 'kol saati' ile sembolize olan yolsuzluk dosyalarını, bu 'millî mesele' ile içimize sindirmemizin istenmesi içimize sinmiyor. 'Çağlayan'ın yükü'nü taşımanın ve tüm siyasi harekete taşıtmanın nasıl bir gerekçesi olabilir ki?" diye sordu.

***

17-25 Aralık'taki yolsuzluk iddiaları yüzünden, Çağlayan dahil dört bakan istifa etmedi mi? Yargılamaları, AKP'li milletvekillerinin oyları ile engellenmedi mi? Rüşvet paraları, iade edilmedi mi?

Siz dört bakanı burada yargılamazsanız, Amerika da sizi köşeye sıkıştırıp işte böyle siyasi şantaj yapar!

Yazarın Diğer Yazıları